Birdi, ikiydi, üçtü derken her tarafta mobese kameraları için olduğu söylenen direkler göze çarpmaya başladı.

Bir yandan güvenlik için gerekli öte yandan ne yazık ki ne amaçla kullanılacaklarından emin olamadığımız bazı şüpheleri de beraberinde getiren şüpheler.

Görüntü kirliliği de cabası.

Yollar, kaldırımlar, sağdan soldan geçen çirkin elektrik ve/veya telefon kabloları; camı kırık, kafası aşağıya doğru sallanan trafik lambaları ve daha neler neler.

Sokaklarda bakımsız apartmanlara ek olarak, her türlü bağlantı için binalarda kabloların dıştan görünmeden taşınması için imkanlar varken apartmanlardan sarkan kablolar…

Görüntü her yerin darmadağın döküldüğü şekilde bir zavallılıkta.

Kıbrıs sorunu çözüp, cumhurbaşkanını da belirlemek mi gerekiyor bu zavallı yıkıntı görüntüyü toparlamak için emin değiliz doğrusu. Öyle ise Cumhurbaşkanından bu tür ayrıntıları toparlaması ile ilgili politikalarını da sayıp tanıtmaları için talep teklif etmeliyiz. Bir de mesele Kıbrıs sorununa bağlanacaksa Kıbrıs Cumhuriyeti ve Birleşmiş Milletler de bu hususta bizlere yardımcı olmak için ne yapacaklarını ifade ederek müzakere tutanaklarına koysunlar ki bizler de umutlanalım.

***

“Şu Çiğdem’e de bakın!

Memlekette mesele kalmamış, neleri dert ediyor?” diyenler olabilir.

Onlara sormak istiyorum: O koca koca ve kapkalın demirlerle takılan devasa direkleri beğendiniz mi?

Köşeyi dönüyorsunuz karşınıza çıkıyorlar. Dünyanın başka ülkelerinde böylesini ben hiç görmedim. Bu ebatlarda ve bu kalınlıkta olanlar genellikle şehirlerarası otobanlarda, koca koca 4 şeritli, 6 şeritli devasa yollarda olabilir ancak mahalle aralarında değil. Kimisinin evinin önünde, kimisinin tam olarak baktığı yönde önüne koca bir demir örmesi yerleştirilmiş oldu Lefkoşa’da…

“Buna da mı muhalifsiniz be kardeşim?” diyecek olanların da bulunduğunu biliyorum!

Lakin şehirleşme, kentleşme, çevre düzeni, şehir yaşamının şehirdeki hayatı kolaylaştırması, refah bir seviyeye yükseltmesi, devamında belli bir huzur ve konforu sağlaması için yapılması gereken hiçbir şey yapılmıyor. Üstüne üstlük daha da sağdan soldan direkler, kablolar, delikler, yükseltiler, çukurlarla bir “jumanji”ye dönüştürülüyor.

Jumanji’yi hatırlayanınız var mı bilmiyorum. Gerçeğe dönüşen son derece tehlikeli bir bilgisayar oyunu içinde kaybolan insanları konu alıyor ve orada canları pahasına evlerine dönebilme mücadelesi veriyorlardı.

***

Diyeceğim o ki, memleketin şöyle bir tepeden tırnağa temizlenmesi, tertiplenmesi lazım.

Bu temizlik ve tertibin orta ve uzun vadeli planları da görmek, anlamak ve dizayn etmek suretiyle yapılması lazım.

Şehirlerimizden başlanarak köylere ve şehirlerarasındaki yollara kadar görüntü kirliliği yaratan ne varsa tehlike ve tehdit de yarattığının anımsanması, bilinmesi ve değerlendirilerek düzenlenmesi lazım.

Estetik için şehir mobilyası istediğimizi aklı kesenlerin sağdan soldan?

Sahi bir de bakanlıklar arası koordinasyonu sağlayıp, birinin yaptığını diğerinin bozmamasını sağlarsanız, o zaman değmeyin keyfimize…

Dr. Çiğdem DÜRÜST