Bizim meslekte olanlar için keyifli günler…

Çünkü ufukta yeni bir hükümet var!

Hükümet demek yeni bakanlıklar, müsteşarlıklar ve müdürlükler demek…

Yönetim Kurulu üyeliklerini de yabana atmamak gerek!

Ama vekiller için en büyük hedef bakan olabilmektir…

Bizde siyasi bir hastalıktır bu!

İnsanların genlerine işler…

Önce bakan olmak!

Sonra da o koltuğu kaptırmamak için uğraş vermek…

Bakan olmak en büyük hayallerini süsler vekillerin!

Ve ne yazıktır ki olduktan sonra da halkın içinde oldukları halde soyutlanmaya başlarlar…

Tabi ki bu görevin bilince olanları dışarıda tutuyoruz!

Sabahları evin camından dışarı bakarlar…

Kara makam araçları çoktan gelmiştir mahalleye!

Aynanın karşısına geçerler saçlarını başlarını düzeltirler, kravatları yamulmuşsa düzeltirler…

Sonra en güzel kısmı gelir olayın…

Makam şoförü arka kapıyı açar, buyur eder içeri!

Arka koltukta muhakkak günün gazeteleri vardır, bir göz atılır…

Ayrıca bir not defteri birkaç kalem!

Bir iki şişe su…

Ağızları kokmasın diye sakız da bulunur ön koltuğun arka cebinde!

Evin önünden yola çıkarken sağa sola bakarlar, bu forsu gören var mı diye…

Kimi doğru bakanlığa gider ama kimisi gitmeden birkaç ziyaret gerçekleştirir öncelikle!

Bu kahvehane olabilir, spor kulübü olabilir ya da kalabalık olan neresiyse artık…

Mikandan içeri girince herkes ayağa kalkar!

En çok sevdikleri sözdür ‘hoşgeldiniz bakanım’ dedikleri zaman…

Önlerinde saygı ile eğilen insanlar, önünü kapatarak el sıkanlar!

Tam da siyasi hastalığın başladığı yerlerdir bu sahte ruhsuz saygı çemberleri…

Bakanlıklara giriş de ihtişamlı olur genelde!

Bakanlık kapısında esas duruşta bekleyen çalışanlar…

Sonra makam odasının yolunu tutarlar bir ihtişamlı karşılama da orada yaşanır!

Sekreterler, müdürler karşılar, çay ocağında çalışan çocuk hazır olda bekler…

Partililer sekreter odasında bekler bakanı, partisizler ise bekleme odasında!

Baksanıza partili partisiz herkes onu bekliyor, bundan daha onurlu bir görev var mıdır bu hayatta?

Protokoller, etkinlikler, resepsiyonlar ve çeşitli etkinliklerdedir sıra…

Daha düne kadar yüzüne bakmayanlar arasında ansızın kahraman oluverirler!

Aslında dahası var bakan olmanın getirdiği bir takım avantalar…

İhaleler, arazi dağıtımları, mal alımları gibi manevi değil maddi konular!

Ama onlar başka…

İleride yeri gelince onları da bu köşeden paylaşır siyasetin nerelere düştüğünü, niye bir çoğunun siyasette hep yukarılarda gözlerinin olduğunu anlatırız…

Siyasete girmeden önce 90 metre karede oturanların siyasete girdikten sonra çoluğa çocuğa villa diktiklerini!

Eski bir bakan arkadaş anlatıyor…

Önce müsteşarlık sonra da iki dönem bakanlık yapmıştı!

Hükümet gidince doğal olarak o da bakanlık koltuğundan inmek zorunda kaldı…

Çok ama çok zoruma gitti der her buluştuğumuzda!

Çünkü bakanlık gitti mi bizim ülkede her şey gider ansızın…

Diyor ki;

Artık kapının önünde makam aracı makam şoförü filan olmuyor…

Evden çıkacağınızı tahmin edip saatlerdir işini görmek için nöbet beleyenler de!

Kahveye girince ne ayağa kalkan var, ne de önünüzde düğme ilikleyen birileri…

Kimi tavla oynuyor, kimi iskambil oynuyor kimi de gazete okuyor ama başını kaldırıp bakmıyor bile yüzünüze!

Dün öyle ama bugün de böyle…

En çok da ne güçlerine gidiyor bilir misiniz?

Ansızın susan telefonlar…

Koltuktan inince yağmur gibi yağan telefonlar da her geçen gün azalıyor!

Öyle gün oluyor ki aileden biri dışında kimse aramıyor eski bakanı…

Çünkü eskiden bakandı ama şimdi bakmıyor artık, bakamıyor!

Şu anda memleketin içinde bulunduğu nokta iç karartıcı ama…

Herkes bakan olmak istiyor yeni hükümet döneminde!

Bakan olmayınca adam yerine konulmayan bir ruh hali var çünkü ülke genelinde…

Ekonomi ayaklar altında, maaşlar ödenecek mi ödenemeyecek mi, hasıraltı edilen sorunlara nasıl çözüm üretilecek bunlar çok da kimsenin umurunda değil!

Eskiden bakan olmak için genel başkanlarının önünde kırk takla atanlara, komik durumlara düşenlere, pişkin pişkin sırıtıp parti içinde ne kadar güçlü olduklarını, bölgelerinde ne kadar denge unsuru olduklarını anlatıp dilenci durumuna düşenlere kızardım ama…

Kızamıyorum artık!

Çünkü yerden göğe kadar haklılar hepsi de…

Hadi bakalım günün sorusunu soralım son olarak;

Bakan olmak istemeyen var mı?

Varsa da gelsin alnından öpeyim…

MERAKLI KÖŞE?

Vakıflar Bankası’nda neler oluyor?

24Mayıs’ta genel kurul yapacaklarmış…

Gündem de çok mühim!

Yönetim kurulu üyeliklerinin 5 yıla çıkarılmasını düşünüyorlar…

Ayrıca profesyonel maaş sistemi!

Ballı börek anlayacağınız…

Giderayak hiç de hoş olmayan şeyler bunlar!

Masa bulamadılar mı?

İftar sofraları gırla gidiyor…

Kusura bakmasınlar ama birçoğu göstermelik!

Dostlar alışverişte görsün meselesi…

Hele de yere taşın üstünde iftar açanları görünce yüreğimiz parçalandı!

Koskoca Vakıflar İdaresi, hani şu bilmem kaç milyon TL kar ettiklerini açıklayan…

İnsan bu paradan biraz harcardı da iftar açanlar için masa sandalye temin edilirdi!

Bu acele niye böyle?

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ihaleye çıkmış…

Bilişim hizmetleri için hem de 22 Milyon TL değerinde bir ihale!

Hangi akla hizmetse artık…

Tamam HP o bakanlığı koruyacak ama biraz sabretseler olmaz mıydı?

Pek ala haftaya kurulacak olan yeni hükümeti bekleyebilirlerdi…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ali PİLLİ, daha kabine açıklanmadan bazı kişilere müsteşarlık teklifine bulunduğunuz ama kabul görmediği konuşuluyor. Biraz acele etmiyor musunuz, zira Ersin beyin sağı solu pek belli olmaz, ansızın kızmasın sonra!

Sayın Erhan ARIKLI, yeni avlara hazırlandığınız ve yeni hükümette görev almayacak olanların YDP’yi ihya edecekleri söylenmeye başladı. Anlaşılan yaşanan gelişmelerden en fazla siz yararlanacaksınız. Hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, yeni hükümet döneminde Tarım değil de Milli Eğitim Bakanlığı görevini hedef aldığınızı duyduk. Yani cesaretinize hayran kaldık zira uykuda olan sendikalar şimdi şahlanmaya hazırlanıyor. Kılıçları kuşanın deriz…

Sayın İzlem GÜRÇAĞ, yeni kabinede Girne listesinden en şanlıların başında geldiğiniz konuşuluyor. Desenize Çalışma Bakanlığı’nda bir Girneli gidecek yeni bir Girneli gelecek. Vardır bir hikmeti artık değil mi?

Sayın Ersin TATAR, kabineyi belirlerken Derviş beye danışıp danışmayacağınız tartışma konusu olmuş hatta partiler bu konuda bahse bile girmeye başladılar. En doğrusu listeyi cebe koyup kimseye sızdırmadan Saray’da açıklama. Millet meraktan çatlasın! Derviş beyin taktiği yani…

Sayın Coşkun BUNDAK, hükümette bir şekilde görev alacağınız kesinleştiğinizden dolayı Lefkoşa’daki galeriyi kapatıp tamamen yeni döneme odaklandığınızı duyduk. Bakalım yeni görev beklentilerinizi karşılayacak mı?

Sayın Şener ELCİL, yani koca kış uyudunuz ne eylem gördük ne grev şimdi yeni hükümet kurularken bu kadar heyecan ve kızgınlık niye! Bari hükümet göreve başlasaydı da ondan sonra ateşi yaksaydınız daha inandırıcı olurdunuz…

Sayın Ziya EMİR, İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türkler için Güney’den ulusalararası ehliyet alma sektörünüze de girmişsiniz. Meslektaşlar basına indirim var mı diye soruyor bilesiniz. Zira durumlar böyle giderse bu ülkede artık yerli halk kalmayacak!

Sayın Alihan PEHLİVAN, yeni hükümet göreve gelir gelmez BRT müdürlüğü için bu kez fena halde bastıracağınız iddiaları yapılmaya başlandı. Bu konuda benim başım kel mi diye bir takım girişimlerde bile bulunmuşsunuz…

Sayın Senih ÇAVUŞOĞLU, pek muhterem pederinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…