Cumhurbaşkanı Akıncı geçmişte Saray’a sağlanan örtülü ödenek harcamalarını kuruş kuruş açıklayacağını söyledi mi?

Söyledi!

Söylemez olaydı ha keşke…

Çünkü hata etti!

Şimdi haklı olarak bu konuda bir takım eleştiriler alıyor…

Çünkü söz ağızdan çıktı bir kere!

Devletin en tepesindeki adam…

Söz verdiyse yapacak!

Yapmazsa da özür dileyecek…

Bunun gerekçelerini de anlatarak!

Ama bizde durum biraz farklı boyutlara çekiliyor…

Konu örtü ödenek açıklaması filan değil!

Tamamen Akıncı’yı zayıflatmak…

Hele biraz da erken olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri artık gündeme geldi ya!

Daha çok yapılacak bu tür eleştiriler…

Bu konuyu sorgulayanlar da haksız değil çünkü verilmiş bir söz var geçmişte!

Bu arada Akıncı açıklar ya da açıklamaz…

Bunu kamuoyu değerlendirecektir!

Ama Akıncı’yı bu konuda eleştirenler sadece onu değil geçmiş Cumhurbaşkanlarını da sorgularsa işte o zaman adil olur…

Siyaset ön planda tutulmayarak!

Soru gayet basittir aslında…

Bu paralar o makamların değil halkın cebinden çıkan paralardır!

Halkın da bu paraların nereye gittiğini öğrenmesi kadar doğal bir şey olamaz…

Tabi ki örtülü ödenek kavramını da iyi incelemek kaydıyla!

Bu arada…

Sadece Cumhurbaşkanına verilen ödenek değil, 4 partinin bakanlıklarına da ayrılan ödeneklerin de bilinmesi gerek!

Elbette cebe attıklarını sanmıyoruz ama…

Konu örtülüyse eğer, bunun hesabı sadece Akıncı’dan sorulamaz çünkü bu büyük haksızlık olur!

Sahi nedir bu örtülü ödenek meselesi?

Adı üstünde örtülü, boşuna dememişler bunu…

Bizde neye göre belirleniyor var mı nereye kullanılması gerektiği yönünde bir kanun hükmü!

En azından bizim bildiğimiz kadar yok…

Ama Türkiye’de var!

24’ncü madde diyor ki;

 “Örtülü ödenek; kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, Devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile Devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili Devlet ve Hükümet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık bütçelerine konulan ödenektir. Kanunlarla verilen görevlerin gerektirdiği istihbarat hizmetlerini yürüten diğer   kamu idarelerinin bütçelerine de örtülü ödenek konulabilir. Örtülü ödenek, bu amaçlar dışında ve  Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve ailelerinin kişisel harcamaları ile siyasi partilerin idare, propaganda ve seçim ihtiyaçlarında kullanılamaz. İlgili yılda bu amaçla tahsis edilen ödenekler toplamı, genel bütçe başlangıç ödenekleri toplamının binde beşini geçemez.(2)
Başbakanlık ve diğer ilgili idare bütçelerinde yer alan örtülü ödeneklerin kullanılma yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesapların tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri yapanın değişmesi halinde yeni yetkiliye hangi belgelerin aktarılacağı Başbakan tarafından belirlenir.
Örtülü ödeneklere ilişkin giderler Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili Bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir ve ödenir…”

Dikkat çeken nokta şudur burada…

Kapalı istihbarat…

Kapalı savunma hizmetleri…

Devletin milli güvenliği…

Yüksek menfaati…

Bu gerekçeler önemlidir!

Bizde böyle mi bilmiyoruz…

Bilmeyince de sürekli tartışma konusu yapıyoruz!

Bu arada bir dip not;

Bizde Saray’ın örtülü ödeneği yıllık 1 Milyon TL civarında ya…

Bu Türkiye’de 750 Milyon TL’yi buluyor!

MERAKLI KÖŞE?

Gazeteciler uşağınız mı?

TAK’o son günlerde yine acımasız eleştiriler yapılmaya başlandı…

Meclis konuşmaları haber bültenine girmeyince vekiller sanki de dünyayı sallayan konuşma yapmış gibi TAK ve çalışanlarına saldırıyor!

Bunlar gazetecileri şamar oğlanı sanıyorlar…

Ya da kendi uşakları!

Önce gidin kurumu ziyaret edin bir kahvelerini için, çalıştıkları ortamı görün, çalışan sayısını sorun sonra haklı bulursanız eleştirin…

Ordu gibi gönderme ve karşılama?

Devlet yetkilileri yurt dışına giderken ve gelirken Ercan’da niye kalabalık ordu oluyor anlamak zor…

Komutanlar, bakanlar, müdür müsteşarlar kuyruğa giriyor göndermek ve karşılamak için!

Hem zaman kaybı hem de bir sürü masraf…

Biliyoruz ki buna devletin itibarı diyecekler ama!

İtibar eğer böyle şeylerse vazgeçin deriz…

Özelleştirme mi ortaklık mı?

Basan Tolga Atakan Telefon Dairesi için kamu özel ortaklığı dedi…

HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu ise direkt olarak özelleşecek açıklaması yaptı!

Haliyle de kafalar karıştı hangisi doğru diye…

Onunu için özellikle de aynı parti mensupları aralarındaki iletişimi güçlendirmek zorundadırlar!

Milletin ağzına düşmek istemiyorlarsa eğer…

Bu kadar fark olur mu?

Diyelim ki 100 Bin TL’ye ihtiyacınız var…

Gidiyorsunuz yerel bir bankaya 5 sene kredi ödemeli hesap çıkarıyorlar!

5 sene sonunda bankaya 200 Bin TL ödüyorsunuz…

Başka bir Türkiye bankasına gidiyorsunuz!

Onlar ise 5 sene sonunda toplam 140 Bin TL istiyorlar…

Bu fark uçurum değil de nedir?

Alemin akıllısı siz misiniz?

Mersinlik köyü sakinleri köylerindeki depoya sayaç takılmasını engellemişler…

Hatta nöbet tutmaya bile başlamışlar sayaç takılmasın diye!

Büyükkonuk Belediyesi’ne de bağlanmak istemiyorlarmış…

Gerekçe belli olmuştur!

Su parası ödememek…

Suyu beşe getirmek yani!

Biz ödemeyelim belediye ödesin mantığı…

Bunlar kendilerini alemin akıllısı mı sanıyorlar yoksa?

MESAJ KUTUSU

Sayın Kudret ÖZERSAY, bu hafta sonunun sizin parti için çok önemli olduğu ve Kıb-Tek konulu bir toplantıdan sonra önemli kararlar alabileceğiniz konuşulmaya başlandı. Türkiye’deki yerel seçim sonrası siyaset epey dalgalanacak desenize!

Sayın Menteş GÜNDÜZ, TAK gibi bu ülkenin en düzgün ve özverili bir kurumuna yaptığınız eleştiriler biraz ağır kaçmadı mı? Bir özrü hak ettiklerini düşünüyoruz gidin bir kahvelerini için deriz zira bizim meslektekiler epey duygusaldır!

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa Kabristanlığı 31’nci adada 20 kadar mezarın yok olduğu ve üzerlerinden dere geçtiği iddiaları yapılıyor. Konuyu gündeminize almanız ve detaylı bir açıklama yapmanızı bekliyoruz…

Sayın Erkut ŞAHALİ, Orman Dairesi’ne yapılacak olan 125 kişilik 6 aylık geçici istihdamlara ne kadar kişi müracaat etti bilmiyoruz ama kamuoyunun vicdanı açısından eşitlik ilkesine uyulması ve bu konuda şeffaf olunmasını isteyen mesajlar alıyoruz haberiniz olsun istedik…

Sayın Tolga ATAKAN, bilet fiyatları konusunda Güney ile Kuzey arasındaki farklılıklar konusunda yaptığınız açıklamadan hemen sonra vatandaşlar tepki mesajları göndermeye başladılar. Acaba araştırmada yanlışlık mı yaptınız dersiniz?

Sayın Akile BÜKE, YÖDAK ile İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı öğrenci sayısı arasında hayli fark olunca bu konuda kafalar iyice karışmış diye duyduk. Son ve kesin resmi açıklamayı artık bir kez daha sizden bekliyoruz zira öğrenci sayısını bilmeyen bir devlet çok komik olur değil mi?

Sayın Yasemin ÖZTÜRK, KKTC’de ilk kez bir milletvekili kendini bal yapmaz arıya benzetti ve o da siz oldunuz. İşte hepsi bunun farkına varınca işler o zaman düzelmeye başlayacak, umarız sizden örnek alırlar…

Sayın Mehmet Ali TALAT, son öyle bir açıklama yaptınız ki KKTC’ye sarılmanız gerektiğini söyleyince ne iktidarda ne de muhalefette olanlar kulaklarına inanamadılar. Bu bir seçim söylemi olmasa gerek değil mi?

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, UBP’de yaşanan Cumhurbaşkanlığı adaylık meselesi artık resmen bir krize dönüşürken her ne kadar birileri buna karşı çıksa da isminiz artık çok daha ön planda tutulmaya başladı. Gönlünüzde varsa bastırmakta yarar görüyoruz…

Sayın Özel KADIOĞLU, UBP ülke genelinde örgütlerde kitle toplantıları yaparken Göçmenköy’deki toplantının iptal edilmesi çeşitli söylentilere neden oldu. Hayırdır yoksa birileri sizi gözden mi çıkardı dersiniz?

Sayın Güven BENGİHAN, günün yorgunluğunu ve stresini Lefkoşa’da bir otelin spor salonunda ve saunasında gidermeye çalıştığınız görülüyormuş. Yine de orada muhakkak ki ülke siyasetini konuşacak birilerini buluyorsunuzdur değil mi?

Sayın Mustafa AKTUĞ, Lapta tepelerine Türk bayrakları dikilince bölgedeki muhalefet epey rahatlamış diyorlar. Bu arada eski borçlar konusunda mahkeme işlerini yakında başlatacağınız da söyleniyor gazanız mübarek olsun artık…

Sayın Hasan Hüda ECER, emeklilik için artık sayılı saatler kalmış ve veda ziyaretlerini de böylelikle hızlandırmışsınız. Zaman nasıl da su gibi akıp geçiyor değil mi, yeni yaşamanızda sağlık ve mutluluk dolu günler dileriz…

Sayın Ali BAYSEN, son maçlarda hayli performans düşüşü gösterdiğiniz söyleniyor. Hayırdır rakipler mi çok güçlü yoksa sizin kondisyon da mı gözle görülür bir düşüş var dersiniz? Bu işler müteahhitlik yapmaya benzemiyor değil mi?