Türkiye’yi bedevi kültürü ile yetiştirip şeyhler, dervişler, meczuplar, tarikatlar ülkesi haline getirmek için<br /> büyük uğraşlar veren AKP hükümeti kuzey Kıbrıs’a da el atmış görünmektedir.<br /> Önceleri imam yetiştirme bahanesi ile laik eğitim sistemi içinde okul açmaya gidenler, kaynağı belirsiz<br /> paralarla Hala Sultan İlahiyat Koleji’ni hayata geçirerek, siyasi kadrolar yaratma hedeflerini açık açık ortaya<br /> koymaktadırlar. Bugün laik Türkiye’yi kara çarşafa dolayan bu zihniyet, maalesef adamızın kuzeyindeki<br /> işbirlikçileri sayesinde “şeriat isteklerini” açık açık ifade etmektedir. Türkiye Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu’nun Kıbrıs Sorunu’nun çözümü görüşmelerinin devam<br /> ettiği bir dönemde adamıza yaptığı ani ziyarette ortaya koydukları çok çarpıcıdır. Bir yandan TC<br /> Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı Yiğit Bulut’un açıklamalarını tamamlayan bir şekilde Sn. Çavuşoğlu’nun<br /> Hala Sultan İlahiyat Koleji’ni ziyaret etmesi ve okulda namaz kılarak siyasi açıklama yapması hedeflerinin ne<br /> olduğunu göstermektedir. Camiler dururken, okulda namaz kılınması, UBP-DP hükümeti yetkililerinin ve<br /> özellikle Eğitim Bakanı’nın haberi bile olmadan “bu okul yetersiz kalıyor 5 tane daha imam hatip okuluna<br /> ihtiyaç var” diye açıklama yapması buradaki yöneticilerin TC’nin kuklası olduklarının ispatıdır. Yapılan<br /> seçimlerde ortaya çıkan siyasi iradenin hiçbir geçerliliği olmadığının ve Kıbrıs Türk toplumunun iradesinin hiçe<br /> sayıldığının göstergesidir. Yine aynı açıklamalarda “İngiliz anlayışı ile bu şekilde karşı çıkıldığı” ile ilgili söylem<br /> aslında “Kıbrıs Türk yargı sisteminin” hedefe alındığını ve yargının verdiği kararların hiçbir önemi olmadığı<br /> anlatılmak istenmektedir.<br /> Görüleceği üzere “Hala Sultan İlahiyat Koleji” sözde Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okul olup, kaynağı<br /> belirsiz paralarla beslenen kökü dışarda olan bir okuldur. Bu okulun temel hedefi Sunni İslam öğretisi<br /> üzerinden öğrenci yetiştirerek, AKP modeli İslamcı kadrolar yetiştirerek siyasette etkin olmaktır. Laik eğitim<br /> sisteminde hiç kimsenin dini inancını, ibadetini öğrenmesinde engel olunmadığı bilindiği halde “dinini<br /> öğrenmek isteyenlere engel” oluyor söylemi ise tamamen yaygaradan öte bir anlam taşımamaktadır.<br /> Sn. Çavuşoğlu bir yanda açıklamaları ile Kıbrıs’ta federal çözümü desteklediğini ifade ederken<br /> diğer yandan ise, Kıbrıs Türk laik eğitim sistemini ve Kıbrıs Türk yargı sistemini değiştirme, Türkiye’ye<br /> entegre gayreti içindedir. Bu da devam eden görüşme sürecindeki Türkiye’nin samimiyetsizliği ortaya<br /> koyarken, bizleri yönettiğini söyleyenlerin ve sessiz kalan siyasi partilerin de Türkiye’nin kuklası<br /> olduklarını ispat etmektedir. Bilinmelidir ki, Kıbrıs Türk toplumunun varoluş kavgasında onbaşılarla<br /> çok uğraştık. Ülkemizi şeyhler, dervişler, meczuplar, tarikatlar ülkesine dönüştürmek isteyen imamın<br /> ordusunun çavuşunun oğlu bizi korkutamaz.<br /> Saygılarımızla.<br /> Şener Elcil<br /> KTÖS Genel Sekreteri