Nüfus sayımlarının kesin sonuçları açıklandı ya, yapılan yorumlar yine ülkenin iradesine yönelik yapılıyor.
Ne yazık ki bunca geçen seneye rağmen halen bu tartışmaların yapılması, hem de bazı insanların aşağılayarak ve rencide edilerek yapılması üzücüdür.
Olay tabi ki tamamen siyasi!
Biraz da siyasi rant meselesi!
Bunun için ülkede yaşayan bir takım insanlar kendine ‘orijinal Kıbrıslı’derken, doğal olarak da diğer kısım ‘çakma Kıbrıslı’ oluyor…

Geçtiğimiz haftalarda Dipkarpaz’da Güney Doğu Anadolu kökenli bir aile ile uzunca süre sohbet etme imkanı buldum.
Çok da etkilendim…
35 yıl önce gelmişler bu ülkeye ve devletin kaynaklarının en az gittiği bölgeye yerleşmişler.
Ne acıdır ki doğdukları kent nedeniyle uzunca bir süre de dışlanmışlar.
Devletin kapıları hep kapanmış yüzlerine.
11 kişilik aileden şu anda tek bir kişi devlet kurumlarında çalışmıyor.
İtilmişler, kakılmışlar yani!
Ama dikkat ediyorum sohbette her on dakikada bir söyledikleri ‘biz Kıbrıslıyız’ oluyor!
Etkilenmemek elde değil…

Nüfus sayımlarının kesin sonuçlarının açıklanmasından sonra en keskin yorumlar yapılmaya başlandı ya, vatandaş da bunları sessiz ama çok yakından takip ediyor.
Yorum yapmayı da eksik etmiyor.
İşte adı bizde mahfuz olan bir okuyucunun bu konuda bizimle paylaştıkları;

“Abartı yalan seviyesine ulaşmadıkça bir yere kadar makul karşılanabilir. Ama bu kadarına da pes doğrusu… Mutlaka duymuş ya da okumuşsunuzdur.
Hatırlatalım.
“Nüfusumuz bir milyonu geçti”
“Türkiye nüfus taşıyarak, vatandaş yaparak irademizi elimizden alıyor”
“Türkiyeli seçmen çoğunlukta”
“Türkiye’den gelen paralar, kendi vatandaşlarına gidiyor, yetmiyor.”
Sokakta kiminle nüfus konusu konuşulsa aynı nakarat.
Bir başka slogan, “Girne trafiği İstanbul’u geçti.”
“Bunu söyleyen, İstanbul’a adım basmadı herhalde” diyoruz içimizden ama inanarak söylüyorlar. İnönü stadında konsere götürsek, “Kıyamet koptu, mahşer yerine geldik, nüfus bilmem kaç milyar” diyecek.
Cemil Çiçek, “Ben de belediye başkanlığı yaptım, açıkgöz başkanlar devletten daha fazla katkı almak için nüfusu şişirdi” diye eleştirmişti. Ne de çok kızmışlardı aksini savunanlar.
2011 Aralık ayında nüfus sayıldı. De Jure yani turistinden çalışanına, o gün kaç kişi varsa eve kapatılıp sayıldı. Çıkan sonuç 288 bin. Rum komşular inanmazlar belki gerekçesiyle, BM’ye de onaylattılar.
Bir tek asker sayılmadı.
İki gün önce de ayrıntılar açıklandı.
Kim açıkladı: Devlet Planlama Teşkilatı.
Ne diyor: KKTC vatandaşlarının toplam sayısı 190 bin 494. Yüzde 80.5’i. Yani 153 bin 374’ü KKTC ve güney Kıbrıs doğumlu.
Kıbrıs ağzıyla ‘Orijinal Kıbrıslı.’
Türkiye doğumlu KKTC vatandaşları 31 bin 234. Yüzde 16.04.
Kıbrıs ağzıyla ‘Yerleşik.’
Hani nerede siyasi iradenin elden gitmesi...
“Efendim KKTC’de doğmuş bunların çocukları var...”
Anne ya da baba Kıbrıslıysa nereye koyacağız. Böyle giderse, torununun torunu da Kıbrıslı sayılmayacak.
İki gündür medyayı takip ediyorum. Bundan bahseden yok. ‘Tısss’ durumu. Başlıklarda, yorumlarda “Nüfusun yüzde 56’sı Kıbrıs doğumlu” ön planda. “Yarı yarıyayız” demeye getiriyorlar.
Ama kimse yazmıyor; geri kalan yarısının içinde, bilmem kaç bin öğrenci, çalışma ve oturma izinli işçiler, turistler ve yabancılar (İngiliz vs..) var.
Vatandaş sayısı, siyasi irade sözleri nerede…
“Half truth is the biggest lie” (Eksik doğru en büyük yalandır) İngiliz atasözünü herkes biliyor.
Gelecek cevabı biliyorum:
Bu nüfus sayımı yalan.
Ben de aynı kanıdayım. “Girne trafiği İstanbul’u geçti.”

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Suat GÜNSEL, Ahmet savaşan seçim kazansın diye UBP örgütlerine bolca et gönderip mangalların sürekli yanmasına epey yardımcı olmuş. Ama bazı örgüt başkanları bunun ters etki yaptığını ifade ettiler. Bazıları da bir daha ki seçimlerde bıldırcın eti beklediklerini ilettiler…

Sayın Derviş EROĞLU,
bakan olmak isteyenler kapınızı aşındırmaya başlamışlar. Özellikle de dışarıdan bakan olmak isteyen onlarca aday olduğu iddia ediliyor. İşiniz bir hayli zor gözüküyor.

Sayın İrsen KÜÇÜK, seçimlerde harcanan 3.9 milyon TL’nin doğru yerlere harcanmadığına inanan bazı partililer ellerinde kağıt kalem hesap tutmaya başladılar. Yakında basında bu konuda bazı açıklamalar yapılacağını duyduk hazırlıklı olun.

Sayın Hasan SERTOĞLU, şu sıralar kendinizi unutturdunuz ama bazı dost çevrelerinde yerel seçimlerde harcadığınız parayı hala tahsil edemediğinizden şikayetçi oluyormuşsunuz. Bir bardak buzlu su içmeye ne dersiniz?

Sayın Süleyman İRVAN, mesajınızı aldık teşekkür ederiz. Medya etiği konusunda yapılacak tüm çalışmalara bizden sadece tam destek gelir. Ama bu konuda bazı önerilerimiz de olmayacak değil.

Sayın Ramazan BİRYILMAZ, Bakana gönderdiğiniz bilgilendirme yazısı bizim de elimize ulaştırıldı. Ya bizim yazdıklarımızı tam okumadınız ya da bazı bölümlerini görmemezlikten geldiniz. Durumu kurtardınız sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bizi takip etmeye devam edin.

Sayın Sibel SİBER, parti içinde bakanlık dağılımında İçişleri Bakanlığı makamında adınız anılmaya başladı. Özellikle bazı yasa dışı icraatları ortaya çıkarmanız bunda büyük pay sahibi oldu diyorlar. Şimdiden hayırlı olsun.

Sayın Hasan TAÇOY, eğer son dakika bir arıza çıkmazsa Ekonomi ve Enerji Bakanlığı tamam gibi. Bu arada Atay Ahmet Raşit’in de makamda kalabileceği iddia ediliyor. Bastıran kazanacak diyorlar bilesiniz.

Sayın Mehmet ÇAĞLAR, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Yeni dönemde üzerinizdeki sorumluluk çok ağır olacak. Akademik kariyeriniz bu zorlu görevi başarmak için yeterli, Allah kolaylıklar versin.

Sayın Oğuz KÖSE, seçimlerde öyle çok çalışıp yararlı oldunuz ki adınız yeni müdürler listesine eklendi bile. Sendikacılık tecrübeniz bu konuda size büyük katkı sağlayacak, hadi hayırlısı…

Sayın Fuat MERTAY
, kurumdan istifanız hala soru işaretlerle anılıyor. İstifa nedeniniz ve kurumda yaşanan ve kamuoyunun bilmediği bazı gerçekleri ne zaman açıklayacağınız merak konusu oldu. Açıklayın artık ve deprem yaşanacaksa da yaşansın…

Sayın Ünal ÜSTEL, bakanlığa kurultay nedeniyle yaptığınız istihdamlar durdurmaya başlanınca geri tepmeye başladı. Kızgın çalışanlar aralarında toplanıp ‘kurultay mağdurları’ adı altında örgütlenmeye başladılar bilginiz olsun. Bir süre gözlerine gözükmemekte yarar var.

Sayın Türkay TOKEL, bakanlık koltuğunun garanti olduğunu artık siz de açıklamaya başlamışsınız. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun.

Sayın Zorlu TÖRE, CTP ile koalisyon yapmak yerine UBP ile yapmanın daha doğru olacağını söylüyormuşsunuz. Sayısal olarak biraz riskli bir iktidar olmaz mı?

Sayın Hasan SADIKOĞLU, son günlerde belediye başkanlığı adaylığından vaz geçtiğinizi söylemeye başladığınız söyleniyor. Hayırdır her gece rüyalarınıza girerken şimdi ne oldu da bu işten soğumaya başladınız?

Sayın Ejder ASLANBABA,
İskele’de Karadenizlilerin kahvesine uzun bir süredir gitmediğiniz yönünde sitem mesajları gelmeye başladı. Yerel seçimlerde onlara çok ihtiyacınız olacağını unutmamak lazım değil mi?





Günün Fıkrası


Otostop


Bir adam, karanlık ve fırtınalı bir gecede, yol kenarında otostop çekmektedir. Fırtına o kadar şiddetlidir ki, bir metre ilerisini zor görür.
Birden, yaklaşan bir otomobil fark eder, otomobil bizimkinin önünde durur. Eleman kendini arabaya atar ve hemen kapıyı kapatır, sürücüye döndüğü anda irkilir.
Direksiyonda kimse yoktur! Araba yavaşça hareket etmeye başlar. Adam şoktadır, yola bakar ve ileride bir viraj görür. Dua etmeye başlar... Viraja girmek üzereyken, direksiyonda bir elin belirdiğini ve arabanın virajı döndüğünü görür. Kafayı sıyırmak üzeredir, sonraki birkaç virajda da aynı el arabayı yönlendirir !
Adam donup kalmıştır... Cesaretini toplamaya çalışır ve kendini arabadan dışarı atıp, en yakın kasabaya doğru koşmaya başlar. Kasabaya girdiğinde hala şoktadır. Bir bara dalar ve iki kadeh tekila isteyip, ağlayarak olanları oradakilere anlatmaya başlar.
Ortalığı bir sessizlik kaplar...Bir saat kadar sonra, aynı bara iki kişi girer. Girenlerden biri bizim elemanı görür görmez yanındakine döner ve şöyle der :
"Bak Pepe, biz arabayı iterken binen herif buydu işte!"