Almanyada eğer ev sahibiyseniz evinizin önünü buz ve kardan temizlemek zorundasınız.

Eğer kiracıysanız, kiracı olarak da sorumluluklarınız var. Yılın belli dönemlerinde periyodik olarak kapınızın önünü silme süpürme gibi zorunluluğunuz var.

 Eğer kış aylarına denk geliyorsa temizlik döneminiz o dönemde evin önündeki karı kürüyeceksiniz, buzlanmayı önleyeceksiniz.

Eğer evde hazır kum ya da tuz yoksa ev sahibinize bildirmekle yükümlüsünüz.

Eğer bunları yapmazsanız, örneğin evinizin önünde biri kayıp düşerse, orada size maddi tazminat davası açabilir.

Kiracıysanız ev sahibinize bu ceza gelir ve ev sahibi sizin yükümlülüğünüzde olduğunu ispatlarsa sizden tazminat talebinde bulunabilir.

Yine bir gün böyle bir yoğun kar yağışından sonra gözleri görmeyen bir vatandaş evinin önündeki karları temizlemediği için mahkemeye çıkarılır.

Adam Hakime ‘’Benim gözlerim görmüyor evimin önündeki karları nasıl temizleyebilirm ki’’ diyor.

Hakimin cezası kesindir.

‘’Evet doğru görmüyorsun ama bu evinin önündeki karları temizlememen için yeterli bir sebep değil .Sen karları temizleyemezsin ama temizleyecek bir kişi tutabilirsin’’ diyor.Ve

Gözleri görmeyen vatandaşı 1 ay hapse mahkum ediyor.

O yargıç yılın hakimi seçiliyor.

Evet işleyen sistem böyle bir şey işte.

Kötü Hakim ,gözleri görmeyen zavallı vatandaş diye bir şey yok.Yasalar var.

Siyasetin ve siyasetçinin son 44 yılda memleketimizi getirdiği durum ortada.

Yasağa rağmen siyasetçiye güvenerek inşaa edilen Bangalowlar .Mahkeme emrine uymayıp yine siyasetçi ricası ile yıkımı geciktiren Kaymakam.

Her ikisi içinde üzgünüm.

Lakin,

Son kale Adalet ve hukukun üstünlüğü açısından mutluyum.

Hukukun üstünlüğünden normalleşmeden bahsediyorsak taviz vermek yok.

Herkes yasanın kendisine yüklediği sorumluluğa göre işini yapacak ve zamanında yapacak.

Yoksa yasayı ,adaleti hukuku bir tarafa bırakıp görevimizin gerektirdiğini yapmaz başkalarını dinlersekte bir gün gelir birileri o adaleti bizim gözümüzün içine sokacak.

İşte o zamanda adaletin kestiği parmakta acımayacak.