Bunu herkes bilir: Bu memlekette hava çok sıcak oldu mu, çok soğuk oldu mu, rüzgârlı ya da yağmurlu oldu mu elektrik kesilir!

Sene 2021… Belki yılın en sıcak günlerini yaşıyoruz.

Birkaç gün önce evdeki bir sohbetimizde havanın ne kadar sıcak olduğunu konuştuk ve hala elektriğin nasıl olup da gitmediğini, kesilmediğini düşünüp şaşırdık ki 10 dakika içinde kesildi.

Artık aklımız başımıza geldi: Kaç kez TV, buzdolabı vs gibi pahalı ev aletlerimiz bozulduğu için elektrik kesilince hemen fişlere koşup kapatıyoruz.

Yine tüm fişler itina ile kapandı. Neyse ki evdeydik…

Yarım saat içinde elektrik geldi.

Fişler açıldı.

10 dakika sonra bir kez daha elektrik kesildi ve dakikalar içinde yeniden geldi!

İşte o esnada fırından gelen alarm sesini duyduk. Ekran yanıp sönüyor, alarm susmuyordu. İlgili firmayı aradık. İki gün içinde geldi.

Hesap 700 TL!

Yaşasın devletim!

Yaşasın KKTC!

***

Ey büyük KKTC!

Zaten cebimizdeki parayı TL’ni döviz karşısındaki zavallılığı nedeniyle kaybediyoruz!

Haksız yere, hizmetini vermediğin pek çok vergi toplayıp nereye harcandığı belli olmayan bir kara deliğe bırakıyoruz.

Bari zarar verme!

Bari bu şekilde durduğumuz, oturduğumuz yerde cebimize sokma elini.

Bizi gereksiz ve hiç olmayacak uğraşların içine sürükleme.

Sokakta araçlarımızla gezsek ne jant kalıyor ne lastik ne de arabanın ön düzeni.

Yürümeye kalksak kaldırım yok, adına kaldırım dedikleri engebeli ve güvensiz alanlarda canımıza, bedenimize zarar vermek hiçten!

Evimizde otursak huzurumuz yok. Her an devletin elini soktuğu her yerden bir zarar görme potansiyeli var memlekette…

İki gece önce Lefkoşa’da arabanın motosikletliye çarpması sonucu yaşanan trafik kazasında suçun tek başına sürücülerde olduğunu zannediyorsanız ya da raporlar sonucunda öyle bir tablo oluşursa sakın inanmayın… Gene devletin yapmadıklarındandır. Ve ne olduğunu siz de biliyorsunuz…

Bu nasıl devletçilik, bu nasıl yönetmek anlayışı, bu nasıl insanca yaşam?

Yoksa bunun için de anavatanın gelip sizlere nota vermesi mi lazım!

Ya da Kıbrıs sorununu mu çözmeliyiz!

Yahu altı üstü doğru düzgün teknik bakımı yapıp kalitesi birilerinin çıkarına göre indirilip çıkartılmamış bir girdi zinciri yaratmak.

Bu da sadece ahlak, etik ve insanlık gerektirir…

Hakikaten artık bunlardan eser kalmadığı için mi böyleyiz yoksa bu insanlar belli kilit noktalardaki yerlerini aldılar da bizi nasıl daha da çok bezdirecekleri üzerinden mi prim yapıyorlar?

Yeter…

***

Teknisyen fırına bakmak için eve geldi…

Garip bir durum gördü.

Eve giren elektriği ölçtü 215 volt!

E bu cihazlar 220-240 arası çalışır. “Evinize elektrik akımı düşük giriyor.”dedi.

“Ne yapmalı dedim?”

“Binanıza baktırın” dedi. Çünkü bu genel görünüyormuş.

Peki beyler, sorarım: Bu sizlerin kendinize layık görmediğiniz ancak halkı kıvrandırdığınız, üstelik de kıvrandırılan halkın kıvranmasına son vermek iddiası ile oturulan koltuklarda ve birilerini de oturttuğunuz koltuklarda ne yaptığınızı biz sormazsak kim sorsun!

Cidden bu mantıkla yönetecek ve yönetmeye aday olacak herkese lanet olsun!

Niyeti ve mantığı bu olmayanlar da bir an önce kendilerini toparlasınlar çünkü daha fazla tahammül etmeye hiç kimsenin niyeti kalmamıştır.

Üstelik siz her geçen gün emeğin değerini düşürüp insanları fakirleştirdikçe daha da sertlikler artacaktır.

Ve güvenlik sorunu iç güvenlik açısından da o beğenmediğimiz ülkelerdekine dönecektir.

Demediydi demezsiniz! (Ki zaten başladı…)

Dr. Çiğdem DÜRÜST