G.Mağusalı tanınmış bir iş adamı aradı dün;
Sıradan bir sohbet gerçekleştireceğimi zannetmişim, yanılmışım!
Ses tonu bile nen kadar kızın olduğuna işaretti, konuya hemen girdi…
Hani şu geçmiş yıllarda çok tartışılan ve mazbata nedeniyle hapis yatan borçlular meselesi, iyi ya da kötü bir yasa ile mazbata suçlarına bir takım iyileştirmeler yapmıştı…
Bu konuda bir rahatlama oldu mu bilmem ama bu yasanın mazbata suçlarına bir nefes aldırdığı kesin…
Peki bunun başka kesimlere bir sıkıntısı ortaya çıktı mı?
Ne yazık ki çıktı, işte dünkü telefon görüşmemiz de bununla ilgiliydi…
Bu iş adamı da ne yazık ki bir müşterisine yüklü miktar para kaptırmış!
Kendisine verilen çekler de patlamış ve uzun bir sürecin içine girmeye hazırlanıyor…
Sıkıntı da burada başlıyor zaten!
Çekin karşılıksız olduğunun netleşmesi yaklaşın bir ay kadar sürecek sonra hukuk süreci!
Ve mazbata suçlarına getirilen rahatlamalar…
İş adamı ağabeyimiz haklı olarak sitem ediyor;
“Mazbata suçlarına çeşitli olanaklar sağlandı peki ya bizim mağduriyetimizi kim giderecek?”
Bunu için empati yapmak lazım;
Diyelim ki alacaklısınız ve size kesilen çekler karşılıksız çıktı, sizi düşünen bir yasa ya da uygulama var mı?
Yok tabiî ki, zira yeni yasa borcu olanlar üzerine kurulmuş!
Alacaklıların burada alacağı daha da gerilere götürülmüş!
Farkındaysanız son zamanlarda ülkede çeteler ve mafya diye tabir edilen kişiler artık gündeme oturdu…
G.Mağusa Mahkemesi önendi yaşanan dehşet veren olay, ülkenin dört bir yanında adam kaçırmalar, ölüm tehditleri ve kundaklamalar…
Bunun kısa adı şu;
Ülkede ciddi bir şekilde tahsilatçılık patlaması yaşanıyor!
Birinden alacağın varsa tut bu adamlardan, alacaklı olduğunuz kişinin tepesine çöksünler ve paranızı o veya bu şekilde tahsil etsinler üzerinden de komisyonlarını cebe indirsinler…
Devlet ve yasalar ise bir kez daha izole olsun!
Beni arayan iş adamı da artık böyle düşündüğünü söylüyor;
“Mazbata affı bir çok kesimin iştahını kabarttı ve yüzsüzleştirdi, piyasayı çarpıyorlar ve sonra da bu yasanın arkasına sığınıyorlar…”
Sonra devam etti;
“Benim de bazı kişilerden alacağım var, madem ki artık yeni yöntem olayı tahsilatçıya yönlendirmek, paramı alacaksam niye ben de çetelere bu işi bırakmayım ki?”
Elbette gönül bu tür pis işlere kimsenin karışmamasından yana ama insanlar bazen öyle noktalara geliyor ki, ayakta kalabilmek, işlerini yürütebilmek ve anında çalışanların maaşlarını ödeyebilmek için bu tür karanlık kişilerin insafına kedilerini bırakmak zorunda kalıyorlar…
Bu bile geleceğimizin çok karanlık ve gayrı yasal işlere gebe olduğuna en güzel bir işarettir!
Devlet sana sahip çıkmıyor ve itiyorsa, birileri mutlaka bu boşluğu doldurur…
 
 
 
 
“Bu nasıl bir yasa?”
 
“Levent bey selamlar,
Sosyal sigortalar dairesi yeni evlenen çiftlere toplamda 720 gün yatırımı varsa iki asgari ücret tutarında evlilik yardımı adı altında yardım yapmaktadır.
Bu uygulama 16/1976 sayılı yasada mevcut olup son düzenlenen sosyal güvenlik yasasında da aynen yer almıştır. Ancak çok ilginç ve çok saçma olan bir durum bu noktada ortaya çıkmıştır;
2014 yılında öğretmenlik kadrosuna atanan arkadaşım 2015 yılı Ağustos ayında evlenmiş ve nikah kıymıştır. Evlilik yardımı için Gazimağusa Sosyal Sigortalar Dairesine başvuru için gittiğinde ona söylenen Sosyal güvenlik Yasası geçmeden yeterli gün sayısı 1.300 gün yatırımı olmasına rağmen  Şu anda kendisinin Sosyal Güvenlik Yasasına tabi olduğu ve burada sadece 440 günün bulunduğu gerekli olan 720 günlük yatırımı olmadığı için evlilik yatırımı alamayacağı olmuştur.
Şimdi sormak istiyorum, sosyal yardımlarda (evlilik,doğum,işsizlik,emeklilik v.s.) bulunma bahanesiyle aynı kuruma benim maaşımdan 1.740 gün para kesildikten sonra gerekli yatırım gün sayısı 720 iken benim var olan 1.740 günlük yatırımıma rağmen  neymiş efendim 440 günü sosyal güvenlik yasasına aktarıp geri kalan günlerimi eski yasada bırakıp hak etmiş olduğum evlilik yardımını ödememek adalet midir?
Böyle kazanılmış bir hakkı bertaraf eden bir yasa nasıl düzenlenebilir  lütfen bu yasayı yapan arkadaşlar cevaplasın…”
(K.D.)
 
 
 
 
Gavur eziyeti!
 
“Üç gün üst üste üç dairede olan şirketimizle ilgili işler için vergi borcu yoktur kağıdı aldım . Kaç saat harcadım bilir misiniz? Gavur domuzuna bu işkenceyi yapmaz. Aynı izin kağıdı ile üç günlük işimi yapsaydım olmaz mı . Yo hayır olmaz. Yuh olsun....
Ben bu devleti Yönetenlere mezar taşında bile hakkımı helal etmem. Bu sıcakta 
Kapı kapı gezmenin ne demek olduğunu çeken bilir.
Devlett halkın sırtına binmiş durumda…
Yusuf dayının eşeğine biner gibi!”
 
(Ali POLATKAN)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
 
Sayın Kutlu EVREN, Çevre Dairesi’nin Güzelyurt şubesindeki sorumlu arkadaşa bir RHA araç tahsis etmişsiniz ve onun da havasından geçilmiyor! Acaba diyoruz daha çok yeni bir bakan olduğunuz için genelgelerden haberiniz yok mu? Devletin ensesinden bu kadar bonkörlük biraz ayıp olmuyor mu?
Sayın İsmet AKİM, sizi en fazla eleştirenlerden birisiyiz ama sanayiciler konusundaki açıklamalarınızın altına imzamızı atarız. Bu halk sırf onlar ucuz elektrik alsın diye daha fazla fatura öderken yaptıkları açıklama tam bir aymazlık! Bize göre tarifelerini eskiye göre düzenleyin ki akılları başlarına gelsin! Bu arada yeni Mercedes ile ne zaman tur atarız?
...
Sayın Ömer GÜR, devlet çalışanı bir doktorumuza yapılan haksızlık konusundaki dilekçeye tam 4 ay sonra cevap verdiniz ya insan diyecek bir şey bulamıyor. Hele de bu şikayet basında yayınlanmasaydı acaba daha ne kadar cevabınızı bekletecektiniz çok merak ediyoruz!
Sayın Sami DİLEK, önceki akşam Hüseyin Özgürgün ile UBP’li 5 bakan ile çok özel bir toplantı gerçekleştirdiniz ama konunun ne olduğu bir türlü anlaşılamadı! Bu arada bunu öğrenen diğer sendikacı arkadaşlar bu buluşmayı epey kıskanmışlar bilesiniz! Nazara gelmezsiniz inşallah!
Sayın Ömer KALYONCU, elektriğe zam kararının bir kez daha ertelenmesi konusunda alınan karar vatandaşı biraz olsun rahatlattı ama bakalım bu karada karşı Akim ve sendikanın karşı atağı ne olacak çok merak ediyoruz doğrusu!
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, perde gerisinde UBP’li üye yapılan DP’li delegeleri temizleme görevi başa düşmüş ve sabahlara kadar bununla uğraşırmışsınız. Ama bunun bir de hesabını sormanız gerekiyor değil mi? Perde gerisindeki oyunlar çok önemli!
Sayın Şafak ÖNERİ, bu işin uzmanı olan size göre yargının sorunları çizmeyi aşmış olabilir ama belli ki ülkeyi yönetenler müdahale etmek için değiş çizmeyi gırtlağa kadar aşmasını bekliyorlar. O şartlarda verdiğiniz hizmetler büyük mucizedir…Bize göre artık sokağa inmeniz gerekiyor…
Sayın Asım VEHBİ, Moldova’da artık izinler çıktığına göre sizin seyahatlerde yine bir artış söz konusu olacak gibi görülüyor değil mi? Bir de düşünün Antartika da yeni bir bölüm açılacağını ne hallere düşerdiniz değil mi? Aman Serhat bey duymasın!
Sayın Hakan ORAN, sizin bölgeden sürekli mesajlarınız geliyor, aktif siyasete hazırlanmanız ve yeni siyaset düzeni olarak proje üretmeniz isteniyor. Bölge halkı artık siyasette yeni ve temiz yüzler istiyor, bizden iletmesi!
Sayın Özel KADIOĞLU, UBP kurultayı için genel bakan adayları artık yavaş yavaş kapınızı çalmaya başlamış. Bölgenizin en güçlü isimlerinden birisi olarak bakalım piyango kime vuracak diyorlar…Artık küskünlükler de bitti değil mi?
Sayın Ata SAMİOĞLU, DAÜ VYK üyeliğiniz halen devam ediyor ama sizin kaderinizin henüz belli olmadığı konuşuluyor. Görevden alınmadığınıza göre vardır bir hikmeti değil mi? Artık bekleyip hep beraber göreceğiz…
Sayın Ramazan ÖZÇELİK, ciddi bir ameliyat evresini çabuk atlatıp yine siyasetin merkezine dalma girişiminde olduğunuz konuşuluyor. Artık sizin genlerinize işlemiş isteseniz de bırakamazsınız değil mi? Yeni oluşumda ciddi bir görev bekliyoruz…
Sayın Mehmet ADAHAN, kurultayda genel başkanınızı destekleme kararı aldığınız söyleniyor. Bunda Habil Tülücü’nün etkisi oldu mu yoksa kendi iradenizle mi bu yönde bir karar aldınız. Yapışık ikizler ancak sizin gibi olur…Allah bozmasın artık…
Sayın Sunat ATUN, özellikle gazeteler arşivlerinde sakallı resim bulma zorluğu yaşadıklarından şikayetçi oluyorlar. Bolca resim çektirip servis etmenizi bekliyorlar bizden iletmesi…