Aday adayı olma sürecinden önce yüreğinde siyaset olan onlarca arkadaşla görüştük…

Kimi yanımıza gelip çayımızı kahvemizi içti!

Kimi telefonda arayarak görüşümüzü sordu…

Hiç tanımadıklarımız bile bizden tavsiye istedi!

Aslında biz siyasette otorite filan değiliz…

Sadece çok yakından takip ediyoruz, izlenimlerimizi de kaleme alıp sizlerle paylaşıyoruz!

Öncelikle bir detay verelim…

Bize danışanlara genelde aday olmayın telkininde bulunduk!

Bunu söylerken gerekçelerimizi de ifade ettik…

Belli ki bize danışmak için gelmişler ama kendi bildiklerini okuyarak hepsi de önce aday adayı oldu sonra üyeyi geçen adaylığı kaptı!

Hayırlı olsun demekten başka bir şey kalmıyor bize…

Siyaset nedense biz de çok seviliyor!

Zaten en çok da siyasi haberler okunuyor…

İnsanlar da en azından bir kez olsun şansını denemek için varını yoğunu ortaya koyup seçim sürecine dahil oluyorlar!

Aslında hepsini de anlamaya çalışıyoruz…

Çünkü uzun bir süredir bu mesleği sürdürdüğümüz için onların ruh hallerini de anlayabiliyoruz!

Şimdi hepsi gece gündüz demeden seçim ziyaretlerine başladılar…

Yorucu bir günün ardından akşam evlerine gidip başlarını da yastığa koyduktan sonra da eminiz mi birçoğu kendini vekil sandalyesinde görüyor!

Tabi ki bunlar ilk defa meclisten içeri girecekler için…

Hatta yine bir kısmı vekillikle kalmayıp bakanlık rüyasına da yatıyorlar!

Bakan olmak az buz bir şey değil ki…

Düşünsenize bir kez, sabah oldu mu kara Mercedes kapıya dayanacak, arka sol kapı sonuna kadar açılacak, mahalleden çıkarken bu kez önde bir makam şoförü olacak ve konu komşu sizi böyle forslu bir şekilde görecek!

Sonra bakanlığa gitmeden birkaç mekana, çarşıya gidilip ‘sayın bakanım’ diye size hitap edecekler, gelsin çaylar gitsin kahveler…

Hele de bakanlık kapısından girince sizi güler yüzle karşılayacak olan çalışanlar olunca gel keyfim gel!

Siz buna ye kürküm ye de diyebilirsiniz…

Hoş aday oldukları için pişman olanlar da yok değil…

Geçenlerde deneyimli bir bürokrat arkadaş aradı telefonda sohbet ettik!

Destek isteyeceği belliydi de onu belli etmeden ‘bu işler gerçekten zormuş’ diye başladı söze…

Tek başına ülkeyi gezmeye başlamış, nerede kahvehane, kabalalık mekan buluyorsa giriyormuş içeri!

Kendisini tanıtıp başlıyormuş söze…

Bir iki ziyaretten sonra farkına varmış ki aslında kimsenin derdi seçim filan değilmiş!

Ya da kimin aday olup, kazanamayacağı…

Kalabalık mekanlarda konuşulan tek konu ekonomik sıkıntılar diye itirafta bulunuyor!

Bir de hemen herkesin gözünün televizyon ekranlarında döviz kurlarını merakla takip ettikleri tespitinde bulunmuş…

Ve soruyor;

Ben bu insanlara ne söylesem de beni dinleseler diye…

Umutsuz vaka yani!

Parti fanatikleri dışında seçimler kimsenin pek de umurunda değil…

Hani klasik bir söz verdır, bizim derdimiz seçim değil de geçimdir, diye!

Haksız değil ki insanlar…

Biz meslek icabı siyasi partilerden gelen basın bildirilerini de ciddi bir şekilde takip ederiz…

Köy, kent ve çarşı-Pazar ziyaretleri başladı ya!

Genelde de bu haberler şu başlıklarla servis ediliyor;

Partimize filan şurada yoğun ilgi vardı!

Hadi oradan Allah aşkına, koskocaman bir yalandan başka bir şey değil…

Bunlar da kendi kendilerini kandırıyorlar!

Hele de bu süreçte seçimlere ilgi filan yok…

Milletin zaten canı burnunda, ayakta kalmak ve kalmamak ince çizgisinde gidiyor, sizin atıp tutmalarınızı mı dinleyecekler!

Geçin bunları lütfen geçin artık, hiç inandırıcı olmuyorsunuz…

Sevili okurlar;

İnanın ki artık milletin canına tak etmiştir…

Kötü siyaset ve tabi ki ekonomik çöküş, insanların önünü görememesi, üzerimizde kara bulutlar gibi gezmektedir!

Hele de çok önemli olan Şehitler Haftasında, güneye ekmek için kuyruk oluşturan bir ülkenin vatandaşı olmak, artık çocuğunun değil kendi geleceğini bile görememek, insanımızın başına gelebilecek olan en büyük talihsizliktir…

Siz yine başınızı yastığa koyup kendinizi vekil ya da bakan olarak görmeye devam edin!

Bakalım kimler mutlu sona ulaşacak, kimler hayal kırıklığı içinde yataktan kalkacaktır…

MESAJ KUTUSU

Sayın Faiz SUCUOĞLU, küçük bir sağlık sorunu için gittiğiniz İstanbul ziyareti bazıları tarafından siyasi bir ziyaret olarak yorumlanmaya başlayınca bir takım tartışmalar da beraberinde geldi. Dönüşte küçük de olsa bir açıklama iyi olacak…

Sayın Sunat ATUN, dövizdeki sert düşüş Türkiye’de akaryakıt fiyatlarında indirim kararını birlikte getirdi. Vatandaş da haklı olarak bizde artık tavan yapan fiyatların düşürülmesi gerektiği yönünde yoğum mesajlarınız gelmeye başladı.

Sayın Ercan TURHAN, Girne’de güçlü adaylar arasında olduğunuzun konuşulduğunu biliyor musunuz? Özellikle karma oylardan rakiplerinizi fark atabileceğinizi söyleyenler bile var. Umarız bu fırsatı kaçırmazsınız…

Sayın Serhan AKTUNÇ, size destek veren yakınlarınız ara sıra parti binasına ve çarşıyı da ziyaret etmeniz konusunda mesajlar göndermeye başladı. Özellikle parti desteği için partilinin sırtını sıvazlamak gerek, sakın onları küstürmeyin olur mu?

Sayın Ayer KUMYALILI, UBP kurultay sonuçlarına ilişkin sosyal medya paylaşımlarınız hem yoğun ilgi görüyor hem de mercek altına alınmaya başlandı. Özellikle aday olmayı kıl payı kaçıranlar bir bazı girişimlerde bulunmaya hazırlanıyor!..

Sayın Fikri ATAOĞLU, K. Kaymaklı bölgesindeki Millet Partisi genel merkezini DP Genel Merkezi olarak kazandırmak için pazarlık masasında olduğunuzu duyduk. Hem mekan hem de konum gerçekten çok elverişli kaçırmayın deriz. Sonra genel merkezi olmayan parti de olmaz ki!

Sayın Kemal DÜRÜST, DP’li dostlarınız genel seçimlerde bölgenizde sizi en büyük güç olarak görmeye başladılar. Bu arada partiye borcunuz da olduğunu düşünüyorlar son bir ay kalmışken bakalım farkınızı gösterebilecek misiniz?

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, partili kurmaylarınız yaptıkları tahminlerde seçimleri ilk 4’de bitireceğiniz tahminlerinde bulunmaya başladılar. Bu arada halen vekil olan bir arkadaşın da seçilme şansının çok az olduğu konuşuluyor, hakkınızda hayırlısı artık…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, sizin meşhur fabrika bir kez daha seçim kulis merkezi olarak dolup taşmaya başlamış. Bu ara elinizde makas çok önemli kişileri doğramaya başlamışsınız bile, gazanız mübarek olsun…

Sayın Fehmi GÜRDALLI, ülkenin en usta gazetecilerinin görevde olduğu Türk Ajansı Kıbrıs’ın 48’nci yılını kutlar başarılarla dolu nice yıllar temenni ederiz. Bir şu yılan hikayesine dönen yeni bina konusunu çözebilirseniz adınızı tarihe altın harflerle yazdırmış olacaksınız…