Provakasyon,ana olay öncesi küçük olaylar çıkartarak topluluğu hazırlamadır.

Korkulara hitap ederek kasıtlı olarak huzuru bozmaktır ve kışkırtmaktır.

Dolduruşa getirme,fitilleme, anlamına gelmektedir. Düşünme kabiliyetini yitirmiş olanların birileri tarafından da kullanılmasıdır.

Toplumları uyutma yöntemidir. Halkların da birbirine kırdırılmasıdır.Koca bir yalana dayanır. Çamur at izi kalsın düşüncesine dayanmaktadır.

Gerçekten anlamak mümkün değil!

Türkiye ile KKTC makamları arasında ciddi bir koordinasyonsuzluk ve birbirini anlamakta yetersizlik var.

Ve bu koordinasyonsuzluğu birileri çok rahat provoke edebiliyor.

Anayasa mahkemesi kararından bahsediyorum;

Hizmet- Sen üyelerinin özlük hakları için Anayasa mahkemesinde bir dava açmış.

Söz konusu sendika Din İşleri Başkanı’na geniş yetki verdiği iddiasıyla ‘Din İşleri Dairesi Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları’nı düzenleyen yasal değişikliği Anayasa Mahkemesi’ne taşımış.

Mahkemede karar vermis karar verirkende Anayasa’nın ‘Vicdan ve Din Özgürlüğü’ başlıklı 23’üncü maddesine dikkat çekmiş.

İlgili madde şöyle diyor:

(1)Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sahiptir.

(2)Kamu düzenine, genel ahlaka veya bu amaçla çıkarılmış yasalara aykırı olmayan ibadetler, dinsel ayin ve törenler serbesttir.

(3)Kimse, ibadete, dinsel ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlarını açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlarından dolayı kınanamaz.

(4)Din eğitim ve öğretimi, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır demiş.

Bu karardan hoşnut olmayan birileride başka birilerine ‘Anayasa Mahkemesi kararıyla Kıbrıs’ta Kuran Dersleri Kaldırıldı’ diye konuyu aktarmış, yaygara koparmış anlayacağınız.

Konuya hakim olmayan taraflarda bu yaygaraya inanmış.

Konuyu bilen birkaç hukukçudan öğrendiğim bilgi Anayasa mahkemesinin aldığı kararın Kuran kurslarını yasaklamakla alakasının bulunmadığı yönünde.Anayasayı işaret ediyor ve Eğitim bakanlığının gözetimi altında yapılır diyor.

Konu bu kadar açık ve basit.

Kıbrıslı Türklerle Türkiye halkının arasını açmaktan başka hiçbirişe yaramayacak açıklamaların yapılmasına sebep olanlar kanımca bu konudan en çok sorumlu olan taraflar.

Üstelikte cenevrede yapılacak çok önemli bir toplantı öncesinde bunun yaşanması oldukça manidar.

Buna izin verilmesi ve tansiyonun bu ölçüde yükseltilmesi ise daha da manidar.

Bilgi ve teknoloji çağında bu nasıl bir koordinasyonsuzluk anlamak mümkün değil.

Tam olarak kim ya da kimlerin organizasyonu ile yapılıyor bu alçaklık bilmiyorum ama . Burda önemli olan doğacak tepkilerdir ve kimin ekmeğine yağ sürüldüğüdür.

Ben yinede iyi tarafından bakmak ve “İnşallah birilerinin zevzekliğidir birkaç şımarık gencin şuursuzluklarının bir sonucudur” diye düşünmek istiyorum.

Pes hem de ne pes!