Geçengün, bir süre önce bir diz operasyonu geçiren Ahmet amcaya uğradım. Ameliyattan sonra geçen yaklaşık 3 aydır haberleri dinlemeyi

bıraktı.Gazeteyi dersen çoktan okumayı bırakmıştı.

Sağlığını sorunca, geçici olduğunu söylüyor.

Bir ara “sterlin kaç lira oldu?” diye sordu. Kulakları artık iyi duymadığından hem parmakla 15 diye gösterdim hem de bağırarak “15” dedim.

20 ye doğru gider demedim Allah muhafaza bir yerine inme iner diye korktum.

Ev kirasını sterlin ödediğini biliyorum.

Kafasını çevirdi ve yapma yahu dedi .Bereket Rumdan gelen para var yoksa ayvayı yediydik dedi.

Ahmet amcanın döviz varlığı yok döviz borcu da.Bankada bir miktar TL mevduatı olduğunu biliyorum.

Emekli maaşını lira cinsinden alıyor. Bir miktarda kendi değişiyle Rumdan Euro olarak gelen parası var.

Ameliyat öncesinde sık sık artan fiyatlardan televizyon ekranında döviz kurunun sürekli artışına hayıflanır, muhtemelen emekli maaşı ile geçinmesinin giderek zorlaşacağını düşünürdü. Düşündüğüde oldu.

Rumdan gelen maaş ev kirasını karşılarken artık Türk lirası olarak aldığı maaş geçinmesine yetmez durumda.

İlaçların bir kısmını hastahanelerde olmadığı için dışardan aldığını biliyorum muhtemelen onuda artık dışardan alamayacak.Ama ona söylemedim.Daha fazla üzülmesini istemedim.

Bankadaki mevduatınında döviz karşısında eridiğini geçen hafta 5000 doları varken bu hafta 3700 dolar kaldığını 1300 dolarının cari açığı kapatmaya gittiğini anlatsam sanırım cari kim ne diye sormaz bankadan kalan parasınıda çekerdi.

Bilmişlik taslayıp Ahmet amcanın moralini bozmadım elbette. Kullandığı elektriğin fiyatlarının eninde sonunda dolar kurundaki artış nedeniyle yükseleceğini belirtmedim. Gıda fiyatlarının sürekli artıyor olmasının temel nedenlerinden birinin kur yükselişi olduğunu da söylemedim.

Döviz kurundaki her artış onlara satın alma gücünde kayıp olarak geri dönüyor. Enflasyon yükseliyor çünkü. Yılın başında artan asgari ücret aylar geçtikçe eriyor. Mesela, bu yıl asgari ücret kazanan bir çalışanın yıl içinde satın alma gücü nasıl erimiş diye bakarsanız karşılaşacağınız sevimsiz bir tablo var. Şu: Yıl ortasına gelindiğinde satın alma gücü son iki yılın aynı dönemindeki alım gücünün altına iniyor!

Gelirlerini enflasyona karşı koruyamayanlar kaybediyorlar. Çalışanların kahır ekseriyeti bu durumda.
Bu duruma nasıl geldiğimiz açık: Ne yapmak istediği anlaşılmayan bir para politikası hem Türkiyeyi hem de bizi uçuruma sürüklüyor.

Çözüm mü ?

İktisatçı değilim ama sınırlı bankacılık ve ekonomi bilgisine sahip biri olarak diyebileceğim en net şey Türk lirası kazanıyorsanız Türk lirası borçlanınız.Türk lirası kazanıp sterlin, dolar borçlanmayınız.

Bu konuda onlarca bilim adamının görüşleri ortada.Bunlardan biride Prof.Dr.Fatih Özatay

Türk ekonomist, akademisyen, köşe yazarı ayrıca Eski TCMB Başkan Yrd.

Halen TOBB-ETÜ İktisat Bölümü profesörü ve TEPAV Ekonomi Programları direktörü olarak çalışmakta. Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Fatih hocanın Parasal İktisat: Kuram ve Politika adlı kitabının son bölümünden kısa bir alıntı yapalım.:
“Bilançolarında döviz yükümlülükleri döviz alacaklarına kıyasla çok daha yüksek olan kesimler bu koşullar altında sarsıntı geçirecekler; yerli para cinsinden borçları yükselecek. Bu kesimlerin önemli bir kısmının döviz geliri yoksa içine düştükleri durum gerçekten içler acısı olacak. Faiz haddinin yükselmesi kısa vadeli borcu olanları, ya da borcu değişken faizli olanları kötü etkileyecek. Bu artan risk ortamında bankalar kredi musluklarını kapatacaklar. Tüketim ve yatırım keskin biçimde düşecek. Böylece ülke ekonomisi çok büyük ölçüde daralacak. İşten çıkarmalar başlayacak. İşsizlerin tüketim harcamaları azalacak. Ekonomi daha da küçülecek. Şirketlerin nakit akımları son derece kötüleşecek. Bankalara olan kredi borçlarını ödeyemeyecekler. Bankalar daha da kötü duruma düşecekler…”

Bir arkadaşım paylaştı faiz sebep enflasyon neticedir dersen bu şemsiye sebep yağmur neticedire demeye benzer diyor.

Son söz olarak şununla bitirelim;

Ne yaparsanız yapın ama içinde Türk kelimesi geçen bir şeyin itibarını yerlere düşürüp rezil etmeyin.Ahmet amcayıda artık üzmeyin.Yeter.