Her ülke, her hükümet ve her toplum, kendi ekonomik, siyasi sosyal, kültürel yapısı temelli pandemi krizini yönetiyor.

Bizdeki pandemi yönetimi de kendi notumuzu kendimize verdirtiyor.

İşte örneklerl:

Bir siyasi kalktı açıklama yaptı. Kendinden şüphelenip Koronavirüs testi yaptırmış! Negatif çıkmış. Testi yaptırma gerekçesi, halkın arasında çok bulunduğu içinmiş. Sayesinde tıp literatürüne Koronavirüs testi yaptırma kriterleri arasına ‘’kendinden şüphelenme’’ kriterini de kazandırmış oldu!

Hadi o zaman hep birlikte kendimizden şüphelenelim. Tüm toplumun virüs taraması yapılmış olur! Üstelik bedava!

Dileriz bu siyasimiz, başka şeylerden şüphelenmez...

Ülkenin ünlü bir doktoru, sosyal medya hesabından ‘hayati gereklilik yoksa dışarı çıkmayın’ paylaşımı yaptı. Her an Covid- 19 olabilirsiniz’ diyerek herkesi kendini ve ailesini karantinaya almaya çağırdı.

Kendisi buna uymadı!

Hem devlet hastanesinde hem de özel hastanede hastaları ile ‘’temas’’ etmeye devam etti!

Ülkenin bir öğretmeni, 1. Ve 2. Sınıfların açılmasını farklı bir üslupla eleştirdi. Sosyal medya hesabından 4-5 yaşındaki öğrencilerden kendisini nasıl koruyacağını halka sorgulattırdı. Kendisinin restaurant, kafe vb. yerlere gitmesini eleştirecek olanlara da peşinen ‘’sivri zekalı’’ lakabını yapıştırıverdi! Çünkü orada inisiyatif kendinde imiş ve dilediği gibi korunabiliyormuş!

Kamuda görevli bu öğretmenimiz, ‘’sivri olmayan/künt’’ zekası ile, ‘’işine göre virüsten korunma inisiyatifi’’ konusunu da başarı ile işlemiş oldu!

Ülkenin bir doktoru, okulun ilk günü hastane önlüğü ve terliği ile çocuğunu okula götürdü.

Efsunlu olmanın ayrıcalığı, ülkemizde yine zuhur etti!

Ülkenin eski bir sağlık bakanı, bu krizin buram buram ölüm koktuğunu sosyal medya hesabından paylaştı.

Bunu paylaşırken, bakanlığı döneminde Lefkoşa’ya yapılması planlanan yeni hastaneye ‘’şehir efsanesi’’ lakabını taktığını hatırlamak istemedi!

Ülkenin hükümete de ortaklık eden bir partisi, hükümetin aldığı karantina kararını ‘’sevindirici’’ olarak nitelendirerek, paralel evrendeki (muhalefetteki) diğer kendisinin varlığını ispatladı!

Ülkenin tanınmış doktorlarından biri, 24 saat içerisinde tam 3 PCR testi yaptırarak, suyun başında olmanın, bal tutup parmak yalamanın ne olduğunu halkın gözüne soktu!

Ülkenin tanınmış üniversitelerinden biri, PCR testi bahane kitlerden para kazanmak şahane prensibi ile, imza yetkisi olmaksızın PCR testlerini yapmaya devam etti!

Hani takke düştü kel göründü derler ya,

Buraya pandemi gelince tam da bu oldu!

Bilimsellik, nitelikli siyaset, toplumsal anlayış, samimiyet, hak, hukuk, adalet…

Hepsi ama hepsi yalan oldu.

Pandemi geldi gelmesine ama,

Böylesine zihniyetler sayesinde bunu bile ağız tadı(!) ile yaşayamaz olduk!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899