<span style="font-family: Arial, Verdana;">Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği, İstanbul’daki zirvenin ardından Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in takındığı tavrın kabul edilemez olduğunu, karşılıklılık ilkesinin bir gereği olarak gerek BM ve gerekse KKTC yetkili makamlarının Anastasiadis’e haddini bildirmesi ve gayrı meşru bir devletin gayrı meşru cumhurbaşkanı olduğu gerçeğini artık kararlı bir şekilde ortaya koyarak inisiyatifi Türk tarafının alması gerektiğini belirtti.</span><br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <span style="font-family: Arial, Verdana;">Dernek Başkanı Yılmaz Bora yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılan "İnsani Zirve" toplantısına KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın davetine karşı gayrı meşru sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin gayrı meşru Cumhurbaşkanı Anastasiadis'in tepki göstererek toplantıyı terk edip Ada'ya dönmesini müteakip BM Genel Sekteri Kıbrıs Özel Danışmanı Eide ile ve Cuma günü yapılması kararlaştırılan görüşmeleri iptal etmesi, değişmeyen şımartılmış ve uzlaşmaz Rum tutumunun bir tezahürüdür” dedi.</span><br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <span style="font-family: Arial, Verdana;">Türkiye'nin resmen tanıdığı KKTC’nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya davetinin diplomatik kurallara ve teamüllere uygun olduğunu, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni resmen tanımayan Türkiye'nin buna rağmen Anastasiadis'i davet etmesinin ise büyük Türk devletinin devam etmekte olan görüşmelere karşı iyi niyetini ve hoşgörülü tutumunu ortaya koyduğunu belirten Bora, şöyle devam etti:</span><br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <span style="font-family: Arial, Verdana;">“53 yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti'ni silah zoru ve terörle gasp ederek Cumhuriyetin eşit ortağı Kıbrıs Türk halkının Cumhuriyetten kaynaklanan tüm maddi ve manevi haklarını aynı yöntemlerle gasp edip suçlu ve haksızlığına rağmen hiç çekinmeden haklı ve masum rolü oynayarak gayri meşruluğunu ve terörist bir idare olduğu gerçeğini şantajlarla unutturmaya çalışarak bizlere tahakküm etmesine asla fırsat verilmemelidir. </span><br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <span style="font-family: Arial, Verdana;">48 yıldır devam eden görüşmelerden neden bugüne dek bir sonuca ulaşılamadığı tüm gerçekleri ile ortadadır. Annan Planı’na kadar, Koloni Döneminden başlayan iki halkı ilgilendiren çok sayıda çözüm önerileri reddeden hep Rumların olduğu, Rum Yönetimi eski Dışişleri Bakanı Rolandis’in 3 Şubat 2008 tarihli Sunday Mail Gazetesi’nde yayımladığı açıklamalarında çok açık bir şekilde ifade edilmiştir.”</span><br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <span style="font-family: Arial, Verdana;">Bora, “Ya haklı ve meşru KKTC’yi tanırlar ya da biz yolumuza Anavatanımızla birlikte yürümeye ve varlığımızı kararlılıkla korumaya devam edeceğiz” diyerek, Cumhurbaşkanı Akıncı ve görüşme heyetinin gerçekleri karşı tarafa sunarak tercihi onlara bırakması gerektiğini belirtti.</span><br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <br style="font-family: Arial, Verdana;" /> <span style="font-family: Arial, Verdana;">Bora, “48 yıldır masada onların her çeşit yalan, şantaj, entrika ve sahte oyunları ile zamanımızı heba ettiler. Aleksander Downer ' i yollattıkları gibi şimdi de Eide'yi karalamaya başladılar. Nedeni BM yetkililerinin mümkün olduğunca her iki tarafa da eşit davranmaya dikkat etmeleridir. Gayri meşru Rum yönetiminin gayri meşruluğu artık dikkate alınmalı ve ona gösterilmekte olan müsamahaya son verilmeli başka da çıkış yolu yoktur” dedi.</span><br style="font-family: Arial, Verdana;" />