“Sayın Levent ÖZADAM
www.kibristime.com haber sitesi, facebook adresiniz ve Kıbrıs Postası’ndaki köşenizde kaleme aldığınız “Devlet Piyangoları yine çıldırttı!”başlıklı makalenizi dikkatle okudum. Öncelikle yazınız için teşekkür etmek istediğimi belirtmek isterim. Halkın duyarlılığını kaleme almanızdan dolayı da ayrıca teşekkür ederim.
15 Kasım Özel Çekilişi hakkında bazı yanlış anlaşılmalar olmuştur. Çekilişten bir hafta önce yaptığım basın açıklamasında ikramiyenin kazanan bilete isabet edene kadar çekileceğini belirtmediğimi bilginize sunarım. Kurumumuzda bazı sorunların olduğunun bilincindeyim. Bunları ortadan kaldırmak ve önünde “devlet” olan bu kurumun kalkınmasını sağlamak için personelimle ve bağlı olduğumuz bakanlıkla yoğun bir tempoda çalışıyoruz.
Özel çekilişimiz olan 15 Kasım’daki çekilişle ilgili kullandığınız “Türkçede tam anlamıyla kelime anlamı vatandaşı ahmak yerine koymaktır…15 Kasım gibi önemli bir tarihte yapılan çekilişte de kazanan numaraya isabet edinceye kadar çekilişe devam edilmiyorsa bu vatandaşın cebindeki üç-beş kuruşa göz dikmek, onu hortumlamaktan başka bir ifadeyle anlatılamaz!” ifadeleri beni ve bağlı bulunduğum kurumu derinden üzmüştür.
Bizim böyle bir düşüncemiz olamaz. Hele hele önünde “devlet” olan bir birim, vatandaşın cebine göz dikemez. Aksine yurttaşını düşünür
Yine yazınızda “Piyango satıcıları da büyük ikramiyenin satılan numaraya çıkmamasına isyan etti çünkü onlar da bilet satarken vatandaşa ‘isabet edinceye kadar çekilişe devam edilecek’ dedi…” cümlesi tamamen yanlış bir bilgidir. Çünkü, ne ben, ne çalışanlarım, bu şekilde bir ifade bayilere kullanmıştır.
Devlet Piyangosu demek, ülke sporuna katkı demektir. Önümüzdeki günlerde yapmayı
düşündüğümüz bazı yasal değişikliklerle kurumun sosyal hayata katkısının daha fazla olmasını hedeflemekteyiz.
Bu yazıya köşenizde yer vermenizi temenni eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim. Saygılarımla..”
 
Yudum MİŞON
Milli Piyangolar Sorumlusu
 
 
Hastalara eksik hap iddiası!
 
“Levent bey,
Lefkoşa polikliniğinde doktorların hastalara yazdığı reçetede belirtilen miktardan daha az hap verilmektedir. Kronik hastalara doktorlar aylık olarak 60 hap öneriyorsa poliklinikteki eczacı 30-40 hap veriyor.
Haplar genellikle açık olarak kağıda konulduğu için hasta kaç tane hap aldığını göremiyor.
Bu uygulama acaba bakanlık emri ile mi yapılıyor?
Yoksa bir yolsuzluk mu söz konusu?..”
 
(Dr.C.A)
 
“KTHY’de yüksek maaş almıyorduk…”
 
“Merhaba Levent Bey;
Kamuoyunda (hatta şu an devletin idaresinde görev alan birçok kesiminde,dün sendikalarla başbakanın yapmış olduğu görüşmede..) hala daha bir yanlış algı var.
2010 yılında kapatıldığı dönemde yüksek maaşlarla çalıştığımız yönünde..
Ben KTHY kapatılırken kabin amiri ve eğitmendim. Mesleğimin en üst seviyesiydi ve aldığım ücret 2800 TL idi. (Türkiye ve güneydeki karşılığı ise ortalama 8000 TL idi) .
KTHY’ de en yüksek maaşı kaptanlarımız alırdı, onların da ortalama maaşı dünyadaki bu işi yapan meslektaşlarından, piyasanın çok daha altındaydı..
Duyarlılığınız için teşekkür ederim, ben ve eski tüm KTHY’liler adına kolay gelsin…”
 
(A.H.)
 
 
“Vietnamlıları mı arayalım?”
 
“Levent bey,
Hamitköy’de sokaklar sahipsiz köpeklerle dolu herkes şikayetçi.
Köpekler çeteler kurmuş, 10 köpek beraber geziyor.
Gece boyunca kavga ediyorlar gürültülerinden uyuyamıyoruz..
Belediyeyi aradık barınakta yer kalmadı cevabını aldık!
Ne yapmalıyız? Zehirleyelim mi, vuralım mı yoksa Vietnamlıları mı arayalım..
Teşekkürler…”
 
(Hasan Ziyaettin)
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, DAÜ sonunda rektörsüz kaldı ve dava sonuçlanıncaya kadar öyle kalacak. İnsan bir hukukçudan görüş almaz mıydı? Bu arada hükümetin DP kanadı eski KTHY çalışanlarının devlette istihdamına hala sıcak bakmıyor. Hatta geçen aylarda Denktaş bu konu için ‘gerekirse hükümeti bile bozarım’ demişti. Acaba gerçekten bozar mı?
Sayın Derviş EROĞLU, daha sizin haberiniz ama adaylığınızı çok ciddi şekilde destekleyen üç kişi baş başa verdi büyük bir şov hazırlamaya koyuldular. KKTC’nin dört bir yanından konvoylar Saray’a akacak ve aday olmanızı isteyecek. Bize göre bu işe şova dönüştürmeyin, geri tepme ihtimali büyük olur.
Sayın Hamit BAKIRCI, İskele ve yöresi sizin istifanızı hala içine sindirebilmiş değil. İki gündür bu konuda önemli mesajlar alıyorum. Siyasette geleceği olan birisi için bir kez daha düşünmekte yarar olduğunu söylüyorlar. Elbette son karar yine sizin olacak…Hamsi festivalinde görüşmek üzere…
Sayın Zeren MUNGAN, hem hükümetin hem de muhalefetin hedef tahtası oldunuz ya demek ki doğru yoldasınız demektir. Bir de olmayan parayı nasıl vereceğinizi söyleseler aslında hiçbir sorun kalmayacak değil mi?
Sayın Mehmet HARMANCI, Hamitköy’den son günlerde başıboş köpekler için yoğun şikayetler alıyoruz. Barınakta da yer kalmayınca sokakların hakimi onlar oluyor ve vatandaş da haklı olarak isyan ediyor.
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, suyun KKTC ayağının planlanması için bakanlık içinde bir seferberlik başlattığınızı buna TC’li yetkililerin bile şaşırdığını duyduk. Bakalım ardınızda sizin hızınıza yetişecek kaç çalışan kalacak. Bir çoğu tek tel dökülmeye başladı bile.
Sayın İsmet AKİM, ada genelinde neredeyse tüm ana yollarda aydınlatma ışıkları borcundan dolayı kesildi. Herkesin borcunun sadık olmasında yerden göğe kadar haklısınız ama bu durum trafik kazalarına da davetiye çıkarıyor. Çözün artık şu meseleyi!
Sayın Salih KAYIM, ihalesiz olarak Telekomünikasyon Dairesi için getirttiğiniz santraların depoda çürümeye bırakıldığını öğrendik. Hem paranızı alamadınız hem de atıl olarak kaldılar ayıklayın şimdi irincin taşlarını bakalım. Ne tuhaf memleket değil mi?
Sayın Zorlu TÖRE, geçen akşam bir televizyon kanalında canlı yayına bağlanan bazı vatandaşlar size ecel terleri döktürmüşler. Ülkenin en ileri gelen milliyetçilerinden birisi olduğunuzu biliriz ama artık bayrak edebiyatı çok prim yapmıyor gibi geldi bize!
Sayın Menteş GÜNDÜZ, bölgedeki köstebeği sonunda bulduğunuz ve hesap sormaya hazırlandığınızı duyduk. İyi de memleket köstebek yuvasından geçilmezken hangi birine hesap soracaksınız biz de çok merak ediyoruz.  Bu arada bizim köstebekler gözle görülmez bilesiniz.
Sayın Ahmet BENLİ, hükümete ve kendi partinize kafa tutmayan bir siz kalmıştınız sonunda bu da gerçekleşti. Siz patlamaya hazır bir bomba gibisiniz ama belediyeden alacaklı olanlar fitili ateşledi bile. Acil olarak kaynak yaratmakta fayda var gibi görülüyor.
Sayın Fatih YARIMBAŞ, Mağusa’da ellerinden tuttuğunuz ve yardımlarınız esirgemediğiniz ihtiyaçlı aile ve komşuları aradı ağlayarak teşekkür ettiler. Hayır dualarını aldınız biz de duyarlılığınızdan ötürü teşekkür ederiz…
Sayın Prof. Abdullah ÖZTOPRAK, dünkü YİM kararından sonra artık ölseniz de gam yemeyeceğinizi söylüyormuşsunuz. DAÜ bir süre rektörsüz kalacak ama adaletin kestiği parmak acımaz değil mi?
Sayın Pervin GÜRLER, hükümetin büyük ortağı size iyice kancayı taktı ya artık görmeyip, duymayıp kızmayacak ve ‘meyve veren ağaç taşlanır’ diyeceksiniz. Bu ülke polisine bu kadar kötülük yapan bir başka hükümet görmemişti. Haziran’a kadar dayanın artık.
Sayın Ali AĞAOĞLU, bugün narenciyede yaşanan sıkıntılar nedeniyle Başkent’e akacaksınız ama sizin rakip örgüt bu eylemin olmaması için müthiş bir propagandaya başladı. Demek ki narenciyecilerin bir kısmı halinden memnun desenize. Siyaseti gözü kör olsun!
Sayın Osman YÜCELEN, kahraman bir savaşçı gibi savaştınız ekibinizi çok iyi yönettiniz ve zaferi kucakladınız haliyle övülmeyi de hak ettiniz. Artık siz arkadaşlarınızın gözünde bir kahramansınız.  Ne kadar övünseniz hakkınızdır.
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 
------------------------------------
Günün Fıkrası
 
Gelin kaynana...

Yeni gelin ile kaynana karşı karşıya oturmuşlar.
Kaynana ;
-Gelin, sen daha yenisin, birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşarak
anlayalım, demiş.
Gelinde ;
- Tabi anne konuşalım, demiş.
Kaynana başlamış anlatmaya:
- Aman kızım benim üç halim vardır, dikkat et. Saçıma gül takmışsam
neşeli olurum. Her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam,
havamda olmam. Çok ısrarcı olma,eğer ki yakama gül takmışsam sakın
etrafımda dolaşma, çok sinirli olurum.
Gelin, kaynana lafını bitirince başlamış lafa;
- Anne benim halim malim yoktur. Bacak bacak üstüne atarım,
sigaramı yakarım,sen gülü nerene takarsan tak, ben keyfime bakarım...