Önce çok görkemli bir Cumhurbaşkanlığı seçim süreci…

Halkın yüzde 60’nın oyunu alarak makama oturmak!

Barış ve çözüm için verilen vaatler…

Sonra çok kötü bir müzakere süreci!

Kaçınılmaz bir çöküş…

Sonra barış ve çözüm yanlılarından gelen tepkiler!

‘Oyumu geri isterim’ diyenler…

Umutsuzluk…

Çaresizlik…

KKTC’ye sahiplenme!

Dış tribünler bitince iç tribünlere mecburi dönüş…

Belli ki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bundan böyle içeride kendin çok daha fazla söz ettirecek…

Önceki gün Talip Atalay olayı!

Hükümetten gerekçe istedi…

O makama oturduğu günden itibaren çok sayıda atama ve görevden almalara imza attı ama bu kez ne olduysa artık!

Hükümet gerekçe göstermezse görevden almayı imzalamayacakmış…

İyi de bir kere imzalama iki kere imzalama sonra ne olacak!

Oysa atama ve görevden almaların bir kuralı var, bakın ne diyor;

“(1) Bu Yasada öngörülen görev ve yetkileri kullanmak üzere Din İşleri Dairesinden sorumlu olacak bir kişiyi Cumhurbaşkanı, Başbakanın önerisi üzerine, Din İşleri Başkanı olarak atar.

(2) Din İşleri Başkanının görevine son verilmesi, atanma esaslarında öngörülen usule göre yapılır…”

Buna rağmen direnirsen ardında başka şey aranır!

Hükümete gerekçe soran Akıncı, kendi gerekçesini de açıklamak zorundadır..

Çok konuşulan, çok tartışılan bizim de tepki koyduğumuz özel kalem ataması…

Akıncı, Sayıştay Başkanı’nın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Özel Kalem Müdürü kız kardeşi yerine Sayıştay Başkanı’nın eşinin atanmasıyla ilgili kararnameyi imzalamadı.

Gerekçesi de şu:

“Atamalar denetime gölge düşürmemeli…”

Alın da bozdurun hadi!

İyi de bir imzalama iki imzalama ya sonrası

Daha da ötesi bu açıklama Sayıştay Başkanı’na resmen hakarettir!

Devletin Cumhurbaşkanın, devletin Sayıştay Başkanı’na güvensizliğidir…

Öyle diplomatik bir dille bunu eleştirip vitrine oynayacağına ha keşke Sayıştay Başkanının görevden alınmasını isteseydi!

Belki o zaman daha inandırıcı olabilirdi…

Onun için başlığı kullanırken iç tribünler meselesini ön plana çıkarmaya çalıştık…

Akıncı belli ki bu şekilde kendini bir şekilde ön planda tutmaya çalışmaktadır!

Niye ki…

Bir daha Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday mı olacaktır?

Yoksa aktif siyasete soyunup TDP’nin başına mı geçecektir?

O zaman taksin yine siyasi rozetini öyle konuşsun açıklama yapsın…

Nasıl Saray’a oturduktan sonra tüm kadrosunu kendi partililerinden seçtiyse, şimdi açık olsun ‘siyasette ben de varım’ desin!

Bundan daha doğal bir hakkı olabilir mi?

Tabela örgütçülüğü bitiyor mu!

KKTC’de 1000’den fazla birlik ve dernek var…

Aslında vardı!

Bunların bir çoğuna da tabela örgütü diyorduk çünkü bazılarının adı vardı ama kendileri yoktu…

Sonra örgüt enflasyonunun önüne geçmek için yeni bir yasa yeni bir tüzük uygulamasına gidildi ki bu doğru bir karardı!

Şu anada kadar sadece 200 dernek ve birlik yeni tüzüklerini bakanlığa sunmuşlar…

31 Aralık 2017 tarihi de son gün!

Belli ki bir çoğu artık tabela örgütü olmaktan da çıkacak…

Muhalefet ve dayak!

Serdar Denktaş bazen taşı gediğe öyle oturtuyor ki taktir etmemek olası değil…

İşte onlardan birisi daha;

“Her şeye muhalefet edersen, iktidar olduğunda öyle bir dayak yersin ki…”

Çünkü bunun deneyimini en fazla kendisi yaşamıştır!

Doğru söyledi çünkü bizde bir muhalefet furyası gidiyor sanırsınız iktidara gelen ülkeyi cennete çevirecek…

Yok öyle bir şey!

Ülkenin şartları belli, Türkiye ile olan ilişkiler ve mecburiyetler belli, muhalefet hep kolaydır ama…

İktidar olunca işte hiçbir zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor!

-------------------------------------------------------------------------------------

Sadece merak işte?

AB standartları mı dediniz?

Hükümet araç plakalarını değiştirip beyaz plakaya geçti ve aksini yapanlara ceza kesileceğini açıkladı…

Bize merak etme şansı verdiler!

Madem ki AB standartlarına bu kadar hevesliyiz kış mevsiminde neden AB saat birimini kullanmayacağı?

AKPA toplantılarında ne oluyor?

Bizim siyasiler yıllardan beridir AKPA toplantılarına giderler KKTC’yi temsil ederler…

Ona sözümüz yok da;

Bu toplantılar sonrası KKTC için ne tür kazanımlar sağlanır bunu açıklasınlar bari!

Öyle sosyal medyada caka satmakla olmuyor ki…

Girne’deki 10 katlı binalar!

Yanlış kararlar sonrası Girne’de yaşamak artık işkence haline dönüştü…

Yükselen binalar insanların hava almasına bile engel hale geldi!

Bundan en fazla da CTP’liler rahatsız olmuş ki her fırsatta belirtiyorlar…

O zaman zaman sormazlar mı adama, hangi CTP’li hangi semtte hangi 10 katlı binayı dikti bir açıklasalar da bilelim bari…

Yeni hastane tamam ya kadro!

Ankara onay verdi ve nihayet Lefkoşa’da dev bir hastane yapılmasına karar verildi…

Hem de bir kasa büyüklüğünde!

Allah versin diyelim de…

Ya kadro meselesi!

Hekim ve hemşire açığı

Bunları da şimdiden hesap etmek gerek…

……………………………………………………………………….

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan ERÇEN, Kıb-Tek yönetim kurulu başkanı olarak özelleştirme konusunda madem ki hükümet susmayı tercih ediyor bari siz olsun bu konuda bir açıklama yapın da kamuoyunu aydınlatın. Biz yönetimin de özelleştirmeye karşı olduğunu biliyoruz, yanılmıyoruz değil mi?

Sayın Kemal Deniz DANA, bazı özel hastaneler reklam-haber olayını fena halde abarttı ve haksız rekabet artık ayyuka çıktı! Bu konuda başlattığınız soruşturmanın neticelerini merakla bekliyoruz!

Sayın İsmet ESENYEL, bakanlık binasına da çok yakın olan tarihi Tantin’in Hamamı biraz daha yıkıldı yıkılıyor. Burasını bakanlık olarak biraz ellesiniz de ülke kültürüne bir katkıda bulansanız fena mı olurdu yani! Hem ara sıra orada buluşup keseleniriz, ne dersiniz?

Sayın Ahmet YÖNLÜER, devletin tepesinde müftü krizi yaşanırken bu arada sizin adınız da bu makamla fazlasıyla anılmaya başladı. Bazı vatandaşlar da bu makama sizi layık gördüklerin belirten duyurular yapmaya başladı, haberiniz olsun istedik…

Sayın Neriman SAYGILI, TAK çalışanlarının yıllardır beklediği yeni bina konusu ne yazık ki artık iptal edildi ve yeni binanın devlet laboratuarı olmasında karar kılındı. Siz de haliyle eski binaya yeni makyaj yaptırmak kalıyor değil mi?

Sayın Baki AYGÜN, ilk genel seçimlerde Halkın Partisi’nden milletvekili adaylığınızın kesinleştiğini duyduk. Yeni parti yeni heyecan demektir, şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ederiz…

Sayın Mustafa AKINCI, son günlerdeki çıkışlarınız yasal ama etik değil zihniyetini bir kez daha gündeme getirdi ama biraz da iç politikaya oynamanız gözlerden kaçmadı! Bakalım imzalamama inadınız ne kadar daha sürecek!

Sayın Aziz KAYA, söz konusu arıtma tesisi için ilgili şirket ÇED raporlarının belediyeye iletildiğini ama sizin bundan haberiniz olmadığını iddia ediyor. Çekmeceleri bir karıştırın bakalım bir yerlere sıkıp kalmış olmasın…

Sayın Habil TÜLÜCÜ, kooperatifteki usulsüzlüğün belediyeye sıçratılmak istenmesi moralinizi fazlasıyla bozmuş diye duyduk. Yılların belediye başkanı ve siyasetçisi olarak böyle şeylere alışık olmanız gerekmiyor mu, gülün geçin deriz…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, yerli domatesin bozuk olmasından dolayı Türkiye’den ithal kararı doğru ve yerinde bir karar ama bizim domatesler hiç bu kadar kötü olmamıştı, bunun bilimsel bir açıklaması olmalı diye düşünüyoruz!

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’nın değerleri teker teker bu dünyadan göç ederken onların hepsinin anılacağı ve bir proje artık şart oldu! Turist treni için izin alamayabilirsiniz ama bu proje için izin almaya gerek olmasa gerek değil mi?

Sayın Ayşen BUBA, Reis market olarak iyisi gene kadar bozuk domates satmama kararı almanız memnuniyetle karşılandı. Umarız diğer tüm market sahiplerine de örnek teşkil eder. Bu arada organik ürün konusunda çeşitlerinizi arttırmanız da isteniyor…

Sayın Çelebi ILIK, MİK Başkanlığı görevini bıraktıktan sonra tüy gibi hafiflediğiniz ve yüzünüzün renginin bile değiştiği gözlemlenmiş. Demek ki olmayan her işte bir hayır varmış değil mi? Bundan böyle aktif siyaset için çok daha fazla zamanınız olacak…

Sayın Utku KARSU, son zamanlarda sizin karikatürlerin eskisine rağmen çok daha fazla takibe alındığından hiç kuşkunuz olmasın. Bu arada reytinginiz de hızla artıyor hiç kuşkunuz olmasın…

Sayın Ziya EMİR, Türkiye’den bir iş adamı ile KKTC’de yeni bir televizyon kanalı kurmak için proje hazırladığınız iddia ediliyor. Anlaşılan medya patronu olmak için kafayı iyice taktınız desenize, hayırlara vesile olsun…

Sayın Ahmet SAVAŞAN, belli ki ilk genel seçimlerde aday olmak için daha şimdiden çalışmalara başladınız bile! Umarız bu kez her şey yolunda gider ve amaca ulaşırsınız. Ama yine de deriz ki patronu bu işlere çok karıştırmayın ki tepki olmasın…