Salgının başlamasıyla birlikte ekonominin tepetaklak olmasından sonra bazıları ortaya çıkıp servet vergisi alınmasını talep etmişti…

Çünkü bizde uzunca bir süredir zenginlere karşı bir art düşünce vardır!

Zengin düşmanı bazıları ki buna yine bazı sendikalar da dahildir kendi zenginliklerine bakmadan absürt açıklamalar yapar…

Onlara göre zenginler hep devleti ve vatandaşı soyarlar, soğana çevirirler!

Vergi de kaçırırlar…

Dünyanın hemen her yerinde vergi kaçırmak hırsızlık ve dolandırıcılıkla eş değerdir ve utandırıcı bir suçtur, insanların yurt dışına çıkışları engellenir ama bizde bu farklıdır, devletin yaptırımları zayıf olduğu için artık gelenek haline gelmiştir…

Bu arada tabi ki vergi kaçıranlar eskisinden çok daha fazla sıkı önlemler alınarak takip altına alınmalı ve cezalar daha fazla yaptırım sağlamalıdır ama bunu yapacak olan da sadece devletin kendisidir!

Gerisi de zenginin parası fakirin çenesini yormaktan öteye gitmez…

Salgın dünyanın hemen her yerinde ülkelerin ekonomik düzenini bozdu iflasların yaşanmasına neden oldu ama bu etki bizde daha ağır hissedildi…

Çünkü biz sadece salgın ile değil dövizin rekor üstüne rekor kırmasıyla da bu dönemde fazlasıyla olumsuz etkilendik!

Bundan en fazla bordro mahkumları etkilense de birkaç sektör dışında ki bunların başında bankalar ve finans şirketleri gelmektedir bir çok işletme artık iflas sinyalleri vermeye başladı…

İçlerinde iyi tanıdıklarımız da var!

Hani geçmişte bu ülkeden umudunu kesen genç kesim başka ülkelere akın ediyordu ya…

Şimdi bu listeye ülkenin sayılı zenginleri de girmeye başladı…

Yanlarında yüzlerce kişiyi istihdam eden işletme sahipleri tünelin ucunda bir ışık göremediği için değişik planlar yapmaya başladı!

Çareyi ülkeden kaçışta görenlerin sayısı her geçen gün artıyor…

Çünkü bir yıla yakın bir süredir cepten yiyorlar ve bu da gelecek endişesini artırıyor!

Fakir her zaman fakir her şarta alışık ama zengin kesimi öyle mi?

Belli bir standarda eriştikten sonra hızlı bir düşüş, hele de gelecek için bir umut yoksa tabi ki en çok da onları etkileyecek…

Ortak görüşleri de yok değil…

Piyasaya sıcak paranın aktarılması!

Bizde hükümetler özelden daha ziyade kamu çalışanlarının maaşlarını ödenmesini ilk hedef belirledikleri için şimdilik böyle bir olasılık yok…

Çünkü sıcak para demek Ankara demek!

Bunun için de cesur yöneticiler kendini ve ülkenin içinde bulunduğu durumu korkmadan anlatabilecek yürekli siyasilere ihtiyaç var…

Bizimkilerin bu konuda yüzü yok çünkü imza attıkları protokolleri yerine getirmedikleri, bir de hükümetler sıkça değiştiği için anlaşmalar hep havada kalmış!

Bu belirsizlik de Ankara üzerinde bir güvensizlik ortamı yaratmış…

Eminiz ki artık şimdi bize çok değişik göz ve duygularla bakıyorlar!

Haklı yönleri de bir hayli fazla…

En çok da kime kızıyoruz biliyor musunuz?

Hükümet olduktan sonra Ankara ile ikili ilişkilerin mükemmel olacağını söyleyenlere…

Belki olabilirdi ama derslerine çalışmadılar!

Ev ödevlerini de zamanında yapmadılar…

Haliyle salgın döneminde yaşanan ekonomik kriz, yönetimlerin beceriksizliğinin ve basiretsizliğinin sırıtmasına neden oldu!

Kamu çalışanı bir şekilde ödeniyor, ama ileriki tarihlerde ödeneceği kesin değil…

Özel sektörün neredeyse tamamı bitmiş batmış durumda!

Bu sektörde artık çalışanlar değil patronlar da karar aşamasında…

Bir şekilde ülkeyi terk etmenin hesaplarını yapmaya başladılar!

Eğer bu hükümet olayın ciddiyetinin farkına varıp da gerekli önlemleri almazsa hiçbir zaman sevilmeyen patronlar da kaçmak için sıraya girecek ve ondan sonrası da tufan…

MESAJ KUTUSU

Sayın Olgun AMCAOĞLU, burs paralarını alamayan öğrenci ve veliler artık kendilerinin de alacaklarının gündeme gelmesi için inisiyatif üstlenmeniz gerektiğini belirten mesajlar göndermeye başladı. Bu konuda Maliye Bakanı ile temasa geçmeniz ve ısrarcı olmanız isteniyor…

Sayın Birikim ÖZGÜR, birkaç gün içinde çok şaşıracağınız ve hiç beklemediğiniz siyasi bir teklif alacağınız konuşuluyor. Belli ki yeni oluşumlar için ilk sıralardasınız ve bu konuda epey rağbet göreceksiniz. Teklif güzel ve mantıklı olursa niye olmasın ki, acele karar vermemeniz öneriliyor…

Sayın Koral ÇAĞMAN, yıllardır engelliler haftası kutlanır ve bol nutuklar atılır ancak verilen sözler hemen ertesi hafta unutulur. Bakalım bu konuda farklılık yaratabilecek misiniz? Bunu başarabilirseniz çok önemli bir amme hizmetini de yerine getirmiş olacaksınız…

Sayın Erbil ARKIN, sizin heykel projesi iş insanları tarafından destek görürken bazı sivil toplum örgütleri nedense sıcak bakmadı aksine aksi yönde kampanyalar düzenlemeye başladı. Bir süreliğine askıya almakta sanki de yarar var gibi görüyoruz…

Sayın Hasan TAÇOY, bazı çevreler yine harekete geçti olası bir yeni hükümet modelinde size de hem de Başbakan Yardımcılığı görevini layık gördü. Bakalım parti içinde genel de ne diyecekler, bakanlık bekleyenlerin yoğun tepki gösterebileceği söyleniyor…

Sayın Sami OSMANLI, bir işletme sahibi olarak devlette istihdam edilmeniz sadece kamuoyunda değil parti içinde de bir takım eleştirilere neden oldu. Zaman ve zemin olarak da çok uygun olmadı, yine de hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Kudret ÖZERSAY, erken bir seçim olasılığına karşı yıpranmamış yeni yüz ve isimler bulmak için görevlendirme yaptığınız konuşuluyor. Bu arada birkaç tanesi kulağımıza geldi eğer kabul ettirebilirseniz kötü gidişata dur diyebilirsiniz. Bakalım kendilerini nasıl razı edeceksiniz?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Bakanlığınızın üreticiden hellim satın alması kararı hem kendilerini sevindirdi hem de kabinede iş yapan bakanların da olduğunu ortaya koydu. Bir de alımlarda ayırım yapılmazsa bu kritik dönem az zararla atlatılabilir…

Sayın Sefa KARAHASAN, medyayla ilgili çok yüksek bir makam için her an teklif alacağınız hatta bunu şimdiden kabul edeceğinizi duyduk. Birkaç meslektaşın da gözü bu makamda bakalım büyük ikramiye kime isabet edecek artık…

Sayın Yağmur ALDAĞ, pandemi hastanesi hekimi olarak özel işletmenizin yasaklara uymamasından dolayı kamuoyundan özür dilemeniz kamuoyunda memnuniyet ile karşılandı. Yine de ara sıra gidip denetleme görevinizi yapmakta yarar görüyoruz…