Aşıları, pandeminin sonunda yanan ışık olarak görüyoruz.

Dünya genelinde 200’den fazla aşı çalışması, 16’nın üzerinde onaylanmış ve onaylanmaya yaklaşmış aşı çalışması var.

Dünyanın zengin ülkeleri hali hazırda üretilen aşıları adeta karaborsa usulü kapışmaya devam ediyor.

Öyle ki, 2021 yılının sonuna kadar, dünyanın zengin ülkeleri, nüfuslarının üç katı sayısında aşıları sipariş ettiler bile.

En son Kanada, nüfusunu 5 defa aşılayacak kadar aşı satın aldı!

Dünya Sağlık Örgütü de, zengin ve fakir ülkeler arasındaki aşı orantısızlığına dikkat çekti.

2021’in sonuna kadar zengin ülkelerde aşılama biterse, 2022’de de sıranın fakir ülkelere gelebileceğini Bill Gates de söylemişti zaten.

Gelelim ülkemize.

Gen aşısı mı olalım, Çin aşısı mı olalım tartışmaları hala sürüp giderken, hep birlikte realiteye bakalım.

Güney üzerinden AB tarafından bizlere gönderilen Pfizer-BioNTech aşı sayısını toplasak 2.500’ü bulmuyor!

‘’Alın aranızda oyalanın.’’ der gibi!

Türkiye’nin bu güne kadar gönderdiği Sinovac (Coronavac) aşısı ise 40bin!

‘’Sana sahip çıktım.’’ dedi!

Gen aşısı daha etkili, Çin aşısı güvenli olmadığını söyleyenler de var elbette. Ama bilinen bir gerçek var ki, yeni mutasyonun nefesini ensemizde hissettiğimiz şu dar günlerde, hiçbir aşıyı kaçırma lüksümüzün de olmadığı bir gerçektir. Bilim de bunu söylüyor!

İşte bu yüzden, Türkiye, eline aşı geçer geçmez koyuyor uçağa gönderiyor.

Sayın Cumhurbaşkanı akşam arıyor, sabahında 20bin aşı elimizde oluyor.

Lükse bakın!

Evet, lükstür bu!

Bu lüks içerisinde bize ne düşüyor?

Aşılamayı ‘’ışık hızında’’ yapmak!

Aşılama plan programımız var mı?

Geçtiğimiz günlerde BRT’de yayımlanan Basın Odası programında gazeteci Sayın Cenk Mutluyakalı bunu Sağlık Bakanı Sayın Dr. Ali Pilli’ye sormuştu.

Sayın Pilli: ‘’Var.’’, ‘’Hepsi hazır, hepsi burada.’’ demişti.

Sayın Mutluyakalı, elini uzatıp almak, bakmak istediğini söylediğinde, kamuoyu ile paylaşılmasını istediğinde eli ve talebi havada kalmıştı her zamanki Pilli manevrası ile!

Ve geldiğimiz noktada da aşılama sorunları yaşıyoruz.

Aşılama başlar başlamaz, sıra kuyruklarını gördük. Aşı yapılamadan dönenleri gördük evlerine, üstelik aşı varken!

Cuma günü Tren Yolu Polikliniği’ne gidip de, saat 11:00’de ‘’aşı mesaisi’’ biten personelin ‘’Bugün aşılama bitti, Pazartesi gel’’ sözleri çınladı kulaklarda!

Aşı için 06:00’da gelip kayıt yaptırman gerekti dedi bir başkası, ‘’aşı mesaisi’’ başlamadan önce!

Aşılar dolaştı, elden ele!

Girne Akçiçek Hastanesi’nde aşılamaya bulaş tatili girdi! Sanki Girne’de aşı yapılacak başka sağlık merkezi yokmuş gibi!

Evet.

Bir telefonla gelen binlerce aşının akıbeti…

Aşılamanın arasına giren hafta sonu tatilleri!

Olmaz Sayın Devlet olmaz!

Aşının tatili olmaz!

Aşı lükstür bu dünyada, görüyoruz!

Yoldan geçenin bile tutulup aşılanması gereken bir kapanma ve mutasyon tehditi altında iken, elimizdeki aşıları hızlıca yapamıyoruz son tahlilde!

Biz kapanıyoruz, aşıları dolaplara kapatıyoruz!

Aşıları dolaplarından çıkarıp insanlarla buluşturmadan bu pandemiyi düze çıkaramayacağımızın şuuruyla hareket edilmiyor ne yazık ki!

Elimizde aşı var!

Neyi bekleniyor?

Aşılama ışık hızında yapılmalı!

Aşılamanın tatili olmamalı!

Şu küçücük ülkede, tüm sağlıkçılar acil organize edilmeli ve

Aşılama Nisan’a kadar bitirilmeli!

İletişim: 0542-8529899