‘’Ah babam sağ olsaydı’’ ifadesi her ne kadar da bir türkü sözü ise de babaları hayatta olmayan bir çok insanın söylediği veya aklından geçirdiği bir söz olduğu kesin. Yaşam süreci içinde, hayatın zorlukları karşısında insan zaman zaman babasının yanında olmasını arzu etmektedir. Danışmak, bir şey sormak veya fikir almak için.
Bu hafta sonu babalar günü. Babalar günü evlatların babalarına sevgi ve saygılarını iletmeleri için kabul edilen bir gündür. Pek çok ülkede her yıl haziran ayının üçüncü Pazar günü Babalar günü olarak kutlanmaktadır.
Annesi ölünce , onun yokluğunda altı çocuğunu tek başına büyüten babasının da anneler günü gibi bir günde anılmasını düşünen Amerikalı kız, babasının doğum günü olan 5 haziranın bu amaçla anılıp kutlanması için çalışma başlatmış. Hazırlıklar tamamlanamayınca bu gün haziran ayının üçüncü pazarına kalmış.
1966 yılında Amerikan başkanı Lyndon Johnson haziran ayının üçüncü pazarının Babalar günü olarak kutlanacağını bir bildiri ile duyurmuş.
1972 yılında ise Amerikan Başkanı Richard Nixon da balar gününü Amerika Birleşik devletlerinde resmi tatil ilan etmiş.
Bu şekilde Mayıs ayında ‘’Anneler gününde’’ annelerimizi onurlandırırken, Haziran ayının üçüncü pazarında yani ‘’Babalar gününde’’ ise babalarımızı onurlandırmaktayız.
İnsanın annesi ve babası her zaman değer verdiği varlıklarıdır. Onlara sevgi, saygı ve hürmet etmeyen evlatlar çok azdır. Onlar bizleri hayata getirmenin ötesinde iyi birer evlat ve insan olmamız için ellerinden geleni fazlası ile yapmaktadırlar. Önce çocuklarının iyi bir eğitim alması için uğraşırlar. Yetişince de mutlu bir evlilik ve arkasından torunların olması onlar için mutlulukların en büyüğüdür.
Bizleri yetiştirirken koydukları kurallar ve uyguladıkları disiplin hep bizlerin iyiliği içindir. Bunu ufak yaşlarda anlamak zor. Ancak yetişince ve de kendimiz de çocuklarımız için kurallar koyunca bunun önemini daha iyi anladık.
Anne ve babaların, kendi ihtiyaçlarını erteleyip evlatlarının ihtiyaçları ve isteklerini yerine getirmeye çalıştıkları her zaman görülmüştür.
Orta okul günlerinde ders çalışmak yerine haylazlık ettiğimiz anlarda ‘’Okursan kendine. Bizler gibi olmak istemezsen okumalısın’’ sözlerini duyduğumu hep hatırlarım.Aile büyüklerinin kendileri istenen eğitimi alamamış olsalar da çocuklarını okutmak için her türlü özveriyi gösterdikleri kesin.
Ben gerek annem Hayriye, gerek babam Yusuf’un gayretleri ve de ailenin diğer büyükleri amcalarım dayılarım ve halalarım sayesinde, onların teşvikleri ile üniversite eğitimi gördüm. Bu sayede de ülkenin önemli kurumlarından Türk Ajansı-Kıbrıs’ta görev aldım ve de 20 yıl kesintisiz müdürlüğünü yürüttüm.
Bu nedenle annemi ve babamı rahmetle anmak isterim. Tüm anne ve babaların evlatlarının iyi bir yaşam standardı içinde olmalarını istediklerinden eminim . Eşim Ziba’nın annesi Nezire ve de babası Yakup da kendi evlatları için yaşamları süresince uğraştılar. Onlara da Allah’tan rahmetler olsun.
Evlatlarımızın iyi yetişmeleri, topluma yararlı bireyler olmaları için elimizden geleni yapmalıyız. Onların toplumda iyi birer insan olmaları bizleri ancak mutlu eder. Çevrenizdeki insanların evlatlarınızdan övgü ile bahsetmeleri her şeye değer. Bu, mutlulukların en güzellerinden biri.
Babaların görevi sadece eve para getirmek değildir. Evlatlarının geleceğe hazırlanması için de yakından ilgilenmelidirler. Okullarına gitmeli, kimlerle arkadaşlık ettiklerine bakmalıdırlar. Aksi halde gün gele iş işten geçmiş olur.
Evlatlar da anne ve babalarına ve diğer aile büyüklerine her zaman sevgi göstermeli ve de saygılı davranmalıdırlar. Aksi halde bu ölümlü dünyada onlara ani bir şey olması halinde çok üzülürler. Bazen yaşlanan aile büyükleri öldüğünde kurtuldukları ifade edilir. Ben ise Allah ne kadar ömür bahşetmişse yaşamaları ve yanımızda olmalarını isterim. Onların yanımızda olmaları bence güven vericidir.
‘’Ah babam sağ olsaydı’’ sözüne ihtiyaç duymamak için onlara her zaman sevgi ve saygı göstermeliyiz. Annem Hayriye’yi, kaynanam Nezire’yi, babam Yusuf’u kayın pederim Yakup’u rahmetle anar tüm babaların ‘’babalar günü’nü kutlarım.