Covid-19 pandemisinde temel test rt-PCR testleri.

Virüsü tespit etmede temel başvurulan yöntem. Tabii örnek doğru alınır, doğru transfer edilir ve doğru çalışılırsa.

Bir diğer öne çıkan testler ise hızlı antijen testleri.

Kimi ülkelerde toplu taramalarda, havaalanları girişlerinde uygulanmaya başladı. Bazı ülkelerde eczanelerde de satılıyor ve hatta evlerde kendi kendinize de uygulayabiliyorsunuz.

Özetle, virüsün ve/veya hastalığın tespit edilmesi ile ilgili testler hayatımızda bir şekilde yerini aldı.

Bir de antikor testleri var.

Genellikle önerilmiyor.

Önerilmeme sebebi ise, ister doğal yoldan isterse aşılama yolu ile kişi antikor geliştirmiş olsa da kişinin virüsü başkalarına bulaştırma potansiyeli nedeniyle, maske, mesafe gibi aynı önlemlere devam etme zorunda oluşu.

Ülkemizde de devlet eliyle antikor testleri yapılmıyor.

Ancak özel laboratuvarlar adeta yarış halinde.

İlginç olanı da bu antikor yarışını başlatanların doktorlar ve siyasiler olması.

Daha ilk aşıdan hemen sonra merak ettikleri antikor düzeylerini ölçüp de sosyal medyadan paylaşanları gördük.

Yetmedi, bir de ikinci doz marifetini paylaştılar tüm toplumla! Ne de olsa büyük başarı(!) antikor geliştirmek!

Hal böyle olunca da Covid-19 antikorları ile ilgili neredeyse tüm laboratuvarlar boy boy reklam vermeye başladı.

Birçok kişi de yaptırmaya başladı.

Antikor baktırmak bana göre mantıklı.

Zira, var olan aşı kıtlığında, doğal yoldan antikor geliştirmiş bir kimseye aşı yapmak ne derece mantıklı tartışmak lazım.

Dahası, İngiltere gibi ülkelerde toplumsal bağışıklığın tespiti için antikor testi yapılan bölgeler var. Ama devlet kontrolü altında yapılıyor bu testler.

Aşılanıp da antikor geliştirmeyenlerde de sebeplerinin araştırılması açısından da yine önemli bir temel veri aslında antikor baktırmak.

Antikor baktırmanın dolaylı bir sakıncası da var gibi.

Kişinin kendisini korunaklı hissedip tedbirleri elden bırakması.

Böyle bir durum kontrol edilemez hale gelirse, mutantların da varlığı göz önünde bulundurulduğunda, dolaylı vaka artışlarının önünün açılması kaçınılmaz olur.

Başka bir bakış açısı ile baktığımızda, antikor düzeyine aylar sonra baktırıp da düşmüş ya da sıfırlanmış olduğunu gören bir kimsenin yaşayabileceği paniği henüz tecrübe de etmedik.

O zaman ne yapmalı?

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, ülkemizde yapılan antikor testleri ile ilgili bizleri tatmin edici bir açıklama yapmalı.

Gereksiz ise bu testlerin yapılmasını durdurma konusunda karar üretmeliki yetkisi var, devletimiz debu karar ışığında antikor testlerinin yapılmasını yasaklayarak yaşanan mini kaosun sona ermesini sağlamış olur.

Ya da yine alınacak kararlarla, devlet antikor testlerini kendi kontrolü altına almalı ki, antikor yüksekliği kaynaklı olası bir rehavetin ve karışıklığın önüne geçilebilsin.

Veya devletimiz de antikor testlerini de yapar hale gelmeli ki bu kontrolsüzlüğe bir dur diyebilsin.

İsteğe bağlı yapılacak antikor testleri ile de Sağlık Fonu’na pekala bir girdi de sağlayabilir.

Diğer taraftan, hem toplu bilimsel veriler elde edip önünü görebilir, hem de aşı sürecine dolaylı katkıda bulunabilir.

Öbür türlü, özel laboratuvarlarda uzunca süre devam edecek antikor furyasının bizleri nereye götüreceğini öğrenmek için geriye süreci yaşayıp öğrenmek kalıyor.

Antikor furyasını rayına oturtmak için Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin yapacağı öneriler önem kazanıyor.

İletişim: 0542-8529899