Bir yıl önce, hep birlikte yeni bir anlayışla yeni bir döneme adım attık.<br /> Hep birlikte, “değişim fikirlerle gelecek” dedik.<br /> Sizler, bu ülkenin derinlerinde kök salmak, var olmak istiyorsunuz.<br /> Sizler, bu toprakların eşit ve özgür insanları, gelecek endişesinden uzak, <br /> güvenlik içinde, başı dik ve onurlu yaşayan bir halk olarak kabul görmek <br /> istiyorsunuz.<br /> Bu haklı taleplerinizi her düzeyde, her platformda net bir şekilde temsil <br /> ettiğime inanıyorum.<br /> Lefkoşa’da, ara bölgede, Ankara’da, Berlin’de, İstanbul’da, Davos’ta, New <br /> York’ta sizlerin talep ve kararlılığını açık yüreklilikle dile getirdim.<br /> Cumhurbaşkanlığı’na sizlerin güçlü desteği ile gelişimin ilk yılında, nasıl bir yol <br /> aldığımızı sizlerle paylaşmak görevimdir diye düşündüm.<br /> Yeni dönemde açtığımız beyaz sayfaya yazdığımız ilk cümle, tüm tarafların <br /> Kıbrıs Türk halkının samimi ve güçlü çözüm talebini, artık tartışmasız bir <br /> şekilde kabul ettiğidir. Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta çözüm sürecini <br /> sırtladığından, ileriye taşımak için uğraştığından, samimiyetle çözüm <br /> istediğinden kimsenin kuşkusu kalmadı.<br /> Birinci yılın sonunda bütün ilgili ülkeler, taraflar, uluslararası kurumlar çözüm <br /> konusundaki samimiyetimizden şüphe duymayan bir noktaya geldi.<br /> Yeni dönemde, yeni bir güven iklimi oluştu.<br /> Dünyanın ve Avrupa’nın parçası olmak, dünya ile bütünleşmek hepimizin <br /> ortak hedefi.<br /> Dünyanın neresinde kiminle görüşürsek görüşelim, ana gündemimiz hep <br /> Kıbrıs sorunun çözümü oldu. Bunun temel nedeni, beni göreve getirirken ana <br /> talebinizin bu olmasıdır. Tüm tarafların her düzeyde destek ve katkısı, hem <br /> bölgesel hem küresel işbirliği için gereklidir. Bu destek ve katkı, yaşayabilir ve <br /> sürdürülebilir bir çözüm ve barış için de şarttır.<br /> Çözüm arayışımızı sadece Kıbrıs’a değil, bölge ve dünya barışına yapacağı <br /> katkıları da gözeterek sürdürüyoruz.<br /> Adamızın etrafı kan ve gözyaşıyla dolu. Savaştan hayata ve özgürlüğe, iyi bir <br /> yaşama kaçmak zorunda kalan komşu halkların çocuğu, genci, yaşlısı, <br /> kadını, erkeği Akdeniz’de boğularak can veriyor. Böylesi bir coğrafyada Kıbrıs <br /> sorununa bulunacak bir çözüm, bölge barışı için de önemli bir örnek olacaktır.<br /> Kuşkusuz, Kıbrıs Türk halkını dünyalı yapacak olgu, tek başına çözüm <br /> değildir. Bizi dünyalı yapan unsur, evrensel değerlerle düşünmek, evrensel <br /> duyarlılıkları taşımak ve içimize kapanmamaktır.<br /> Kıbrıs sorununa ve çözümüne bakışı, içimize kapanmadan, yeni bir anlayışa <br /> kavuşturduk.<br /> Bölgesel işbirliği, enerji kaynaklarını birlikte, güvenli, adil ve akılcı kullanımını <br /> esas alan yaklaşımımız, her düzeyde kabul gören yeni bir perspektife <br /> dönüştü.<br /> Yeni dönemde açtığımız beyaz sayfaya çizdiğimiz ilk çizgi ile, Kıbrıs’ı Kıbrıs’ın <br /> coğrafi sınırları içine hapseden, eski yerleşik, statükocu çerçeveyi değiştirdik.<br /> Kıbrıs ve Kıbrıs’ın geleceği şimdi hem bölgesel hem de küresel denklemin bir <br /> parçası haline geldi.<br /> Sizin iradeniz ve kararlılığınızla, bu bir yılda, bir şeyi daha değiştirdik:<br /> Müzakere masasında yıllardır süregelen karşıtlık ve sürekli karşılıklı <br /> suçlamalarla çatışan taraflar yerine, geleceğin çözüm ortakları olarak yer alma <br /> bilincine önemli katkılar yaptık.<br /> Kıbrıs Türk toplumunun haklarını esas alan, Kıbrıs Rum toplumunun <br /> hassasiyetlerini de görmezden gelmeyen, bütün Kıbrıs’a adil ve kalıcı bir <br /> çözümü gerçekleştirmek için samimiyetle çalışıyoruz.<br /> Çözümü kolaylaştıracak bir yan unsur olarak Güven Artırıcı Önlemler’de de <br /> ilerlemeler sağladık. Güven artırmaya yönelik yeni düzenlemelerin omurgası <br /> elbette Kıbrıs sorununun çözümüdür. Hiçbir güven artırıcı önlem, adil, <br /> kapsamlı, iki kesimli, iki toplumlu federal bir çözümün yerini tutamaz. Ancak <br /> güven artırıcı önlemlerin, kapsamlı çözüm çabamıza katkı yapacağı da <br /> kuşkusuzdur.<br /> Oluşturulan iki toplumlu teknik komite, radyo frekanslarının çakışmaması ve <br /> uluslararası yayıncılık standartlarına uyumlu hale getirilmesi çalışmalarında <br /> ciddi ilerlemeler sağladı. Ölçümler tamamlandı ve KKTC’de yayın yapan <br /> radyoların büyük çoğunluğu bu uluslararası standartlarla uyumlu hale geldi.<br /> Elektrik şebekeleri geçici olarak birbirine bağlandı. Bu bir başlangıç oldu. Acil <br /> ihtiyaç durumlarında bağlantı aktive edildi. Elektrik şebekelerinin kalıcı bir <br /> şekilde birleştirilmesi için ise çalışmalarımız devam ediyor.<br /> Aplıç ve Derinya kapıları ile ilgili süreç de ilerliyor. Şimdi AB ve BM’nin de <br /> katkılarıyla, ihale süreci ile ilgili süreç sağlıklı bir şekilde devam ediyor. İlk <br /> aşamada siyasi irade ortaya kondu. Ardından mayın arama ve temizleme <br /> işlemleri yapıldı. Her iki kapı için de gerekli projeler çizildi. Kısa bir süre önce <br /> de yapım işlerinin ihale süreci başladı.<br /> Bu iki kapının açılması belki umulan kadar hızlı olamadı; ancak her iki kapının <br /> da uzun yıllardır sivil toplumun talebi olduğunu ve bu talebin yıllarca <br /> sonuçsuz kaldığını unutmamak gerekiyor. Yıllarca bekledikten sonra, bu iki <br /> kapının açılması geçtiğimiz bir yıl içinde, artık hayal olmaktan çıktı, ete <br /> kemiğe büründü. Yıllardır gündemde olan her iki kapı da, yakın gelecekte <br /> açılacak. Bu yöndeki çalışmalar planlı bir şekilde ilerliyor.<br /> Derinya ve Aplıç kapılarının açılması süreci ilerlerken, gündelik hayatı ve <br /> trafiği zorlaştıran benzeri iç konulara çözüm üretmeyi de ihmal etmedik. <br /> Lefkoşa’nın ana girişlerinden biri olan, Küçük Kaymaklı bölgesi ile Çağlayan’ı <br /> birbirine bağlayan cadde, yıllardır trafiğe günün belli saatlerinde, kısa sürelerle <br /> açılıyordu. Ana giriş güzergahının birinden tam olarak yararlanılamıyordu. <br /> Trafik yoğunluğunun alternatif güzergahlarda dengeli bir şekilde dağılmaması, <br /> ciddi tıkanıklıklara neden oluyordu. İlgili kurumlar arasında koordinasyonu <br /> tesis ederek, bu yolun trafiğe 24 saat açılmasına, yoğunluğun kısmen de olsa <br /> azalmasına katkı sağladık.<br /> VİZE KAĞIDI UYGULAMASI ARTIK YOK<br /> Biliyorsunuz, mevcut geçiş kapılarında giriş çıkış vize kağıdı uygulaması da <br /> artık yok. İlk müzakere günü olan 15 Mayıs’ta aldığımız kararla, gereksiz <br /> işgücü ve zaman israfından vazgeçilip, geçişleri kolaylaştırmamız herkese iyi <br /> geldi. Bu yeni uygulama, bir yandan Kıbrıslı Rumlar açısından geçişi <br /> engelleyen psikolojik bariyeri, diğer yandan da Kıbrıslı Türkler için uzun <br /> kuyrukların oluşmasından kaynaklanan ciddi sıkıntıları ortadan kaldırdı.<br /> KANAYAN YARA KAYIP ŞAHISLAR KONUSU<br /> Bunların yanında, tamamen insani bir konu olan ve her iki toplumun da <br /> kanayan yarası olan kayıp şahıslar konusunda, askeri makamlarla <br /> yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda, Kuzey Kıbrıs’taki askeri bölgeler <br /> içerisinde kayıp kalıntıları olduğu düşünülen 30 yerde kazı yapılmasının da <br /> önü açılmıştır.<br /> Bu vesileyle kayıplar konusunda yaptığım çağrıyı bir kez daha yinelemek <br /> isterim:<br /> Kayıp şahıslarla ilgili bilgisi olanların, bildiklerini Kayıp Şahıslar Komitesi ile <br /> paylaşmalarının insanlık görevi olduğuna inanıyorum.<br /> MAYIN TEMİZLİĞİ<br /> Güven Yaratıcı Önlemler konusunda bir diğer önemli konu da mayınlardı. <br /> Bilindiği üzere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bulunan ve Rum tarafının <br /> bizlere bildirdiği 28 mayın tarlasıyla ilgili olarak BM’nin uzman kuruluşu Mayın <br /> Temizleme Servisi’nden BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon aracılığıyla yardım <br /> talep ettik. Yapılan çalışmalarda, 3 bölgede mayın olduğu tespit edildi ve bu <br /> alanlarda gerekli işlemler yapıldı.<br /> Mayınlı alanların taranması, mayından arındırılması, ve güvenlik altına <br /> alınması hepimizin can güvenliği için önemli bir adım oldu. Ancak Kıbrıs’ta <br /> her iki tarafta da, hala mayınlı alanlar mevcuttur. Biz, tüm mayınların <br /> temizlenmesi için çalışmaya devam edeceğiz.<br /> Çözüm için müzakereleri sürdürür ve ilerlemeler kaydederken, 4 konuda daha <br /> önemli adımlar attık.<br /> İKİ TOPLUMLU EĞİTİM TEKNİK KOMİTESİ<br /> Bunlardan birincisi İki Toplumlu Eğitim Teknik Komitesi. Federal kültürü <br /> yerleştirmek, çatışmacı ve karşıt değil ortaklar olarak geleceğe birlikte <br /> ilerlemek için İki Toplumlu Eğitim Teknik Komitesi’ni hayata geçirdik. 15 <br /> Kasım’da ELAM’ın gerçekleştirdiği saldırılar, bu kararın önem ve aciliyetini bir <br /> kez daha somut bir şekilde ortaya çıkarmıştı. Eğitim sisteminin karşılıklı olarak <br /> daha barışçı, demokratik ve özgürlükçü bir anlayışla yapılandırılması için <br /> şimdiden kolları sıvadık.<br /> İKİ TOPLUMLU AB KOMİTESİ<br /> İkinci konu Avrupa Birliği. Çözüm ile birlikte bir parçası olacağımız Avrupa <br /> Birliği’ne her alanda uyumun altyapısının şimdiden hazırlanması için İki <br /> Toplumlu Avrupa Birliği Adhoc Komitesi’ni kurduk. Komite, AB ile ilgili <br /> alanlarda çok ayrıntılı çalışmalarını, AB kurumlarından uzmanlarla birlikte <br /> sürdürüyor. Çözümle birlikte AB’ye uyumlu kurumsal yapılar için, ayrıntılı <br /> çalışmalarımız devam ediyor.<br /> İki Toplumlu Çalışma Grupları ile çözüm gününe yönelik çok önemli <br /> alanlardaki hazırlıklar yoğun bir şekilde devam ediyor.<br /> İKİ TOPLUMLU KÜLTÜR ve İKİ TOPLUMLU CİNSİYET EŞİTLİĞİ <br /> KOMİTELERİ<br /> İki Toplumlu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komitesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin <br /> federal yapıda, yasal ve anayasal zemine kavuşması için çalışmaya devam <br /> ediyor.<br /> İki Toplumlu Kültür Komitesi ile kültürel ve sanatsal alanlarda, işbirliği ve ortak <br /> çalışmaların koordineli bir şekilde yürütülmesi için, sağlıklı bir diyalog ve <br /> işbirliği zemini oluşturduk.<br /> Diğer komitelerin yanısıra, Kültürel Mirası Koruma Komitesi de tarihi ve <br /> mimari restorasyon çalışmaları ile kültürel mirası koruma altına alıyor.<br /> CEP TELEFONU KONUSUNDA RUM TARAFINDAN ADIM BEKLİYORUZ<br /> Tüm cep telefonlarının, Kıbrıs’ın bütününde kullanılabilmesi ile ilgili <br /> çalışmalarda ciddi mesafe almamıza rağmen, maalesef sonuca ulaşamadık. <br /> Bu konuda Kıbrıs Türk tarafı olarak üzerimize düşenin hepsini yaptık. <br /> Önümüzdeki süreçte, konunun çözüme kavuşturulmasına engel olarak <br /> görülen Rum tarafındaki yasal mevzuatla ilgili değişikliklerin yapılarak, cep <br /> telefonu meselesinin, gündelik hayatı kolaylaştıracak şekilde, olumlu bir <br /> sonuca ulaştırılmasını diliyorum.<br /> BAĞIMSIZ ve TARAFSIZ<br /> Bu bir yıllık sürede, hem Anayasal görevim, hem de verdiğim söz olan <br /> “bağımsız ve tarafsız cumhurbaşkanlığı” duruşundan taviz vermediğimi açık <br /> bir şekilde gördünüz.<br /> Hukukun üstünlüğüne, tarafsızlığa ve bağımsızlığa olduğu gibi, Kıbrıs Türk <br /> halkının onuruna gölge düşürülmesine de izin vermedim.<br /> Kıbrıs Türk halkına saygı gösterenler bizden de gerekli saygıyı gördüler.<br /> Türkiye ile ilişkileri yeni bir perspektifle, yeni bir zeminde geliştirmeye de <br /> hassasiyet gösterdim. Yürüttüğüm müzakere sürecini Türkiye’nin her <br /> düzeyde, açıkça desteklediğini belirtmesinin sizleri memnun ettiğini biliyorum. <br /> Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye ile ilişkilerimizde, karşılıklı saygıya ve <br /> diyaloğa dayalı, iki kardeş ülke anlayışının yerleşmesine özen gösterdim.<br /> YAPICI İŞBİRLİĞİ<br /> Sivil toplum örgütleri, sendikalar ve Meclis ile yapıcı bir işbirliği kurduk.<br /> Hatırlıyorsunuz, benden önce, cumhurbaşkanı ile başbakanın haftalık rutin <br /> görüşmeleri bazı dönemlerde, çeşitli siyasal anlaşmazlıklar nedeniyle, uzun <br /> kesintilere uğramaktaydı. Göreve gelmenin ardından, 1 yılda 3 farklı <br /> başbakanla haftalık olağan görüşmelerimizi aksatmadan düzenli olarak <br /> gerçekleştirdik. Diyaloğu sürekli ve kurumsal bir yapıya kavuşturduk.<br /> Kıbrıs Türk halkının iradesi ile oluşan Meclisimizi müzakere süreci hakkında <br /> bilgilendirmeye büyük önem verdim. Bunun yanında müzakere tutanaklarını <br /> Meclis’e geciktirmeksizin düzenli olarak gönderdim. Meclisteki tüm siyasi <br /> partilerin kendi belirledikleri temsilcileri, müzakerecim tarafından haftalık <br /> düzenli toplantılarla bilgilendirildi.<br /> Buna ek olarak meclis platformu toplantılarını da sürdürmeye devam ettim. <br /> Tüm partilerin başkan ve temsilcileriyle de ayrıntılı ve uzun toplantılar yaptık. <br /> Hem bilgilendirdik, hem de görüşlerini aldık.<br /> Bilgilendirme süreci siyasi partiler ve temsilcileriyle sınırlı kalmadı. “Sivil <br /> Toplumla Diyalog ve İşbirliği Toplantıları”nı da başlattık. Çok geniş kesimlerin, <br /> örgütlerin, sendikaların temsilcileriyle biraraya geldik. Belediye başkanları, <br /> sendika yöneticileri ve muhtarlarla da geniş katılımlı, yararlı görüşmeler <br /> yaptık, hem süreci konuştuk, hem katkılarını aldık. Önümüzdeki dönemde de, <br /> bu diyalog ve işbirliğimiz artarak devam edecek.<br /> İlk bir yılda, tüm televizyon kanallarının kendi belirledikleri programcılarıyla 4 <br /> saat süren ve tüm kanallarda yayınlanan uzun bir program yaptık. Hemen <br /> hemen her müzakere sonrası açıklama yapıp basın mensuplarının sorularına <br /> yanıt verdim. Müzakereler dışında da günlük programım kapsamında, basın <br /> mensuplarının sorduğu sorulara yanıtlar verdim.<br /> MECLİS ÇALIŞMALARINA KATKI<br /> Onayıma sunulan yasalarla ilgili tavrım her zaman araştırıcı ve yapıcı oldu. <br /> Her yasa hakkında, Cumhurbaşkanlığı hukukçularına gerekli incelemeleri <br /> yaptırdığım gibi, ilgili toplum kesimlerinin görüşlerine de kulak verdim. <br /> Düzeltilmesi için yeniden çalışılmasını talep ettiğim yasalar oldu. Bu yaklaşım, <br /> Meclis çalışmalarının toplumumuzun beklentilerini karşılaması ve daha iyi <br /> olmasına yapılan olumlu bir katkıdır.<br /> KAMU HİZMETİ KOMİSYONU KONUSUNDA ADIM ATILMALI<br /> Kamu Hizmeti Komisyonu, uygulamaları kamuoyunda hassasiyet oluşturan, <br /> eşitlikçi ve adil olması gereken, toplum nezdinde çok önemli bir kurumdur. <br /> Hatırlıyorsunuz, benden önceki tüm Cumhurbaşkanları, Kamu Hizmeti <br /> Komisyonu üyelerini kendileri atamaktaydı.<br /> Bu durumun değişmesi gerektiğine inandığım için, göreve geldiğimde, mevcut <br /> yasanın sadece Cumhurbaşkanı’na verdiği atama yetkisini uygun biçimde <br /> paylaşma hedefi ve Kamu Hizmeti Komisyonu’nun demokratik ve çoğulcu bir <br /> şekilde oluşması amacıyla, Cumhurbaşkanlığı’nda bir yasa tasarısı hazırlatıp <br /> dönemin hükümetine verdim. Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yeniden <br /> yapılandırılıp kurumsallaşması yönünde henüz bir adım atılmadı. Yasa <br /> tasarısının yeni hükümet döneminde ele alınmasını, demokratik ve çoğulcu bir <br /> Kamu Hizmeti Komisyonu’nun oluşturulması için gerekli adımların atılmasını <br /> diliyorum.<br /> OMBUDSMAN YENİDEN ÇALIŞMAYA BAŞLADI<br /> Yüksek Yönetim Denetçisi olarak hizmet vermek için kurulan Ombudsman, 3 <br /> yıl atama yapılmadığı için çalışmamış, denetleme görevini yerine <br /> getirememişti. Hem hukuk camiasının, hem de toplumun saygınlığı, <br /> tarafsızlığı ve adilliğinden şüphe duymadığı bir ismi bu makama atayarak, <br /> Meclisimizin de onayıyla, kurumun bir tabeladan ibaret kalması yanlışına el <br /> birliğiyle son verdik. Şimdi sizler, güven duyduğunuz ve başvurabileceğiniz bir <br /> Yüksek Yönetim Denetçisi’ne sahip bulunuyorsunuz.<br /> Tüm kurumlarla işbirliği ve diyalog ikliminin tesis edilmesine büyük önem <br /> verdim. Gerek asker, gerek sivil bürokrasi ile zor ve tartışmalı meselelerde <br /> sağlıklı bir diyalog çerçevesinde, mesafe alınabileceğini somut şekilde <br /> gösterdik.<br /> Kültür, sanat, eğitim ve kurumsallaşma hem bugünümüzün daha iyi ve güzel <br /> olması, hem de hedeflediğimiz çözümün yaşayabilmesi için çok önemli <br /> alanlar. Bu alanlarda da önemli adımlar attık.<br /> HİZMET İÇİ EĞİTİM<br /> Cumhurbaşkanlığı, ilk defa uyum sürecini tamamlayarak yönetim ve yurttaş <br /> memnuniyeti ile ilgili iki farklı sertifika aldı.<br /> Cumhurbaşkanlığı’nın Uluslararası Standardizasyon Örgütü’nün kriterlerine <br /> geçiş süreci 115 personelin 18 kişilik merkezi uyum ekibi ile yürüttüğü hizmet <br /> içi eğitim çalışmalarıyla tamamlandı.<br /> CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI<br /> Bu ilk bir yıl içinde, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası gibi bir değeri <br /> ülkemize kazandırmanın gururunu hep birlikte yaşadık. 36 yıl önce Lefkoşa <br /> Belediye Tiyatrosu’nun kuruluşuna attığımız imza gibi, Cumhurbaşkanlığı <br /> Senfoni Orkestrası’nın da yaşam bulmasını sağladık.<br /> Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın 3 kişilik kadrosu, adil ve şeffaf <br /> sınavlarla 18’e yükseldi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası 2015 Kasım <br /> ayındaki kuruluş konserinin ardından her ay bir konser verdi. 23 Nisan’da <br /> çocuk korolarıyla birlikte özel bir etkinlik de yapıldı. Müziğin evrensel tınıları ve <br /> Kıbrıs’ın anonim şarkıları çocuklarımızın yetenekleriyle harmanlandı. Senfoni <br /> orkestramız, halkımızın her alanda evrensel değerlere sahip yeni bir hayat için <br /> hazır ve donanımlı olduğunun bir sembolüne dönüştü.<br /> Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, gençlerimizin aldıkları sanat eğitimini <br /> ülkelerinde de icra edebilecekleri yeni bir yaşam alanı açtı.<br /> Kısa bir süre önce İki Toplumlu Kültür Komitesi, iki toplumdan liseli genç <br /> yetenekleri buluşturarak, ortak bir konser düzenledi. Gençlerimizin başarısı ve <br /> yeteneği bir kez daha görünür hale geldi. Liseli gençlerimiz eğitim ve <br /> donanımlarıyla, bilgi ve kültürleriyle dünya ile buluşmaya, hatta rekabete hazır <br /> olduklarını bir kez daha kanıtladılar.<br /> Ülkemizin dört bir yanında, değerlerimize, kültürümüze ve üretime sahip <br /> çıkmak için etkinlikler, festivaller düzenleniyor. Elimden geldiğince katılıp <br /> destekleyerek bu duyarlılığa, bu talebe katkı koymaya gayret ediyorum.<br /> ÜRETTİKÇE VAR OLACAĞIZ<br /> Çünkü bu topraklarda ürettikçe, değerlerimize sahip çıkıp geliştirdikçe var <br /> olacağız.<br /> Bunun yanında çeşitli sportif etkinliklere de katılarak gençlerimizin yanında <br /> halkımızın arasında olmaya gayret ediyorum.<br /> İnönü Meydanı’nda verdiğim sözün gereği için çalışıyorum, çalışmaya da <br /> devam edeceğim.<br /> HALKIN ZAMAN KAYBETMEYE TAHAMMÜLÜ YOK<br /> Yeni bir döneme, yeni bir başlangıca el birliğiyle adım attık. Bu ülkenin daha <br /> fazla zaman kaybetmeye lüksü yoktur. Hiçbir sorunun, hiçbir sıkıntının <br /> ertelenmesine, çözümlerin gecikmesine halkımızın tahammülü yoktur. <br /> Attığımız her adım, yaptığımız her iş daha iyi, daha demokratik, daha <br /> müreffeh ve daha özgürlükçü bir gelecek kurmak içindir.<br /> Başladığımız işi, en iyi şekilde birlikte bitireceğiz.<br /> Evet, “değişim fikirlerle gelecek”. Değişim başlamıştır. Fikirsel dönüşüm <br /> başlamıştır.<br /> Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarında, doğru temelde, adil ve gerçekçi bir <br /> zeminde çözüm hedefi doğrultusunda ilerliyoruz.<br /> ÇÖZÜM SÜRECİ BAHANELERLE KESİNTİYE UĞRAMAMALI<br /> Kuşkusuz bu, süreç dümdüz bir yol değildir, inişli çıkışlıdır.<br /> Görevimin ikinci yılına girdiğimiz Mayıs ayında, Birleşmiş Milletler Genel <br /> Sekreteri ile İstanbul’da görüşmemi ve bir akşam yemeğine katılmamı <br /> mazeret gösteren Rum liderin, abartılı ve haksız bir tepkiyle, planlanmış <br /> görüşmeye katılmayacağını öğrendik. Çözüm sürecinin bu bahanelerle <br /> kesintiye uğraması kuşkusuz ki iyi olmadı.<br /> Neyse ki, yaratılan bu krizin uzamayacağı erken zamanda anlaşıldı. <br /> Temennim tekrarlanmamasıdır.<br /> Kıbrıs Türk halkı çözüm yolunda kararlılık ve samimiyetle ilerlerken, <br /> yapacağımız temaslara tahammülsüzlük gösterilmesini kabul edemeyiz.<br /> İki kesimli, iki toplumlu siyasal eşitliğe dayalı yeni bir birleşik federal Kıbrıs <br /> yaratmak için uğraşacağız; ancak müzakere masasının yanısıra, imkân <br /> bulduğumuz her platformda, Kıbrıs Türk halkını layıkı ile temsil etmekten de <br /> geri durmayacağız.<br /> AKILCI ve GERÇEKÇİ DÖNÜŞÜM<br /> Toplumsal ve sosyal konularda, kurumlarımız arasında uyumlu, çözüm odaklı <br /> işbirliğinin geliştirilmesi için yeni bir anlayışı yerleştirmek için çalışıyorum.<br /> Meclis ile çalışmalarımızın yanında, yürütme erki ile de, bakanlar ve <br /> başbakanlarla da diyalog ve işbirliği yollarını da her zaman açık tuttuk.<br /> Türkiye ile karşılıklı saygıya dayalı, sağlıklı bir ilişkinin kökleşmesi için de <br /> çalışmaya devam edeceğiz.<br /> Sizlerin hak ettiği ve özlediği bir yaşam mümkündür. Hak ettiğiniz ve <br /> özlediğiniz hayat tüm kurumlarımızın, akılcı ve gerçekçi dönüşümüyle <br /> mümkündür.<br /> Ülkemize değişim, akılcı ve gerçekçi fikirlerle gelecek. İlerlediğimiz yol budur.<br /> Bir yıl önce yüzde 60’ı aşan güçlü desteğinizle göreve başladım. Bu <br /> desteğinizin giderek arttığını araştırma sonuçları da ortaya koyuyor. Yapılan <br /> kamuoyu araştırmalarında destek ve güveninizin arttığını görmek, sizler için <br /> çalışma azmimi de arttırıyor. Destek ve güveninizin arttığını, sadece <br /> araştırmalardan değil, sizin aranızda olduğum her an hissediyorum.<br /> Hepinize içten desteğiniz ve samimi güveniniz için teşekkür ederim