Bu ülkede artık bazı şeylerin daha net konuşulması lazım…

Bu işlerin ayıbı olmaz, doğru neyse odur, bilinmeyenlerin de vatandaş tarafından bilinme hakkı vardır!

Çünkü şeffaflık bunu gerektirir…

Öyle yarım ağza yapılan açıklamalar, dansöz gibi kıvırarak yapılan yorumlar ya da yarım yarım yamalak bir şeyleri açıklamaya çalışmak öncelikle bu halka saygısızlıktır!

Elbette Ankara ile randevu krizinden bahsediyoruz…

Bu konuda yetkili ağızdan tek bir açıklama duyduk o da Serdar Denktaş’tan geldi!

Orada sistem değişikliği olduğu için bir takım gecikmeler olabileceğini ifade etmeye çalıştı hepsi o kadar…

Bu açıklamanın çok kişiyi tatmin etmediğinden adımız gibi eminiz!

9 günlük bayram tatili geçti ve haliyle yaşanan rehavet de sona erdi…

Bir kez daha ülke gerçekleriyle karşı karşıyayız!

Ve hala bu ülkede birçok konu havada asılı duruyor…

Bize gelen sorunların başında kira konuları geliyor!

Hükümet 1 Eylül’den itibaren dövizin sabitleneceğini açıkladı ama bunun nasıl ve ne şekilde olacağı hala muallakta…

Adamın bu ay sonu kira sözleşmesi bitiyor ama ev sahibi ile ne konuşacağını bile bilmiyor!

Hele de evini alan ev sahibi bankaya borcunu döviz ile ödüyorsa bu işin içinden nasıl çıkacak…

Zaten ortada yaşanan bir kriz mevcut, doğal olarak krize yeni krizler eklenecek, kaos ortamı daha da artacak!

Yukarıdaki örnek sadece bir tanesi, en fazla konuşulan ve bilinmeyen olduğu için hatırlatma gereği duyduk…

Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün krizin çözümü asıl bizde değil Ankara’da!

Hiç kıvırmadan yazalım, Ankara muslukları açmayıp ülkeye sıcak para girmezse her geçen gün bir önceki günü aratacak noktaya gelecek…

Ankara’da KKTC ile ilişkilerde sistem değişmiş olabilir, bundan böyle Kıbrıs’tan sorumlu bakanlık yerine bir genel müdürlük yaratılmış olabilir ama bu sistem değişikliğinin randevu ile ne alakası var, bunun bir açıklaması olmalıdır!

Yıllarca ana-yavru dedik, etle-tırnak örneği verdik, vatan-millet nutukları attık, değişen sistem bütün bunları bir çırpıda alıp götürdü mü yani?

Şu anda KKTC ile TC arasındaki ilişkilerin hangi kulvarda olduğunu kimse bilmiyor…

Tutturduk randevu diye, başka bir şey demiyoruz!

Belli ki hükümet ve ortakları bu konuda açık ve net konuşamıyor, her sorulduğunda topu taca atıyorlar…

İyi de nereye kadar?

İki ülke arasında ciddi bir sıkıntı mı var da perde gerisinde yaşananlar kamuoyuna açıklanmıyor diye düşünmekten kendimizi artık alamıyoruz!

Varsa vardır, bunun nedenlerini de çıkar ortaya adam gibi anlatırsınız olur biter, başka yol haritaları çizilir…

Madem ki bizimkiler açıklamıyor ya da açıklamaktan çekiniyorlar bunu Ankara hükümeti açıklamak durumundadır!

Bu hükümet kendine verilen ev ödevlerini yapmamıştır da cezaya alınmıştır…

Kim olursa olsun bunu artık birilerinin açıklama zarureti doğmuştur!

Sadece o veya bu şekilde bir açıklamadır istediğimiz…

Ama resmi olarak bir açıklama!

Eğer bu kısa bir süre içinde yapılmazsa, ortada dönen dedikodular ardık daha inanılır hale gelecek belki de kamuoyu yanlış bilgi sahibi olacaktır…

Zira bu durumdan her zaman olduğu gibi siyasi rant bekleyen bir kesim de vardır ortalığı karıştırdıkça karıştırmaya devam etmektedir!

Soru çok nettir;

Ankara bu hükümeti istemez bir tavır mı izlemekte ona göre politikalar gütmektedir?

Bunun sebepleri nelerdir?

Bir soru daha nasıl basit ve net bir şekilde sorulabilir ki?

Alternatif çözüm önerileri…

“Lüks araç sürüp seyrüsefer borcunu ödemeyenlerin araçlarının görüldüğü yerde sürüşten men edileceği bir yasal düzenleme yapılsın bakın Devlet Bütçesine o zaman kaç para giriyor.
Rakamlar öyle böyle değil !!!
Gerek buradan gerekse özelden bir çok arkadaş rakam sordu. Haziran itibariyle bende olan rakamlar şu şekilde:
Seyrüsefer ruhsatı çıkarılmayan araç sayısı 46 bin 195.
Devletin bu alanda alacağı para miktarı 52 milyon 223 bin TL.
Son üç yılda seyrüsefersiz araçlardan devletin alacağı olan 52 milyon TL’nin 16 milyon TL’sini Mercedes, BMW, Jaguar, Audi gibi lüks araçlar oluşturuyor.
Sadece Mercedes’i olanların borcu 9 milyon TL…”

(Devrim BARÇIN)

Sadece merak işte?

Kaç para takalım?

Ekonomik kriz hayatın genelini olumsuz etkiliyor…

Düğün yapan gençleri de!

Düğünlerde fotoğraf çeken bir genç arkadaş anlatıyor;

Geçmişte genelde en az 50’er TL takılırken şimdi insanlar genelde 20’er TL takıyor…

Ama takarken de bunu göstermeden, avucunun içine alarak!

Niye yollar kapanır?

Bu konuyu defalarca yazdık…

Hem törenlerde hem de provalarda, Başkent’in bazı yolları kapanır, trafik allak bullak olur!

Haliyle de insanlar sinir küpü…

Böyle olunca da manevi duygular manevi işkenceye döner!

Sayıp sövmeler başlar…

Bunun mutlak bir çözümü olmalı!

Belki de sadece törenlere özel yeni alanlar gibi…

Çomaklar da gömülecek mi?

Başbakan hemen her konuya korkmadan çomak sokacaklarını açıklamıştı…

Sonra da baltaları gömelim demeye başladı!

Haliyle vatandaş da soruyor;

Muhalefet baltaları en azından bir süre gömerse, çomaklar da gömülecek mi diye?

Güzel soru değil mi?

Vergi iadesi niye yok?

Maliye Bakanı kredi kartları ile yapılacak olan alışverişlerde vatandaşa vergi iadesi yapılacağını açıkladı ama…

Vatandaş bu zor dönem de illa ki tüm alışverişlerde vergi iadesi istemeye başladı!

Eskiden olduğu gibi…

Sonra niye sadece kredi kartlarına oluyor da nakit alışverişlerde olmuyor o da çok ayrı bir tartışma konusu!

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, devletin bir kurumunda üst düzey bir çalışan 6 aydır işe gelmediği halde hakkında yasal işlem yapılmasını emekliliğine az kaldığı gerekçesiyle engellemeye çalıştığınız söyleniyor. Çok da şık olmuyor değil mi? Adam devletin ensesinden 9 bin TL’nin üzerinde utanmadan sıkılmadan maaş çekiyor!

Sayın Kudret ÖZERSAY, Halkın Partisi’nde son günlerde disiplin sorunları yaşanmaya başlandığını ve haklı olarak da bundan böyle parti içinde sert tedbirler uygulayacağınız konuşuluyor. İpleri bırakmamak gerek değil mi?

Sayın Derya KANBAY, hükümetin Ankara ile randevu krizi artık çok vahim yorumlara neden olmaya başladı. Madem ki bizim hükümet bu konuda pasif davranıyor devreye girmek için daha neyi bekliyorsunuz ki?

Sayın Zeki ÇELER, bir siyasi partimiz sizin ve arkadaşlarınızın bazı tesis ve otellerde ücretsiz olarak harcama yapmadan hizmet aldığınız yönünde bir takım iddialarda bulundu. Vatandaşın kafasının karışmaması adına bir açıklama zorunlu oldu sanki değil mi?

Sayın Ayşegül BAYBARS, yurt dışından gelen öğrencilerin kontrol altına alınma kararı geç de olsa yerinde ve doğru bir karardı. Bu arada intihar eden yabancı öğrencilerin konusunun da mercek altına alınması isteniyor…

Sayın Ersin TATAR, UBP kurultayına yönelik bir iş adamının yaptığı kurultay anketi tartışmaları hala devam ederken sizin de profesyonel bir ekibe anket çalışması yaptırma kararı aldığınız söyleniyor. Yeni bir tartışma kapıda desenize!

Sayın Serdar DENKTAŞ, yaşanan son kriz nedeniyle bir çok işletmenin hem KDV yatırımları hem ed vergi ödemelerinde de bir takım aksaklıklar yaşanmaya başladığı konuşuluyor. Bakalım nasıl bir önlem alacaksınız?

Sayın Ziya EMİR, ekonomideki olumsuz gelişeler nedeniyle yeni sektörlere girmeye hazırlandığınız ve ilk olarak da Lefkoşa’nın en işlek caddesinde yakında bir börekçi dükkanı açacağınızı duyduk. Zaman kafayı çalıştırma zamanı değil mi? Hayırlı olsun…

Sayın Ahmet UZUN, uzun bir aradan sonra medyaya yeniden açıklamalarda bulunmanız eski dostlarınızı epey sevindirdi ama bazı partililer var ki onlar hala eski hesapların peşindeler. Bu arada yeni bir takım girişimlerde bulunacakları iddia ediliyor haberiniz olsun istedik!

Sayın Taner ULUTAŞ, bazı okuyucularınız artık gazetedeki küçük puntolu yazılarınızı okuyamadıklarından şikayetçi olduklarını iletmeye başladılar. Demek ki gazete ile birlikte birer de mercek dağıtmak şart oldu gibi görülüyor değil mi?

Sayın Bülent DİZDARLI, emeklilik için artık günleri saymaya başladığınız ve dolayısıyla yeni yılla birlikte yeni okyanuslara açılma planların da hesaplarını yaptığınız konuşuluyor. Dua edin ki ülke genelinde bir seferberlik ilan edilip emeklilikler ertelenmesin…

Sayın Hasan Yılmaz IŞIK, vatandaşlar ülkede tüketici hakkı diye bir şey kalmadığı için derneğinizin daha etkin ve yaptırımcı eylemler düzenlemenizi isteyen mesajlar göndermeye başladı. Zira vatandaş bu sıralar sahipsiz kaldı değil mi?

Sayın Cenk MUTLUYAKALI, bir gazete yöneticisi ve köşe yazarı olarak böyle hassas bir dönemde çok daha dikkatli olmanız gerekiyor zira parti içinde iş karıştırmayı hedefleyen birilerinin gazabına uğrayabilirsiniz…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Cumhuriyet olarak ilan ettiğiniz takımınızın ilk üç maçta iki yenilgi alması hem de bunların ikisinin de sarı-kırmızılı ekip olması epey manidar olsa gerek değil mi? Ne diyelim Allah sabırlar versin artık…

Sayın Serhat AKPINAR, GAÜ’nün yurt dışından elen öğrenciler için özel hazırlattığı tabelalar vatandaşlar tarafından da memnuniyetle karşılandı. Umarız ülkemize gelen tüm yabancı öğrenciler burasını kendi evleri gibi hissederler…