Borç ile borç ödenmez!

Kamu görevlisinden beklenen özveriyi bankalar neden göstermiyor? Turizm sektörü neden elini taşın altına koymuyor?

Kumarhanelerin aşıya, sağlığa yaptığı bir katkı da duymadık!

Mesela evvelsi gün yapılan açıklamalara göre küçük esnaf için yapılmış bir iyilikmişçesine kredilendirmede bankaların topluma, ülkeye, devlete nasıl bir iyiliği oluyor? Kredi faizlerini bir tamam alıyorlar Ötelemelerde de aldılar, almaya da devam edecekler zaten!

Burada yükü devlet üstlenerek ipotek masrafını da pul vergisini de muafiyet olarak değerlendirin diyor. Yani kendi fedakarlığını koyup bankaların topluma sunacakları katkıyı engelliyor.

Oysa pek çok insan zarardayken, bankaların ne öznel yatırımları ne de mudilerden aldıkları ile ilgili bir sorun yaşanmadı. Batık kazançlar da zaten mal ile, ipotekle, kefil ile fazlasıyla tahsil ediliyor!

Hele erken kredi kapamada devlet verilen vergide yapılan indirim dendiğinde iyice kopmamak elde değildi! Kredisini erken kapatabilecek bir borçlu para bulmuş kapatıyor, banka alacağını kredi erken kapandı diye bu dönemde cezası ile tahsil ediyor ama bunun zerinden devlete vereceğini lütfedip almıyor. O zaten kendisini değil ki! Devlete gidecek olan…

Anlaşılan bankalar ciddi anlamda korundu. Keşke üretici de tüketici de kumarhaneler ile bankaları koruduğumuz kadar korunabilseydi!

Devletimiz onlar kazansın ben kazanmasam da olur diyor bir anlamda!

Ne ala bir düzen… Sonra da kişiler devletten zengin diye şikâyet ediliyor. Kimin elinin hangi yüzü yıkadığını sorgular hale geliyoruz!

Küçük enaf mı korunuyor, yoksa banka mı belli değil… Zaten devlet hiç değil!

***

Turizmi açacağız diyerek toplumun gözünün içine baka baka politika ürettiğini zanneden Sağlık ve Turizm Bakanlıkları, bunun bir hayal olduğunu ve bu sektörün canlandırılması için ne yapılırsa yapılsın herhangi bir beklenti içine girilmemesi gerektiğinin gün gibi ortada olduğunu kime anlatalım? Karantina Oteli olmayı kabul etmiş olan pek çok otelin turizm döneminden bile daha fazla dolu kaldıklarını; 12 ay dört mevsim otellerinin her bir odası için ödeme aldıklarını farketmediğimizi düşünüyor olamazlar değil mi?

Pek çok yurt da karantina merkezine dönüşerek öğrenci eksikliği yaşamamış olduğu halde buralarda neden bir eksiklik var da diğer asıl çalışmayan aile işletmesi ve küçük esnaflar görmezden geliniyor.

Neden onlara ancak kredi ile destek sağlanacağı popülizmi yapılıyor?

Sigorta primine katkı sağlayarak veya çalışanına 1500 TL destek sağlayarak onları ihya ettiğinizi mi düşünüyorsunuz?

Oysa, tek başına bir butik çalıştıran kişiye aylık yapılan katkı 300-500 TL’yi geçmezken otellere ve bankalara sunulan imkânı bir düşünün ne demek istediğimizi anlayacaksınız!

***

Memleketin bu hale dönüştürülmesi, hastalığın tümü ile kontrol altına alınarak kendi içimizde sağlıkla yaşamakta olduğumuz günlerden geçerken biz bize nasıl yeteriz sorunsalını kafaya takmayıp, Nisan’dan sonra rahatlayacağız ve her şey bitecek imajı ile halkı uyuşturup sonra bir kez daha hayal kırıklığı yaşatmayı mı planlıyorsunuz?

2 doz aşısını olup antikor testi yapılanların ülkeye karantinasız girişlerinin mümkün kılınacağı açıklaması yapılıyor da antikoru yükselen kişiliklerin Covid-19 taşıyıcısı ve bulaştırıcısı olup olmayacağı hususunda bilgimiz var mı sormuyorsunuz bile?

Ve yüksek öğrenim! İlk, orta, lise açılmamış; öğrenciler okula gidemiyor, online eğitimde alınabilecek fayda yerlerde sürünürken öncelik bu mudur?

Vardır bir bildiğiniz elbet beyler deyip yolunuza taş koyacak laflar etmeyelim bari…

(“Dubakalin’olcek!” diyen Aziz Nesin ışıklar içinde uyusun ya da gittiği yerden bizi göremiyor olsun!)

Dr. Çiğdem DÜRÜST