Çağını bil çağına yakış, güzelliklerle yarış. Ne kadar güzel yazmış Cem karaca, ne kadar nitelikli. İşte bu söz günümüzü karanlığa boğmaya çalışanların, korkulu rüyasının özü gibidir. Gerici akılların asla ulaşamayacağı kadar yüksek, bunu tanıyan zekanın ışığından korkarak, adeta cehennemin zebanilerini yüreklerinde yaşatan, karanlık zihinler! kendilerinin tüm günahlarını bu aydınlık zihinlere yaftalarlar.
* * *
Korktukları şey aydınlık değil aslın da, kendi karanlıkların da sakladıkları o dehşet verici, kötülükleri ile beslenen niyetleridir. Kendi yaratımları olan niyetler, o kadar kötülük yüklü ki kendi akıl dehlizlerinde üretilip, tüm aydınlıklarıdan uzak kin nefret ve menfaatle beslenirler. Takmış oldukları maskeleri her zaman içi boş vatan severlik ya da bayrağın arkasına saklanmak olmuştur.
* * *
Korkarlar aydınlıktan çünkü onları yine karanlığın efendileri, besleyip, büyütüp, eğitmişlerdir. Karanlığın cocukları onlar, eğitimleri cehaletten geçer, anlamsız hırslardan, hiç bir dayanağı olmayan menfaatlerden geçer, nasıl korkmasınlar aydığınlığın cocuklarından? Aslında onları var edenlerin uşakları olmak da onların saklamaya çalıştığı bir karanlık oyuktur.
* * *
Karanlık zekaların yetiştirdiği, bu cocuklar ordular oluyorlar, cehaletin verdiği güçle her ışık kırıntısına saldırıyorlar. İsimlerinin, makamlarının, medeni durumlarının hiçbir anlamı yok ne oldukları değil konu, asla ve asla ne olamayacaklarıdır. Ve onların en büyük nefret nöbetlerinin geçtiği düşüncede tam da orası.
* * *
Sevgili okur! En büyük silahınız aydınlık zihninizdir, en büyük enerjisi sormak, sorgulamak, anlamaya çalışmak ve tüm bunların her zaman aklı koruyarak yapmaktır. En büyük mücadeleniz de, aydınlığınızla tüm cehaletin karanlığını yararak geçmektir. Özgürlük için, tek yapmanız gereken yılmadan bu en temel hakkı kazanana kadar, aydınlığın cocuklarını koruyup, ışığınızı güçlendirecek ordularınızı, bilimin merakı ile donatmazdır.

Oğluma ( Cem Karaca)

Gam keder elem tasa gurbet hasret derler geçer gider elbet
Bir merhaba acı kahve hatır sorma ve dostluklar yaşar elbet
Sımsıkı sev sen sevmeyi
Bazen almadan da vermeyi
İstanbul şehri malın olsa
Ölümden öteye köy yok ya
***
Gün olur devran döner akar seller kalır kumlar kavuşuruz
Eser yeller yağar karlar gelir bahar açar güller koklaşırız
Sultan Süleymana kalmamış
Ha babam dönen şu dünya
Babanın tapulu malı olsa
Kefenin cebinde yer yok ya
***
Papazın eşşeğini kocala dur
Ali’nin külahını Veliye uydur
Aldat dur aldan dur
Oğlum hayat bu mudur?
***
İşte ağaç içte deniz içte toprak içte hayat bu dur oğlum
İşte eller işte emek işte ekmek işte hayat budur oğlum
Başını dik tut hiç eğme sen
Aklına ve yüreğine güven
Çağını bil çağına yakış
Güzelliklerle yarış….

Küçük bir kuplesini yazımızın başlangıçı olarak aktardığımız o şarkının tam sözleri…..

Behiç Anibal……