Her şey Maraş’taki açılış töreni ile başladı…

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan kalabalık bir heyetle buraya gelince aslında konu sağlık filan değildi!

Muhalifler anında harekete geçti tepki üstüne tepkiler yağdı…

Hoş hava fırtınalı olduğu için çok da kalabalık olmadı ama sonuçta sosyal mesafe kuralları uygulanmadı, çünkü yapılan yanlıştı!

Ardından Bir Zamanlar Kıbrıs dizisi için gala gecesi düzenlendi…

Hem de kapalı alanda!

Diziye verilen tepkiler çok aynı bir tartışma konusu ama maçların bile oynanmadığı bir ülkede hem de kapalı alanda yapılan gala kararı da yanlıştı…

Belli bir kesim tepki gösterdi, kimisi de rica minnet ve şükranlarını iletti!

Sonra YDP Kurultayına geldi sıra…

Parti Genel Başkanı Arıklı iki gün önce salona kimse alınmayacak diye açıklama yaptı ama belli ki bunu beceremediler!

İnsanlar üst üste oy kullandılar…

Hatta karantinada olanlar bile kaçıp salona geldi!

Belli bir kesim susarken yine başka belli bir kesim tepkilerini koro halinde dile getirdiler…

Son olarak da iki toplumlu mitinge geldi sıra…

İnsan yorumlara bakınca çılgına dönüyor!

Daha önce toplu etkinliklere tepki yağdıranlar şimdi sus pus oldu…

Bu kez diğer kesim koro halinde sitem ediyor!

Haklı yönleri var ama…

Yanlışı kendileri yapınca susanlar hatta alkış tutanlar yapılan miting için tepki seli oluşturdular!

Kendi yaptıkları da yanlışın daniskası ama başkası yapınca mı göze batıyor ne hikmetse artık…

Hatta bir parti başkanı kalabalık karşısında diyor ki;

Cenevre öncesi görsünler kalabalığı…

Yani, Cumartesi günü yapılan mitinge tepki gösterenler bu kez kendileri miting yapacaklar ama bu kez hata olmayacak!

Biraz ayıp olacak ama biz buna resmen ‘sidik yarışı’ diyoruz…

Hiç bir anlamı olmayan!

Hiçbir yere varmayacak, kimsenin kazanmayacağı çık anlamsız bir yarıştır bu…

Aksine ülke insanını bir karpuz gibi ikiye bölen, ülke insanının huzurunu bozmaktan öte gitmeyen bir yarış!

Yukarıda 4 ayrı yanlışı sıraladık…

Oysa bizde durum çok farklıdır!

Doğru ve yanlışın ortası yoktur, doğru doğruysa yanlışta yanlıştır…

Ama işte bizde siyaset insanları öyle bir yere getirdi ki sen yanlış yapınca bunu kabul etmiyorsun, başkası yapınca da yeri göğü inletiyorsun!

Çünkü arada siyasi görüş farklılığı var…

Bizim ülkede siyaset kötü, siyasetçi kötü ama siyasetçi olmayan daha da kötü!

Takılmışlar siyasilerin peşine onların yaptığı hataların katmerlisini yapıyorlar…

Onun içindir kimsenin şikayetçi olmaya hakkı yoktur!

Önce aynanın karşısına geçip kendine şöyle güzel bir şekilde bakacaksın…

Sonra çuvaldızı başkasına batıracaksın!

Bunu yapmazsak işimiz bir hayli zor…

Bir de burada devlet bacağı var tabi ki…

Salgın döneminde yasalara rağmen türlü yanlışlar yapılıyor ama devlet kanadının sessizliği hatta basiretsizliği de önemli bir unsurdur!

Otorite hak getire…

Denetim ayaklar altında!

Devletin bu dönemde bile saygınlığı ayaklar altında…

Yolda yakaladıkları üç beş kişiye yasal işlem uyguluyorlar bunu da haber olarak medyaya iletiyorlar, maksat dostlar alışverişte görsün!

Olan yine garibana oluyor anlayacağınız…

Çünkü bizim ülkede ensesi kalın olanlar yasalar üstünde!

Altta kalanın da canı çıksın…

Siyasetin gözü kör olsun!

Kıbrıs Türkünü bu kötü günlere siyaset getirdi bakalım bundan böyle nerelere götürecek…

MESAJ KUTUSU

Sayın Resmiye CANALTAY, özel uçaklarla Türkiye’ye gidip gelenler yeteri kadar denetleniyor mu? Bunlara 14 gün karantina uygulaması yapılıyor mu? Sizin bölgeden bazı eski siyasetçilerin karantina uygulamasına girmedikleri yönünde ihbarlar gelmeye başladı, haberiniz olsun istedik!

Sayın Okan DONANGİL, şu meşhur harita meselesinden bir şey çıkmayacak ama siz Cumhurbaşkanlığı araçlarıyla evlerine gidi gelenleri, devletin ensesinden keyif yapanları bir mercek altına alın deriz…Pek yakında plaka numaralarıyla birlikte deşifre edeceğiz zira bir ön önce vazgeçmezlerse…

Sayın Azmi ÖGE, uzun bir zaman Mimarlar Odası Başkanlığı yapmış birisi olarak odanın artık imar konularını değil de siyasi konuları gündem yapması konusunda tepki göstermeniz hayli manidar karşılandı. Bakalım siyaset bizi daha nerelere kadar götürecek?

Sayın Ercan İBRAHİMOĞLU, Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığınız hiç tartışmasız tüm kesimler tarafından memnuniyetle karşılandı. Bu hükümetin yaptığı en doğru atamaydınız tebrik eder hayırlara vesile olmasını dileriz…

Sayın Bulut AKACAN, medyada boy gösterirken bazı borçlarınızı aracılara devretmeniz bir takım tartışmalara neden oluyor diye duyduk. Bu konuda bazı sürtüşmeler yaşanmaya başladı duruma el atmanız da şart oldu!

Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, Bafra’daki oteller uzun bir süredir kapalı olduğu için sizin belediyeniz de bundan fazlasıyla olumsuz olarak etkilendi diye duyduk. Bu sıralar yeni projeler ve çareler üretmek durumundasınız Allah kolaylıklar ve sabırlar versin…

Sayın Ünal ÜSTEL, restoranlar uzun bir süre sonra mekanlarını açtılar ancak en fazla para kazanacakları gün olan Cumartesi günleri saat 18.00’de kapanma zorunluluğu moralleri fena halde bozdu. Özellikle açık mekanlar için bir iki saatlik daha zaman istiyorlar…

Sayın Serhat İNCİRLİ, çok yakında bir kitap çalışması başlatacağınızı ve kimsenin bilmediği gerçekleri ortaya koyacağınızı duyduk. Merakla bekleyeceğiz umarız bu konuda elinizi çabuk tutarsınız…Bu arada Pazar günleri evde kapalı kalmak çok sıkıcı değil mi?

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, özel çocuklarımızın eğitim göreceği çok özel bir bina yapımı için start verdiğiniz ülkede değil adada ilk ve tek olacağını memnuniyetle öğrendik. Ülkemiz insanları için çok önemli bir yatırım olacak umarız devlet baba da ilgisini esirgemez…

Sayın Mehmet HATAY, Metgin işletmeleri olarak dünya markası Pepsi’nin KKTC bayisi olmak için artık iş imzalara kalmış diye duyduk. Demek ki yükseliş bu şartlara rağmen sürüyor. Hayırlı işler bol müşteriler dileriz…