Bazılarından korksam da, tüm hayvanları severim.

Bazı hayvanlara ise çok acırım. İzleyicilere zarar vermemeleri için dişleri sökülen gösteri yunusları, uyuşturucu ilaçlarla gösteriye zorlanan sirk hayvanları bunlardan bazıları.

Bakış açım mı değişti bilmiyorum ancak, son yıllarda bir de hem sevemediğim hem de acıdığım bir hayvan grubu oluştu zihnimde.

Köpekler her ne kadar, insanlara yakınlıkları ve sahiplerine sadakatleriyle bilinseler de, bazıları var ki, verilen özel eğitimlerle ‘’türüne ihanet eder’’ hale getiriliyorlar.

‘’Av köpeği’’ deniliyor onlara.

Bana sorarsanız ‘’avcının köpeği’’dir onlar…

Avcılık ile ilgili kaynaklara baktığımızda, nasıl bir eğitimden geçtikleri de anlaşılıyor.

Av köpeğinin gerçek patronunun kim olduğu ise, özellikle vurgulanıyor!

İşte bazı örnekleri:

‘’Sizden uzakta kendisi için avlanan bir köpek sizin için işe yaramazdır.

Göz işaretleri, ıslık, el işareti ve diğer size özgü şeyler ile konuşmadan otoritenizi sağlamalısınız ve köpeği yönlendirmelisiniz.

Unutmayın patron sizsiniz !!’’

Kaynak: http://avcilikegitimi.blogspot.com/2014/01/av-kopegi-egitimi-kuzhaar-pointer.html

‘’Yavru yemi ağzına aldıktan sonra sopayı ve ucundaki ipi kendimize doğru çekerek yavrunun bize gelmesini temin ediyoruz. Ağzında yemle bize kadar gelen yavruyu kuyruk üstünden hafifçe bastırarak “otur” emrini veriyor ve biraz zorlama ile de olsa ağzındaki yemle birlikte oturmasını sağlıyoruz. Daha sonra “ver” emri ile yavrunun ağzından yemi alıyoruz. Yavrunun yemi hemen bırakmaması halinde hafifçe kulağına üflenmesi yeterlidir. Sert karakterli yavrular buna rağmen vermeyebilir, o zaman bir elimizle yemi tutarken diğer elimizle yavrunun üst çenesini iki taraftan da dişleri dudaklarını hafifçe acıtacak şekilde sıkıp yemi bırakmasını sağlıyoruz.’’

Kaynak: http://www.yabanclub.com/av-kopekleri-egitimi.html

Bir hayvan türü olan köpek, türüne işte böyle yabancılaştırılıyor, değerli okurlar.

Son yapılan araştırmalar, onların ‘’kurt’’ soyundan geldiklerini söylüyor.

Yani her biri birer ‘’efendi’’ olacakken, insanların avcılık meraklarının birer ‘’kölesi veya hizmetçisi’’ haline getiriliyorlar! Hem de zorla!

Avcıların avladıkları avı, inanılmaz bir ‘’itaat’’ ile koşarak almaya gidiyorlar!

İnsanın öldürdüğü bir hayvanı, soyları asil olan bu hayvan, yine insanın ayağına kadar getiriyor!

İşte bir köpeğin düştüğü durum değerli okurlar…

İşte eğitimin gücü…

İşte taktiğin gücü…

İşte türüne yabancılaşmanın bir köpeği getirdiği son nokta!

Avcının köpeği olma durumu!

Av köpeği denmez onlara!

Kendilerine değil, avcıya yarar o av!

Bu yüzdendir ki, avcıların köpekleridir onlar!

Özünden, benliğinden uzak, avcıya hizmet edenlerdir onlar…

Avcı av derdinde,

Av ise can,

Avcının köpeği ise özünden, benliğinden uzak,

Özel eğitimin hakkını verme derdinde…

Dolayısıyla, sevemedim ne av sporunu, ne avı ne de avcıyı…

Geriye acıdığım ‘’avcının köpeği’’ kaldı…

H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899