Hayat normale dönerken, 100TL olan testler bir anda 300 TL olarak açıklandı.

Güney’de çalışan kişilere testlerini devlet yaptıracak, geriye kalan ve sınır kapılarından geçmek isteyenler testlerini kendileri yaptıracaklar.

İki soru:

  1. Testlerin fiyatlarını artıran etken tam olarak nedir?
  2. Güney Kıbrıs’ta çalışan kişilerin her türlü sigorta ve sosyal güvenlik hakları Kıbrıs Cumhuriyeti’nde sağlanırken, tüm sosyal güvenlik haklarıyla ilgili ödemelerini peşin gerçekleştiren KKTC’de sigortalı kişilerin testleri neden sağlanmıyor?

Açıkçası: Devlet sağlayabiliyorsa tümünü sağlamalı.

Bu test lüks tüketime giren ve devletin sağlayamayacağı bir pahadaysa neden eşit dağılım ile tüm yurttaşlarına adil olarak bunun dağıtımını yapmıyor?

Kaldı ki sürekli yapılması gereken bu testin geçerlilik süresinin 15 gün olacağını düşünecek olursak, o zaman da ne yazık ki 300 TL olarak belirlenen bedel, KKTC’de vergi veren ve sigortalı olanlardan karşılanacak demektir…

Yoksa çok mu art niyetliyim?

Hesabı çok kestirme yapıyorum gibi görünebilir. Yine de aklın yolu bir. Öyle değil mi?

Şimdi bana söyler misiniz? Yine popülist bir karar değil de nedir bu?

Güney Kıbrıs’ta çalışmak zorunda kalan veya orada çalışmak zorunda bırakılan; hatta orada çalışıp Kuzey’de yaşamayı tercih edenlere sunulan bu imkana karşılık, tüm primlerini KKTC’ye ödeyenlerle bu ayrım neden?

***

Anlayacağınız,galiba gene aklımızın ermediği bir şeyler var veya ne acıdır ki siyasetin maskelerinin oynadığı oyuna yenik düşülüyor…

İyi düşünülmemiş ve sıkı tasarlanamamış bir kararla karşı karşıya mıyız endişesindeyiz. Yoksa elbette yurttaşlarına test yaptırmasından daha güzel ve iyi bir sağlık hizmeti sunan devlet olarak sağlık sigortasının sağlanmasından daha güzel ne olabilirdi. Hele ki de genel sağlık sigortası gibi kapsamlı bir işlemin KKTC’ye kazandırılması planları konuşulurken. Türkiye’yle aramızdaki protokollerde baş sırayı çeken genel sağlık sigortası mantığıyla bakıldığında hakikaten desteklenebilir ve güzel bir karar olabilirdi bu. Hem de adil olurdu…

Lakin pandemi sürecinde memuruna, öğretmenine, polisine ve daha birçok gerekli kesime, söz verdiği halde bu testi yaptıramamış olan devlet, test sayısının yetersizliğini bahane ederek bundan kaçınmış bir devletin bir anda böyle bir kararı alması şaşırtıcı değil de nedir?

Yoksa bu oy kaygısıyla alınmış acele bir karar mı şeklinde düşünmeden edemiyoruz işte.

Bizi de kınamayın ne olur. Çünkü bu tür kararlarda hep altta yatan başka sebep olup olmadığını araştırmayı biz tek başımıza öğrenmedik değil mi?

Ve artık bununla yaşamayı öğrenmek durumunda kalmamız gerekecekse, bununla ilgili orta ve uzun vadeli planlarımızı geçen 4 aylık süreçte almak daha yararlı olmaz mıydı?

Kaldı ki, çalışmak zaruri bir durum. Evine para götürmek için, adamızın utancı olan sınır kapılarından geçmeye mahkûm kalan insanların varlığı elbette çok gerçek bir olay. Yine de kronik hasta olup, ilacını, doktorunu ve başka ihtiyaçlarını güneyden karşılayanlar var. Ailesinin bir kısmı güneyde yaşayanlar var. Başka zaruri nedenlerle güneyle içli dışlı olanlar var. Güneydeki iş insanları ile ortak çalışan ve illa ki bir araya gelmesi gerekenler var. Güneydeki limanlardan ithalat ihracatla alakalı çalışanlar var. Oradaki postada posta kutusu olan insanlar var. Pasaportunu, kimliğini oradan yaptırmaya muhtaçlar var. Orada da evi barkı olanlar var.

Onlardan da burada aynı koşulları olanlar var elbette…

Tüm bunlar neye göre ve nasıl zaruri ihtiyaç olarak belirlendi?

***

Sistemli ve kayıt altında bir nüfusu ve ekonomisi olmayan bir devlet yapımız olduğu aşikâr. Tüm bunların kayıt altında olmaması, güney ile ilişkilerin netleşmediği bir noktada kayıt altında tutulmayan çalışmaların ve etkinliklerin de olduğu bir ortamda her şey nasıl netleşecek endişelenmemek elde değil!

***

Tamam tamam…

Ben yine çok soru soruyorum.

Ben gene pek çok gereksiz noktaya parmak basıyorum.

Gene aklım çok karıştı.

Yakında yaşayarak mantığa büründürürüm elbet tüm bu sorularımı. Benimki de işgüzarlık iste…

Dr. Çiğdem DÜRÜST