Atış alanı Kalkanlı-Mevlevi ve Yuvacık köylerinin tam ortasında bulunuyor…

Burada yıllardan beridir atış yapılıyor!

Bölgeden insanlarla konuşuyoruz…

Daha 3 sene öncesine kadar diyorlar!

Askerler kapı kapı gezip atış alanında patlamamış mermi olduğunu, dikkatli olmaları gerektiğini söylermiş…

Hatta bu konuda bir de kağıt imzalatırlarmış bölge halkına!

Doğru olanı yapıyorlarmış anlayacağınız…

Mademki burası 3 köyün ortasında bir atış alanı, atışları da asker yapıyor elbette önlemini alacak, vatandaşı uyaracak!

Bu uygulama niçin artık yapılmıyor bilmiyoruz…

Umarız dersimizi almışızdır!

13 yaşındaki Makhir İsmailov…

Atış alanında hayatını kaybetti hem de hiç yoktan!

Bu arada bazı meslektaşların yanlış yorumlarını düzeltme ihtiyacı duyduk;

Atış alanında hurda filan toplamıyordu!

Bunu kim uydurduysa artık kamuoyu da yanlış bilgilendirildi, yorumlar da onun için yanıltıcı oldu…

Yine bölge insanlarının söylediklerine göre Makhir hurda satıp ailesine yardım değil bölgede çoban arkadaşlarıyla buluşuyordu!

Bunu ailesi de teyit etti…

Hareketli ele avuca sığmayan neşeli bir çocuktu!

Sempatik, şaka yapmasını seviyordu…

Arkadaşları tarafından da çok seviliyordu!

Ailesi de aslında diğer çalışmaya gelen ailelere göre şanslıydı…

Aylık 4 bin 500 TL net gelirleri vardı.

Dayalı döşeli, 3 odalı bir evde oturuyorlardı ve kira ödemiyorlardı!

Elektrik ve su parası da patronlarına aitti…

Hatta bu gelirlerinin yanı sıra kendi çaplarında tavukçuluk yapıp ek gelir elde ediyorlardı!

Durumları hayli iyiydi ve 3 senedir aynı işi yapıyorlardı, ana ve baba çalışma izinliydi, memleketleri Gürcistan’a da dönmeyi düşünmüyorlardı…

Ama gittiler işte!

Bağırlarına taş basarak, oğullarını götürdüler toprağa vermek için…

Artık dönmeyecekler de!

Oğullarının canını bıraktığı bu topraklara…

Kim dönmek ister ki zaten!

Acılı anne dün sabah 3 yıldır kendilerine ekmek veren ailenin hanımına sarılarak veda etti…

Hıçkıra hıçkıra ağlayarak!

Keşke bize iyi davranmasaydınız…

Keşke kötü davranıp bizi kovsaydınız da gitseydik bu topraklardan…

Keşke oğlumuz ölmeseydi diyerek!

Gözyaşının sel olduğu anlardı onlar…

Bur ana, bir baba ve bir kız kardeş.

Canlı getirdikleri Makrir’in bedenini cansız götürdüler Gürcistan’a!

Kara toprağa vermek için…

Bir daha da dönmemecesine!

Bunları yazdık ki bazı bilinmeyenler bilinsin diye…

Yanlış yorumlara neden olmasın diye!

Şimdi başa dönelim;

Bundan 3 sene önceye kadar atış alanında tatbikatlar bitince askerler kapı kapı gezerler ve bölgede patlamamış mermi olduğunu söyler ve bölge halkına birer kağıt imzalatırlardı…

Bu uygulamadan niye vazgeçildi, kim aldı bu kararı!

Yerleşim bölgeleri Kalkanlı, Mevlevi ve Yuvacık’ın tam ortasında bir bölge…

Ve asker burada atış yapıyor!

Ayrıca atış yapılacağı zamanlarda da basın yoluyla vatandaşlar uyarılıyor…

Ama demek ki sadece uyarı yetmiyor!

Bunun devamı da olmalıdır hem de kesinlikle…

Geçmiş yıllarda yapıldığı gibi!

Gerekirse ev ev gezerek…

Zira o bölgelerde oturanların basını takip etmeyebilecekleri de göz önüne alınarak!

Pisi pisine ölümler yaşanmasın diye…

Bu arada bir dip not olarak belirtmekte yarar vardır…

Minik yavrunun talihsiz ölümü sonrası yine basında bir takım yanlış yorumlarda bulunulduğunu gördük…

İlgisizlik üzerineydi bunların çoğu!

Düzeltmekte yarar var;

Öncelikle Başbakan Tufan Erhürman olayla bizzat ilgilenerek bizzat aileyi ziyaret etti ve ilgisini esirgemedi…

Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri de öyle!

Güzelyurt Kaymakamı da yapılabilecek ne varsa esirgemedi…

Askeri makamlar da yaptıkları ziyaretlerde acılı aileyi yalnız bırakmadılar!

Ve son olarak dünkü GKK açıklaması da konunun hassasiyetle incelendiğinin bir göstergesiydi…

Burada elbette GKK’ya da KTBK’ya da çok büyük sorumluluklar düşüyor!

Bir daha bu tür acılar yaşanmasın diye…

Minik yavrular kara toprağa gidip ardında bağrı yanık analar babalar kalmasın diye!

Gerekirse de o atış alanı yerleşim bölgelerinin arasından iptal edilsin ve çok daha güvenli bir yerde asker atışını da yapsın talimini de!

Sonuçta bu ülke insanının can güvenliği onların ilk görevleri arasındadır…

Sadece Merak İşte?

Diğerleri ne yaptı?

Halkın Partisi selden mağdur olanlar için 100 Bin TL bağışta bulundu…

İyide yapmış!

Şimdi diğer siyasi partilerde…

Sonuçta toplamda partilere 13 Milyon TL devlet yardımı yapılıyor!

Milletin cebinden çıkan vergilerle…

Bunu mutlaka bir şekilde millete geri dönüşümü de olmalıdır!

KTHY dosyası kapandı mı?

Sevgili Buran Atakan ısrarla vurguluyor…

KTHY’yi batıranlar yargılansın diye!

Doğal olarak da ben de bunlara gülüp geçiyorum…

Sonra da aklıma geçmiş hükümet dönemlerinde mecliste kurulan KTHY Araştırma Komiteleri geliyor!

Hadi bir işe yaramadılar ama geçmişte vardı işte…

Belli ki umudu tamamen kesmişiz!

Yapanın da yanına kar kalmış…

Kim bu 3 aile?

YDP Lefkoşa Milletvekili Bertan Zaroğlu meclis kürsüsünden söyledi ve kayıtlara da geçerek resmileşti…

Bu ülkede yargıç olabilmek için 3 ailenin birinden onay almak gerekiyormuş!

Çok ağır bir ithamdır bu…

Doğru ya da yanlış bilemeyiz ama hele de bunu bir vekil söylüyorsa muhakkak araştırılmalı ve sonuçlandırılmalıdır!

Dome Hotel vergi mi kaçırıyor?

Çok ilginç iddia doğrusu…

Dome Hotel’in vergi kaçırdığı haberleri yoğunlaşmaya başladı son günlerde!

İyi de eğer böyle bir şey varsa bu ülkenin Maliye Bakanlığı’nın Gelir ve Vergi Dairesi yok mu?

Yapsın bir açıklama kafalardaki soru işaretleri gitsin bitsin!

MESAJ KUTUSU

Sayın KTBK Komutanı Tüm. Gen.Yılmaz YILDIRIM, ülkenin en üst askeri makamı olarak atış alanlarının yerleşim bölgelerinden uzaklaştırılması için girişimde bulunmanız bekleniyor. Hayati önem taşıyan böyle bir konuda hassasiyetinizi esirgemezsiniz değil mi?

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, bir milletvekili ülkede yargıç olabilmek için 3 aileden birinden izin çıkası gerektiğini hem de meclis kürsüsünden dile getirdi. Konuyu enine boyuna araştırarak bir açıklama yapmanız bekleniyor…

Sayın Tolga ATAKAN, Meteoroloji Dairesi’nin acil olarak 2 Milyon Euro değerinde yağmur miktarlarını önceden tespit eden cihaza ihtiyacı olduğunu biliyor muydunuz? Biraz büyük para ama yine insan hayatından çok daha değerli olmasa gerek değil mi? Düşünün deriz!

Sayın Emrullah TURANLI, devletten alacağınız olduğunu söyleyip sonra da borçlu çıkmanız konusunda bir açıklama yapmayı düşünür müydünüz? Zira sizin gibi önemli iş insanlarının şaibeli açıklamalar yapması çok da yakışık almıyor!

Sayın Serdar DENKTAŞ, Lute’nin hem ABD vatandaşı hem de bir ordu mensubu olduğu yönündeki açıklamanız acaba yeteri kadar anlaşıldı mı? Zira konu hele de Kıbrıs konusu ve hidrokarbon yataklarıysa muhakkak ki bir yerlere not edilmeli değil mi?

Sayın Türel-Kürşat ÖZER, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Cafer GÜRCAFER, emirname konusunda hükümetle anlaştığınız yönündeki açıklama memnuniyet vericiydi ama şu ortak açıklama da bir türlü gelmedi nedense! Perde gerisinde gizli bir şey kalmasın diye kamuoyunu aydınlatmanız bekleniyor…

Sayın İdris DENİZ, sizlerin de büyük gayret ve özverinizle bu ülkede de artık Adli Tıp Kurumu gerçek olacak desenize! Olayı yakın takibe alın ki sonuçta siyasileri bilirsiniz çok konuşurlar ama kolay unuturlar.

Sayın Ahmet YÖNLÜER, uzun bir çalışmadan sonra nihayet YDP rozetini takmışsınız ve hatta Ankara ile ilişkiler sorumluluğuna bile getirilmişsiniz. Heyecan bir kere dorukta desenize! Hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Ayşegül Baybars KADRİ, askeri yetkililerle birlikte istişare içinde atış alanlarının yerleşim birimlerinin uzaklarına taşınması için girişimde bulunmanız bekleniyor. Vatandaş artık bundan böyle kaza kurbanı haberleri okumak istemiyor!

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, geçen hafta sonu Adana’ya ailecek bir gurme ziyareti yaptığınız ve en meşhur kebapçıları taradığınız gözlemlenmiş. Bu arada kabak tatlısı hikayesinden de bahsediyorlar hayırdır bilmediğimiz başka şeyler de mi var yoksa!

Sayın Aslan BIÇAKLI, Göçmen ekibi bu sene bir hayli fırtınalar estiriyor ve Süper Lig sinyalleri veriyor. Madem ki sonunda sponsör de buldunuz bundan böyle artık kim tutar ki sizi! Yürüyün de korkmayın deriz!

Sayın Ali-Emine KARAHAN, beklenen tarih için artık saatleri saymaya başlamışsınız. Şimdiden bir ömür boyu sağlık ve mutluluk dolu bir beraberlik dileriz. Bir yastıkta kocarsınız inşallah. Nüfusa da yardımcı olmayı unutmayın olur mu?

Sayın Bayram KARAMAN, siz Dome Hotel konusuna büyük bir mücadele verirken bir başka sendikanın bu mekana talip olmasının ardında acaba bir bit yeniği var mıdır dersiniz? Biraz eşeleyin bakalım altından neler çıkacak!

Sayın Erkut ŞAHALİ, Arıklı’nın çiftçilik yapmadan kuraklık parası alanların olduğunun söylemesi aynı zamanda çok da ciddi bir ihbar olarak algılandı. Koyu mercek altına almanız ve devletin parasını haksız yere cebe indirenleri deşifre edin deriz…