UBP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Ulusal Birlik Partisi Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu bir TV programına katılarak Cumhurbaşkanlığı sürecine ilişkin soruları yanıtladı. “GİTTİĞİMİZ YERLERDEKİ COŞKU ÜMİT VERİCİ” Ulusal Birlik Partisi’nde Cumhurbaşkanı adayı Genel Başkan, Başbakan Ersin Tatar’n etrafında bütünleşme olduğunu belirten Hasipoğlu, “Gittiğimiz yerlerdeki coşku çok ümit verici. Partimizi dizel makinaya benzetiyorum, geç açılır ama açılınca da öyle bir hızlanır ki kimse tutamaz” ifadelerine yer verdi. Hasipoğlu, Kıbrıs ve dış politika bağlamında konjonktürün de uygun olduğunu dile getirdi. Hasipoğlu, “Müzakereler bağlamında gelinen nokta UBP’nin görüşlerini destekleyici nitelikte. Federasyon anlamında Kıbrıs Rum tarafının çözüm niyetinin olmadığı tespitle yola çıkıyoruz ve bunu halkımıza anlatacağız. Müzakerelerde BM’nin de atıfta bulunduğu gibi son aşamayı Crans Montana görüşmesinde gerçekleştirdik. Tartışılmayan hiçbir konu kalmadı. Artık federasyon görüşme sürecine nokta konulmasını talep etme zamanıdır. 3-4 sene önce bunu yapamazdık, Şu an süreçler tüketildi, halkımızın, devletimizin önünü açacak yeni bir vizyona, anlayışa ve lidere ihtiyacımız var” dedi. “UBP’NİN HIZLI YÜKSELİŞİNE MUHALEFETTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL” UBP adayı ve Başbakan Ersin Tatar’a yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Hasipoğlu, “Ersin Bey ilk etapta kararsızdı, sonra kararını verdi. İlk aylarda yeni başbakan olmuştu ve ilk olarak ekonomik konulara odaklanmayı istedi. Daha sonra aday olmaya karar verdi diye Ersin Tatar’ın suçlanması ve seçim sonrası kurultay olacak varsayımları, UBP’nin hızlı yükselişine muhalefetten başka bir şey değildir” dedi. UBP’de genel başkanlık yarışının olacağı şekilde bir algı yaratılmaya çalışıldığına dikkat çeken Hasipoğlu, bu yarışın ancak Tatar’ın seçilmesinden sonra başlayabileceğini, şu an genel başkanlık için çalışma yapacak olanların aslında seçimini bugünden kaybeden bir aday olacağını belirtti. Hasipoğlu, şu an için partinin odaklandığı tek konunun ülke yönetimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu söyledi. “UBP BELDEN AŞAĞI VURMAYACAK” Seçim sürecinin kolay olmayacağına dikkat çeken Hasipoğlu, UBP’nin belden aşağı vurmayacağına vurgu yaparak, “Görüşleriyle ve ortaya koyacağı yeni vizyonla, Kıbrıs konusundaki pozisyonuyla halkından oy talep edecek. Bu zamana kadar Tatar’a karşı yapılan tavırlar bel altıydı. Küçük düşürücü ve hakarete varan yazılar yazıldı. Bunlar olmamalı. Herkes görüşünü ortaya koysun, tek alternatif federasyon mu diyorsunuz, bunu izah edin. Yol haritasını ortaya koyun, halkımız hangi yoldan gideceğine karar versin” dedi. Hasipoğlu çok fazla iddiaların ortaya atıldığına da dikkat çekerek, onların sadece iddia olarak kaldığını ve Başbakan Tatar’ın bunların hepsini çürüttüğünü belirtti. “TATAR CUMHURBAŞKANI SEÇİLDİĞİNDE HALKTAN KOPUK BİR SİYASET ANLAYIŞI İÇERİSİNDE OLMAYACAKTIR” Ersin Tatar’ın Kıbrıs meselesi ile ilgili duruşuyla ilgili bir soru üzerine Hasipoğlu, Tatar’ın zeki ve kısa sürede konulara hakim olduğunu kaydederek, ekibiyle ortaya çıkacağını da ifade etti. Ekip çalışmasının önemine vurgu yapan Hasipoğlu şöyle devam etti: “Derviş Bey’le de çalıştım, masaya oturacak olan bir toplum liderinin göreve başladığı birinci günde tüm teknik konulara hakim olmasını zaten bekleyemezsiniz, lakin zamanla hakim oldu. Daha sonra da müzakere masasında inisiyatif aldı, liderlik örneği gösterdi. Green Tree, Cenevre gibi önemli zirvelerde yer aldık. Önemli kararlarda halkının da görüşlerini dikkate alarak görüşler ortaya koydu. Derviş Bey halk ve danışma konseyleri kurdu, bu konseylerin danışmanlığına başvurdu, meclisle de sürekli istişare içindeydi. Sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de her zaman dikkate alındı. Tüm görüşleri dinledikten sonra iyi bir sentez yapıp, pozisyon ortaya koyardı. Yeni dönemde de zaten hep halkın içerisinde olan Tatar’ın da, benzer bir çalışma yöntemini benimseyeceğini düşünüyorum.” Kıbrıs meselesi ile ilgili de açıklama yapan Hasipoğlu, kim seçilirse seçilsin masada federasyon modelini önünde bulacağını ifade etti. Hasipoğlu, Akıncı’nın federasyon noktasında olduğunu ve Rum tarafının ise mevcut yönetimlerinin devamı olacak şekilde Kıbrıslı Türklere bazı azınlık hakları veren bir noktada süreci bıraktığını ifade etti.