Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği ile yaptığı temaslarda, hidrokarbon konusunda Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıslı Türk Liderin yerine KKTC Dışişleri Bakanı’nı muhatap almasını önerdiği, basına yansıyan ve bize de bilgileri ulaşan konu hakkında değerlendirmem şöyledir: Kıbrıs Türk halkının seçtiği, BM’nin ve diğer uluslararası aktörlerin Kıbrıslı Türklerin lideri olarak uzun yıllardır tanıyıp muhatap aldığı KKTC Cumhurbaşkanının temsiliyet gücü ve demokratik meşruiyeti Kıbrıs Türk toplumundan kaynaklanır ve tartışmaya açık değildir. Kıbrıs sorununun yıllardır kabul edilmiş parametreleri, iki toplumu ilgilendiren her konuda görüşmelerin iki toplum lideri arasında yapılmasını öngörmektedir. Farklı konularda çalışmaları devam eden iki toplumlu teknik komitelerin iki liderliğe bağlı olarak oluşturulmasının bir nedeni de budur. İki taraf arasında bakanlıklar düzeyinde bir araya gelişler, içinde bulunduğumuz koşullarda mümkün görünmemektedir. Bu nedenledir ki, pandemi döneminde de olsa iki sağlık bakanı da bir araya gelememiştir. Dışişleri bakanlarının eşit düzeyde bir araya gelmesi de bu koşullarda olası değildir. KKTC Cumhurbaşkanı'nın toplumsal ve uluslararası konumunu ve yetkilerini, halkı tarafından doğrudan yetkilendirilmemiş bir kişiyle ikame etmeye çalışmak beyhude bir çaba olmaktan öte bir anlam ifade etmemektedir.