Kıb-Tek’te örgütlü sendika El-Sen gayet açık ve seçim soruyor…

Protokolün imzalanmama sebebi Kıb-Tek mi diye!

Gayet makul bir sorudur bu…

Çünkü Kıb-Tek yıllardan beridir Türkiye ile imzalanan iş biriliği protokollerinde de konu olmuş ve özelleştirme tartışmaları yaşanmıştı!

Şimdiye kadar bu kurumu kimse özelleştiremedi ya da imzalanan anlaşmalara sadık kalınmadı ama insanın aklına da gelmiyor değil hani…

Kıb-Tek ve diğer devlet kurumlarının kaderi ne olacak?

Bu konuda her kafadan bir ses çıkıyor ama…

Hükümetten sağlık bir açıklama yok!

Hal böyle olunca da söylentiler ortaya çıkıyor…

Beraberinde de doğal olarak huzursuzluklar!

Protokol konusu tam bir muamma anlayacağınız…

Muhalefet bastırıyor!

Hükümet kaçamak cevaplar veriyor…

Sivil toplum ve çalışanlar ne olacaklarından habersiz!

Protokolün halen imzalanmaması ve beklenen muslukların da açılmaması…

Bu belirsizliğe bir dur demedikçe de kafalarda hep soru işaretleri dolu olacak!

Daha da kötü bizi bekliyor aslında…

Türkiye’ye karşı söylemler her geçen gün biraz daha sertleşiyor!

Bu da ikili ilişkilere zarar veriyor…

Bunun daha ileri boyutlara ulaşabilme ihtimalini de düşünürsek ki bunu da bazı belirle çevreler körüklüyor!

Alın size bu ülkenin başına gelecek en büyük kötülükle karşı karşıyayız…

Bizi daha fazla korkutanı da var aslında…

Ankara’nın derin sessizliğidir bu!

Burada bu kadar tartışmalar yaşanıyor, Ankara’ya bu kadar ağır yükleniliyor ama ne Ankara’dan ne de buradaki Büyükelçiliğinden tek kelimelik bir açıklama yok…

Bir yeni sistemdir tutturduk gitti!

Hele de hükümet tamamen bunun ardına saklanıyor…

Türkiye’deki yeni sistem nedeniyle para akışı başlayamadı!

Nasıl bir sistemse artık bu…

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı muhatabın kendisi olduğunu!

Dış konularla Çavuşoğlu ilgileniyor, ekonomik konularla Oktay…

Hükümet bunlara mı ulaşamıyor desek Kudret bey ve Ersin beyler pek ala bunlarla da görüşüyorlar artık konuları neyse!

Biz Ankara’nın derin sessizliğini manidar buluyoruz…

Manidar olduğu için de korkmamız gereken!

Ana, yavrusunu gözden çıkardı desek abartmış oluruz çünkü bu ülkenin stratejik önemi var ortada…

En mantıklısı da kendi ayakları üzeride durmasını başaran bir yavru yaratmak geliyor aklımıza!

Bunu kabul edersek demek ki biraz da kendimizin aynaya bakma vakti gelmiştir…

Ankara ne istiyor da biz yapmıyoruz!

Aklımız fikrimiz eski geleneklerin devam etmesi mi yoksa…

Bu ülke çok badireler atlattı, krizler yaşadı ama hepsinde de Ankara’nın desteği ile ayağa kalktı!

Bankalar krizi hatırlayın yeter…

Burada banka batıp paralar heba olunca taksitle de olsa bunları vatandaşa kim ödedi!

Onu içidir bu kez Ankara’nın sessizliğinden korkuyoruz…

Ya bu hükümet direniyor!

Halktan bazı gerçekleri gizleme yoluna gidiyor…

Ya da hükümetin bile bilmediği bir takım yeni gelişmelere gebe bir durum hakim!

MERAKLI KÖŞE?

Akaryakıt zamlanmadı çünkü…

Geçtiğimiz Cuma akşamı sosyal medyada çok tantanası yapıldı…

Akaryakıta 40 kuruşa varan zamlar yapılacak diye!

Ama yapılmadı işte…

Çünkü hükümet halkın tepkisinden çekinip bu zammı fiyat istikrar fonundan karşıladı!

Zam vatandaşa yansımadı ama bu fonda da kuruş kalmadı…

Onun içindir kimse zam yapılmadı diye!

Döviz biraz daha artsın, fırtınayı o zaman görün siz…

Bizim başımız kel mi?

Marketlerin yarın 1 Mayıs’ta çalışıp çalışmaması tartışıladursun…

Bu kez bazı restoran çalışanlarından bu konuda eleştiriler gelmeye başladı!

Dün telefonla arayan bir garson arkadaş tepkisini ortaya koydu…

“Bizim başımız kel mi ağabey” diye!

Ha keşke hem de adı ‘işçi bayramı’ olan bu günde turistlik tesisler hariç tüm işletmeler kapalı olsaydı…

Ne kavgalar yaşanır ne tartışmalar olurdu!

Belediyeler Yasası ne oldu?

Bir mekanda rastlaştık ayak üstü sohbet ettik…

Gayet de başarılı belediye başkanının suratı epey asıktı!

Nedenini sorunca da açıkladı;

“Şu anda sadece çöp toplama hizmeti veriyoruz” diye…

Bu şartlarda da ellerinden başka bir şey gelmezmiş!

Yeni belediyeler yasası geçip uygulamaya girmediği sürece de bazı belediyelerin sadece çöp toplayacağını bazılarının ise kapılarına kilit vurmak zorunda olacağı uyarısında bulundu…

Sahi bu yasanın geçmesi için bazılarının kapanmasını ve kaos yaşanmasını mı bekliyorsunuz!

Aklımıza da başka bir şey gelmiyor ki!

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Piyangolar Dairesi’nden yıllar önce meydan gelen yolsuzluk olaylarının hala aydınlığa kavuşmamış olması buradaki çalışanları huzursuz etmeye devam ediyor. Özellikle de bir büyük ikramiye meselesi var ki bu paranın akıbeti daha çoktartışma kaldırır…

Sayın Umure ÖRS, ülke genelinde daha mevsimi bile gelmeden evrim değiştirerek üşüşen sivrisineklerin bu yaz tifüs vakalarına neden olabileceğini biliyor muydunuz? Konuya duyarlılık göstermeniz bekleniyor zira öncelikle de çocuklar için tehlike büyük!

Sayın Halil TALAYKURT, ‘istifa et’ baskılarına aldırmayıp boşalttığız odaya yeniden yerleşip göreve devam ettiğinizi öğrendik. Umarız gün gelir perde gerisinde yaşananları da detaylarıyla kamuoyuna açıklarsınız artık değil mi?

Sayın Ali Murat BAŞÇERİ, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi olarak tartışmalara neden olan protokol konusunda artık kamuoyunu bilgilendirici açıklama yapmanız şart oldu zira burada çok ciddi ve tehlikeli bir tartışmanın daha başlangıcındayız!

Sayın Fikri ATAOĞLU, ülke gelirinin yarısından fazlasını sağlayan turizm sektörünü baltalayanların olduğunu ima eden çok manidar bir açıklama yaptınız. Bunu bir de isim vererek deşifre ederseniz millet de ak koyunla kara koyunu öğrenmiş olacaktır…

Sayın Serdar DENKTAŞ, dünkü meclis konuşmasında ha keşke şu Amerika ve İsviçre meselesini hiç karıştırmasaydınız çok daha iyi olacaktı. Zira bizim ülkede asgari ücret ile geçinen binlerce insanın sinir katsayısını tavan yaptınız!

Sayın Yüksel ÇELEBİ, dünkü gün ilgili bakanı uyardık ama bir de sizin haberiniz olsun istedik. Bölgenizdeki Benli market önündeki virajda arabalar takla atmaya başladı umarız önlem alınması için girişimde bulunursunuz artık değil mi?

Sayın Hasan TAÇOY, sürüş anında telefonda konuşmayı artık bıraksanız diyoruz. Zira görenler hem şikayette bulunuyor hem de topluma örnek olmanız konusunda uyarıyor. Çok da haksız değiller yani değil mi?

Sayın Zeki ÇELER, ilgili ve yetkili bakan olarak asgari ücretin altında maaş veren işletmeleri kamuoyuna deşifre etmenin zamanı gelmedi mi daha? Eğer bunu yapmazsanız yüzsüzler ve sömürücüler ordusu her geçen gün daha fazla olacak!

Sayın Mehmet BURHAN, Bakanlık müsteşarı olarak umarız Yeşilköy’deki öğretmen lojmanı ile ilgili mesajı alıp gereğini yapmak için düğmeye basmışsınızdır. Zira devletin malını babadan kalma miras sananlara haddini bildirmek gibi bir göreviniz var!