“Sayın Hüseyin Özgürgün
Dışişleri Bakanı
Sayın Bakanım, ben aşağıda imza sahibi …….kimlik nolu A.Ş.
Sağlık sorunlarım nedeniyle borçlanmış bulunmaktayım. Borçlarımı ödeyebilmem için maddi katkıda bulunmanızı saygılarımla arz ederim…
A.Ş.”
Bakan:
3000 TL uygundur ödeyin.
“Dışişleri Bakanlığı,
Sayın bakanım, ben aşağıda imza sahibi ……kimlik hamili İ.B.
Sosyal yardım almaktayım, 3 çocuğumun okul masraflarını karşılamakta zorlanıyorum. Maddi sıkıntı içinde olduğumdan dolayı yardımcı olmanızı saygılarımla rica eder, iş hayatınızda başarılar dilerim.
İ.B”
Bakan:
1000 TL uygundur ödeyin.
“İlgili makama,
Ben aşağıda imza sahibi …… kimlik nolu A.A.
Maddi yönden sıkıntım olmasından dolayı tarafıma maddi yardımda bulunulmasını talep eder, gereğinin yapılmasını saygılarımla rica ederim…
A.A.
Lefkoşa”
Bakan:
1000 TL uygundur ödeyin.
“İlgili makama,
Ben aşağıda imza sahibi …….kimlik hamili H.P.
Maddi sıkıntı içindeyim, uygun görmeniz halinde maddi yardım talep etmekteyim. Yardımınız için şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
H.A
Bakan:
1500 TL uygundur ödeyin.
“Dışişleri Bakanlığı,
Sayın Bakanım, ekonomik yönden işlerim iyi gitmiyor, zor durumdayım.
Bana maddi yönden katkıda bulunursanız sevinirim. Saygılar sunarım.
A.A.
Bakan:
2000 TL uygundur ödeyin
“İlgili makama,
Ben ……..kimlik nolu S.S.
Ortaköy ……sokak……no’da oturuyorum.
Babamdan kalan yetim maaşıyla  güçlükle geçinebilmekteyim. Elektrik ve su borçlarından dolayı kesilmiştir. Yetim maaşı ile bunları karşılayamıyorum.
Yardımlarınızı arz ederim.
S.S.
Bakan:
3000 TL uygundur ödeyin
Bunlar gibi onlarca dilekçe var elimde.
Kimse rencide olmasın diye de kimlik numaralarını yazmadım, isim ve soy isimlerin de sadece baş harflerini yayınladım.
Hepsini tek tek birkaç kez okudum ve her birinde de içim cız etti…
Hepsinin ortak özelliği bu yılın Şubat, Mart ve Nisan aylarında yazılmış olması ve Dışişleri Bakanlığına gönderilmesi.
Dönemin Dışişleri Bakanı 3 ay içinde tam 60 bin TL ödemiş böylelikle…
Ne gariptir tam 12 kişi 4 Şubat 2013 tarihinde yapmış dilekçesini.
5 kişi de 11 Şubat 2013 tarihinde dilekçe yazıp göndermiş bakanlığa.
6 Kişi 15 Nisan 20413 tarihinde, tam 13 kişinin dilekçesi de ne tesadüftür 15 Nisan’da yazılmış.
UBP’nin kurultay tarihlerine bu kadar yakın olması sizce tesadüf olabilir mi?
Bana göre olmaz!
Durun bakalım daha bitmedi;
Bir de toplamda 88 bin TL’lik bir ödeme var…
Hüseyin Özgürgün coşmuş bir kere, kesenin ağzını açmış!
Ama kendi kesesinin değil, devletin kesesinin ağzını açmış…
Bu kez de elime geçen başka bir listeden size alıntılar yapıyorum;
Çetinkaya Türk Spor Kulübü, 5000 TL.
Ortaköy Spor Kulübü, 5000 TL.
Gönyeli Futbol Masterler Derneği, 5000 TL.
Mesarya Darts Birliği, 4000 TL.
Yenicami Ağdelen Kulübü, 5000 TL.
Konyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği, 2000 TL.
Vadili Türk Çiftçiler Birliği, 2000 TL.
KKTC Adanalılar kültür ve Bütünleşme Derneği, 1000 TL.
G.K. Emekli Subaylar Derneği, 1000 TL.
Girne Liman Rotary Kulübü, 500 TL.
Liste uzadıkça uzuyor, hepsini buraya sığdırmam mümkün değil!
Bu tür yazılarda işin vicdani yönünü elbette unutmayıp daha çok hassas olmaya çalışırım.
Halkın içinde çok gezdiğimiz için de bir çok insanımızın ne zorluklarla hayatını idame ettirdiğini iyi bilenlerdenim.
Evinde iki dilim ekmek olmayanları bile kendi gözümle gördüm…
Ama gelin görün ki, bir de bu işin keyfilik yönü var!
Yani hep dediğimiz, kötü siyasetçinin devlet kaynaklarını nasıl koltuğu kaptırmamak için eşe dosta ve partiliye peş çektiği…
Sizin, bizim, hepimizin paralarının nasıl kurultay ve seçimler uğruna, har vurup harman savrulduğu…
Ve sadece, ‘yazıklar olsun’ diyebiliyorum!






 
 
UBP, 5 bakanlık isteyecek!
 
CTP-BG ile DP-UG’nin koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kalması UBP çevrelerinde bayram havası estirdi.
Muhtemelen CTP-BG Başkanı Özkan Yorgancıoğlu şimdi UBP’nin kapısını çalacak ve pazarlığa oturacak.
Ancak büyük bir sorunla da karşılaşacak!
UBP içinde şimdi konuşulan tek konu eşit ortaklık…
Bu da demektir 5 bakanlık istenecek!
Hatta UBP bununla da kalmayıp Meclis Başkanlığını isteyecek, yardımcılığını da CTP’ye bırakacak…
Bir anekdot daha;
UBP’de müdürlükler bile dağıtılmaya başlandı.
Telefonlar çalışıyor ve müdürlük teklifleri yapılıyor…
İster inanın ister inanmayın!
 
 
 
TAK’ta neler oluyor?
 
Bugünlerde herkes bu soruyu soruyor.
Ne yazık ki devletin saygın üretken kurumlarından biri olan Türk Ajansı Kıbrıs’ta hoş olmayan olaylar oluyor.
Bir yanda sendikalar diğer yanda çalışanlar hizipleşme içine girince aslında olanlar da normal, ama hoş değil.
Kurumun yaklaşık 15 yıllık yönetim kurulu üyesi olarak ne acıdır ki biz de olanları üzülerek izliyoruz.
Geçen hafta kahve içmeye ziyarete gittik ve kurumda 3 aydır aktarma yapılmaması nedeniyle elektrik ve su paralarının bile örenmediğini tespit ettik.
Yönetim Kurulu başkanı Emir Ersoy yurt dışında olduğu için başkan yardımcısı olarak kurulu toplamak bize düştü ve biz de üzerimize düşeni yaptık.
Ortalık karıştı, sendikalar birbirine girdi…
Yeni kurulacak hükümete önerimizdir, ilk işlerinden birisi ülkenin en iyi gazetecilerinin çalıştığı bu kurumu masaya yatırsınlar ve başta çalışanların huzuru olmak üzere çok önemli daha bir çok konuda radikal kararlar alsınlar.
Yoksa gidişat hiç de iyi değil!
 
 
 
“Doğa yalnız insanların değildir”
 
“AV... Başlıklı yazımdan dolayı bazı avcılar bugün KIBRIS gazetesine giderek siyah çelenk bırakmış... O yazımın altına bir kez daha imzamı atarım. O siyah çelenk de yazarlık yaşamımın en değerli, en anlamlı ödüllerinden biridir... Bu arada av salgınına karşı tepkiler sürüyor. BARAKA bugün yayımladığı bildiride çok anlamlı bir vurgulamada bulunarak "Doğa yalnız insanların değil, hayvanlarındır da. Hayvanların da yaşama hakkı vardır. Ava karşıyız" dedi. Aferin BARAKA... Ve ava tavır koyan herkese, her kuruma aferin...”
 
(Ahmet TOLGAY)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bakanlığınız döneminde devletin kaynaklarını hem de kurultay sürecinde dağıtmanız ‘geri zekalı’ dediğiniz bu halka bir özür mahiyetinde olduğunu düşünmek istiyoruz. Yakında dosyanın kadim dostunuz Sayıştay Başkanının önünde olacakmış, haberiniz olsun…
Sayın Suphi HÜDAOĞLU, TDP’de isminiz iyiden iyiye yükselmeye başladı. Eğer nazlanmayıp olaya biraz sıcak bakarsanız bu iş olacak gibi görülüyor. Elinizi yüreğinize koyun ve kimsenin değil kendi kararını verin.
Sayın Mustafa AKINCI, bir takım kötü niyetli kişilerin sizin adınıza bazı kişilere kötü amaçlı elektronik postalar göndermesi canınızı epey sıkmışa benziyor. Teknolojinin kötü tarafı da bu işte…Kötülük kimden ne zaman gelecek insan bilemiyor.
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, kulislerde DP ile bir daha görüşmeme kararı aldığınız ve UBP’da bayram havası esmeye başladığı konuşuluyor. UBP’nin kapısını çaldığınızda sizden eşit ortaklık isteyecekler ilk bizden duyun istedik…
Sayın İrsen KÜÇÜK, planınız tıkır tıkır işlemeye başladı. Ancak, CTP ile yaptığınız gizli pazarlığı eski bakanlardan saklamanız başınıza dert açabilir. Tam da kozlar elinize geçecekken sıkıntılı bir durum!
Sayın Süreyya GÜRSES, Hasan Taçoy sanki de bakanlığı garantiye aymış gibi size de müsteşarlık teklifi yapmış diyorlar. Dereye görmeden paçaları sıvamak böyle bir şey olsa değil mi?
Sayın Ersin TATAR, partinin en tecrübeli maliyecisi olarak seçim harcamalarının sizin başkanlığınızda kurulacak bir komite tarafından araştırılması isteniyor. Partili yanlış yerlere kullanılan büyük miktarda para olduğunu düşünüyor. Hadi bakalım sıvayın kolları…
Sayın Yüksel ÇELEBİ, seçimlerde Ömer Kalyoncu’yu fena halde kesmeniz bir daha aday olmamanıza neden olabilir. Zira parti kurmayları yerinize yeni aday arayışlarına başladılar, bilginiz olsun…
Sayın Ziya TÜZEL, CTP içinde bazı güçlerin sizi yerel seçimlerde Sümer Aygın’ın koltuğuna hazırladığını duyduk. Sümer bey çok güçlü bir partili, bakalım bu yarışın sonunda ipi kim göğüsleyecek?
Sayın Ferdi Sabit SOYER, CTP’de siz DP’de de Erhan Arıklı yaptığınız açıklamalarla olası koalisyonun köküne kibrit suyu döktünüz. Serdar Denktaş dün burnundan soluyordu haberiniz olsun…
Sayın Afet ÖZCAFER, Cumhurbaşkanlığına aday olmaktan vazgeçip şimdi de Mağusa Belediye başkanlığına kilitlendiğiniz duyduk. Ancak bunun için Saray’a gidip bir kahve içmeniz, bir de el öpmeniz gerekebilir.
Sayın Ömür CANATEŞ, oğlunuz Ateş’in dünyaya merhaba dediğini ve Ayşe hanımla tüm dünyaların sizin olduğunu öğrendik. Minik yavruya sağlıklı mutlu bir ömür geçirmesini dileriz. Mutluluğunuz daim olsun.
Sayın Talip ATALAY, Mağusa’da Veyselliler bölgesinde bir imamın berber dükkanında çalıştığını bilir muydunuz? Cemaatten şikayet mesajları alıyoruz bilginiz olsun istedik…
Sayın Metin ŞADİ, sattığınız kanal ceza üstüne ceza almaya başladı. Çok yakında yayın kapatma kararı alacağı iddia ediliyor. Önleminizi şimdiden alın istedik…
Sayın Mehmet HULİSİOĞLU, Çatalköy mezarlığında eğer herkes keyfine göre kabir yaparsa ve 3 metrelik duvar dikerse bu işin sonu iyiye gitmez. Fakir fukaraya biraz saygılı olmak gerek değil mi?
Sayın Cihan ERDOĞAN, yeni Mercedes aracınız hayırlı ve uğurlu olsun. Allah kazasız belasız kullanmak nasip etsin.
Sayın Ahmet MURATOĞLU, hafta sonu odacıları ve devletin araçlarını kullanarak evine gazete getirten müdürleri açıklarsanız memlekete hayırlı bir iş yapmış olacaksınız. Hadi biraz cesaret isimlerini bize verin gerisine karışmayın.
 
 
 
Günün Fıkrası
 
Tramvay çanı
 
Çok genç bir kadın ile yaşı epeyce ileri olan bir adam evlenmişler. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra adam yatak odasında ölmüş. Karısını mahkemeye çıkartmışlar. Hakim olayı anlatmasını istemiş. Kadın anlatmış:
- Sayın hakim biz kocamla çok mutlu bir evlilik yaptık. Haftada 2 kez düzenli olarak sevişirdik. Kocamın kalp rahatsızlığı olduğundan tempolu sevişirdik. Bu amaçla her 2 saniyede bir çan sesi çıkaran bir saat aldık. Kocam her çan sesi ile ileri geri hareket ediyordu. Ta ki o tramvay evimizin önünden geçerken çan çan diye ses çıkarana kadar...