Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in New York’ta BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’la ortak görüşme ihtimaline Rum siyasi partilerin dün de sert eleştirilerde bulunmaya devam ettikleri bildirildi.<br /> <br /> Simerini haberi “Eleştiri ve Telkinler… Muhalefet Üçlü Görüşmeyi ve Bilgilendirme Eksikliğini Protestoya Devam Ediyor… Viktoras Papadopulos, Akıncı-Anastasiadis-Ban Görüşmesinin Genel Kurul Çalışmalarından Sonra ve Gerekliliğine Hükmedilirse Yapılacağı İzahında Bulundu, Tarihi Hatırlatma Yaptı” başlığıyla aktardı.<br /> <br /> Siyasi partilerin New York’ta üçlü görüşme ihtimalini, gelişmelerle ilgili bilgilendirme yapılmamasını ve Kıbrıs sorunundaki genel icraatları dün de sert bir üslupla eleştirdiğini yazan gazete “Rum tarafı böyle bir görüşmenin önemini azaltmaya çalışırken Türk tarafında yeni bir Bürgenstock’tan söz ediliyor” vurgusunu yaptı.<br /> <br /> Habere göre Rum Sözcü Vekili Viktoras Papadopulos’un üçlü görüşmeyi (gazetenin ifadesiyle) “rutin gibi gösterme” çabasıyla “Bu olasılık, mevcut doğrudan müzakerelerden sonra incelenecek. Gerekliliğine hükmedilirse de BM Genel Kurul çalışmalarının tamamlanmasından sonra yapılacak” dedi.<br /> <br /> Partilere müzakerelerin BM himayesinde yapıldığını ve 1974’ten beridir bütün Rum yönetimi başkanlarının müzakereler çerçevesinde bu tür görüşmelere katıldığını hatırlatan Papadopulos, 1974 tarihli Denktaş-Klerides-Waltheim görüşmesinden başlayıp bu yılın Ocak ayında Davos’ta gerçekleşen Akıncı-Anastasiadis-Ban görüşmelerine kadarki süreci kronolojik olarak sıraladı, “ne sahte devlet ne de Kıbrıs Türk lideri yükseltildi” dedi.<br /> <br /> PAZARDAN SALIYA KADAR NE DEĞİŞTİ…<br /> <br /> Rum yönetiminin yukarıdaki açıklamasına rağmen DİKO “esasen halkı yanılmaya sürükleyen derin karartma ve gerçeklerin gizlendiği teyit oluyor. Kıbrıs müzakereleriyle ilgili karartma ve Başkan’ın çelişkili icraatları durumu tehlikeli hale getiriyor. Hükümet Sözcüsü’nün, üçlü görüşme yapılmasının söz konusu olmadığını açıklamadığı geçen pazardan Başkan Anastasiadis’in, böyle bir görüşmenin mümkün olduğunu söylediği önceki güne kadar arada ne oldu?” diye sordu.<br /> <br /> EDEK Anastasiadis’i “Akıncı’nın, olası bir üçlü görüşme ile yükseltilmesini engellemek için çok dikkatli olmaya” çağırdı, garantilerin de “kötü bir çözümün Truva Atı olmaması için doğru ve nitelikli yönetilmesini” istedi.<br /> <br /> “ANASTASİADİS’İN GİZLİCE SÖZLER VERDİĞİNDEN KUŞKUM YOK”<br /> <br /> Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas “Anastasiadis’in doğaçlama ve düşük kapasiteli icraatları bugün Kıbrıs halkı için en büyük tehlikedir. Anastasiadis’in Kıbrıs sorununu kapatmak için gizlice sözler verdiğinden kuşkum yok” dedi.<br /> <br /> Dayanışma Hareketi “neden New York’ta üçlü görüşme olsun da Akıncı meşrulaştırılsın? Başkan Genel Sekreter’e tek başına söyleyemez mi?” diye sordu.<br /> <br /> Ekologlar “Mesajlar endişe verici. Anastasiadis Erdoğan’ın Kıbrıs sorununun çözümüne katkı koyma iradesinde ısrar etse de müzakerelerde ilerlemeyi bir kenara bırakan Türkiye’nin tezlerinde özlü bir dönüş görünmüyor” görüşünü ortaya koydu.<br /> <br /> ELAM (Ulusal Halk Cephesi) “üçlü görüşmenin kabulü, Kıbrıs sorununda strateji değiştirip yalvaran rolünden çıkması gerektiğini anlamayan Kıbrıs hükümeti açısından bir trajik hata daha olacak” dedi.<br /> <br /> “OLUR, AMA BM GENEL KURULU DEVAM EDERKEN YAPILAMAZ”<br /> <br /> Olası bir üçlü görüşmeye olumlu baktığını açıklayan AKEL “Ancak elbette bu BM Genel Kurulu devam ederken yapılamaz. Uzun müzakere tarihinde benzer birçok görüşme oldu. Böyle bir görüşme için gerekli şart doğru ön hazırlık ve müzakere masasında daha fazla ilerleme kaydedilmesidir çünkü ancak bu şekilde daha büyük başarı şansı olur” görüşünü ortaya koydu.<br /> <br /> “GENEL SEKRETER’İN DAVETİ OLURSA ULUSLARARASI KONFERANS OLMAZ” <br /> <br /> DİSİ de Genel Sekreter görüşme davetinde bulunursa, Rum tarafının değişmez tavrı gereği Anastasiadis’in kabul etmesi gerektiğini belirtti ve şunlara işaret etti:<br /> <br /> “Elbette bu arada müzakerelerde ilerleme de olmalı. Genel Kurul vesilesiyle BM merkezinde böyle bir görüşme olabilir ancak Kıbrıs’ın Genel Kurul’a katılımı ile hiçbir ilgisi olmadığının net olması şarttır. Genel Sekreter’in iki temsilciye davet gönderirse ‘üçlü görüşme’den söz edilmesi anlaşılır değildir. Bu terim, Türkiye’nin istediği ‘beşli konferans’ benzeri gereksiz kinayelere neden olur. Ancak Genel Sekreter’in iki lidere daveti ne konferans anlamına gelir ne de uluslararası konferans olur.”<br /> <br /> Fileleftheros siyasi partilerin tepkilerini “Yoğun Endişelerin Ortasında Katı Çizgi Tercih Ediyorlar… Partilerin Çoğunluğundan Kıbrıs Sorunuyla İlgili Tepkiler… Üçlü Görüşme İhtimali Açık Ama BM Genel Kurulu’ndan Sonra… İcraatlarla İlgili Eleştiri ve Kuşkular” başlığıyla aktardı.