Akşam geç saatte cep telefonuma gelen mesajı sabah gördüm şunlar yazıyordu;
“Levent bey iyi akşamlar,
Ben Zeynep Safa, az önce çok iyi bir yerden bilgi aldım, İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay demiş ki 'ben bu mevki ve hükümette olduğum sürece Zeynep Safa adlı şahıs asla ve asla işe alınmayacaktır. Çok merak ediyorum, ben ne yaptım ki, Ama unutmasın koltuk geçicidir, insanlık kalıcıdır. O koltukta ömür boyu oturmayacaktır…”
Olayı hatırlayacaksınızdır;
Bundan 20 gün kadar önce Mağusa Devlet Hastanesi’nde istihdam edilen Zeynep Safa adlı kadın birkaç saatlik çalışmadan sonra yükseklerden gelen bir emirle işten durdurulmuş ve Zeynep hanım bunu bizimle paylaşmış, biz de köşe azımızın konusu yapmıştık.
Zeynep hanım ayrıca Ferdi Sabit Soyer’in desteği ile istihdam edildiğini bu nedenle bakanın buna karşı çıkıp kendisini işten çıkardığını iddia etmişti…
Son zamanlarda İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay’ı fazlasıyla eleştirdiğimizin farkındayız.
O da zaman zaman bu eleştirilere yanıt veriyor biz de bunu okuyucu ile paylaşıyoruz.
Her ne kadar bizim sorduğumuz sorulara net cevaplar vermese de açıklama yapması bile olaylara hassasiyet gösterdiğinin bir kanıtı…
Zaten geçenlerde özel kalemi aracılığıyla aradı ve bizi kahve içmeye davet etti, biz de o gün müsait olmadığımızı, ileriki günlerde görüşebileceğimizi söyledik, çok büyük bir ihtimalle de önümüzdeki hafta içerisinde kendisine bir ziyarette bulunacağız…
Pazartesi günü sabah bakanlıkta başka bir görüşmemiz olacak eğer isterse arar bakanlığa gitmişken kendisi ile de görüşebiliriz…
Şunu önemle belirtmekte yarar görüyoruz;
Biz sayfada eleştiri yaparken çok büyük bir zevk almıyoruz!
Hele de eleştirdiklerimiz bir bakansa ve bakan olmadan çok sade ve ılımlı bir siyasi hayatı varsa, eleştiri yazısı yazmak hiç de kolay olmuyor…
Ve eleştiri yaparken de hep kendimize şu soruyu soruyoruz;
“Bu bakan arkadaş nasıl olur da bu kadar hata yapar, acaba bakanlık koltuğu mu kendisine yaramadı?...”
Bence bu soru çok önemli çünkü bakan olmadan önce sadece milletvekili sıfatı taşıyan arkadaşlar her nedense bakan olduktan sonra bir takım yetkilerle donatıldığından olsa gerek, kendilerini halktan soyutlayıp değişik havalar içine girebiliyorlar…
Ve bunun toplumsal değil de partisel ya da kişisel gayretler içinde olması çok daha düşündürücüdür…
Zeynep hanımım şikayet konusuna gelince;
Kendisinin sırf Ferdi Sabit Soyer tarafından istihdam edilmesinden dolayı işten durdurulması zaten partili arkadaşlar tarafından teyit edilmiştir…
Zeynep hanım bunu bize şikayet etmiş ve biz de kaleme alarak kendisinin bıyıklı-bıyıksız kavgasına kurban gittiğini ifade etmiştik…
Belli ki Teberrüken Uluçay şimdi bunu bir gurur meselesi yapmış ve makamı ortaya koyarak, bakan olduğu sürece Zeynep hanımın istihdam edilmeyeceğini deruhte etmiştir…
İyi de hangi hakla?
Çok sevdiğimiz saydığımız, vekillik döneminde partili partisiz herkes tarafından sevilen bir kişi nasıl olur da bakan olduktan sonra bu kadar intikam duyguları içinde olur?
Hem de kendi partililerine karşı!
Zeynep hanımın da ifade ettiği gibi bakanlık ta, vekillik de, siyaset de insan hayatında geçici evrelerdir…
Bir insana kancayı takıp makamını da kullanarak ona iş ve aş vermeme yemini etmiş bir siyasetçiden toplumuna ne gibi bir fayda olur ki?
İnadına siyaset yapmak, günümüzde geçerli değildir, hele de insanları hedef almak Teberrüken kardeşimize hiç ama hiç yakışmaz!
 
 
 
 
Ahmet Benli’nin Avrupası bu mu?
 
“Levent bey ben Gönyeli’de Küçük Çekmece sokakta ikamet eden bir vatandaşım.
Uzun süreden beridir mahallemizde evinin avlusunda yapmış olduğu hayvan kümesinde
tavuk besleyen bir vatandaşımız var. Konu ile ilgili olarak gerekli uyarıyı yapmamıza
rağmen, gerek kokusu ile gerekse sağlık açısında sağlığımızı tehdit eden bu olayı 4
kez 186 çağrı numaralı Gönyeli Belediyesi’ne ait ihbar hattını aradım.
Belediye yasasına göre bunu yapmak gayrı yasal. Sayın Ahmet Benli Avrupa
standartlarında olduğunu iddia ettiği Gönyeli Belediyesi bu çağrımıza duyarsız
kalmıştır.
Yine aynı mahallede belediye yasasına göre evinin avlusu içerisinde ikiden fazla
köpek beslemek yasakken, bir alt sokakta yaşayan bir vatandaş evinin avlusu dışında
gayrı yasal olarak derme çatma bir kümes içerisinde 5 köpek beslemektedir.
Bu olayla ilgili olarak 5 kez 186'yı aradık maalesef ilgileneceklerini söylemelerine rağmen
uzun zamandır geceleri köpek ulumasından uyuyamıyoruz.
Diyeceğim, Avrupalı kent olma yolunda olduğunu iddia eden bir belediyenin
vatandaşla 24 saat ilgilenmek için kurduğunu iddia ettikleri 186 numaralı çağrı hattı
sanırım vatandaşın dertlerini anlatarak rahatlamasın için yapılmıştır.
Bu hususta gazetenizde köşenizde bizim için de bir yer ayırırsanız sevinirim.
çalışmalarınızda başarılar dilerim.
 
(Mustafa ÖZDAMAR)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Oktay KAYALP, ciddi bir şekilde CTP genel başkanlığına hazırlık içinde olduğunuz söyleniyor. Genel başkanlık için hiçbir eksiğiniz yok hatta fazlanız bile var ama bizce parti selameti açısından birkaç kez daha düşünün deriz…
Sayın Cemil KARZAOĞLU, geçen yıl üretilen 1 milyon 285 bin fidandan 300 bin kadarının kayıp olduğu yönünde bazı kişiler araştırma yapmaya başlamış. Şu defterleri bir inceleyin bakalım bu kadar çok sayıda fidan nerelerde sıkışmış kalmış!
Sayın Mustafa NAİMOĞLULARI, yani kusura bakmayın ama sizin açıklamalarınız artık çok da inandırıcı olmamaya başladı. 30 bin hayvanı bir çırpıda kaybettiniz ve biraz da komik duruma düştünüz. Siyaseti bu işlere karıştırmayın lütfen!
Sayın Sibel SİBER, Meclis’in kağıt ihtiyacının yıllardır Türkiye’den sağlandığına dair çalışanlardan şikayetler gelmeye başladı. Bir araştırın bakalım hangi eski meclis başkanı böyle abes bir karar almış.
Sayın Hasan TAÇOY, anayollara milyonlar harcanarak aydınlatma ışıkları konuldu ama biri yanarken muhakkak diğeri yanmıyor. Bir devlet bu kadar aciz olabilir mi? Konuyu acil olarak masaya yatırmanız isteniyor…
Sayın Kamil KAYRAL, Kamu Hizmeti Komisyonu çalışanlarından birinin kardeşi terfi alıp oğlu da birinci sıradan sınav kazanınca yine sizin çalışanlar huysuzlanıp sağda solda konuşmaya başladılar. Haberiniz olsun istedik!
Sayın Teberrüken ULUÇAY, Pazartesi günü sabah erken saatlerde Tapu Müdürü ile kahve içeceğiz, isterseniz sizinle de görüşebiliriz. Hem Cuma günü Merkezi Cezaevi’nde şartlı tahliyesi iptal edilen mahkumun durumunu da görüşürüz…
Sayın Ceyhun ÜMİTER, Mağusa Hastanesi Emar kayıt bölümünde neredeyse oturacak yer kalmamış. Özellikle de geçici işçiler göze batıyor haberiniz olsun. Bu kadar çalışan biraz fazla ama siyasetin gözü kör olsun değil mi?
Sayın Cemal  BULUTOĞLULARI, organik tarım üreticiliğinde önceliği hıyar ve patlıcana vereceğiniz söyleniyor. Acaba bununla birilerine mesaj mı vermeye çalışıyorsunuz? Sizden korkulur doğrusu…
Sayın Hasan KARAOKÇU, uyuşturucu komitesi gibi ülkenin kanayan yaralarının sarılacağı bir birimin başına getirildiniz. Bu konuda sorumluluğunuz bir hayli fazla, başarıları çalışmalarınızla bir nebze olsun katkı koyacağınızdan hiç kuşkumuz yok…
Sayın Gürel CANTAŞ; son günlerde moralinizin bir hayli iyi olduğu mutluluktan bulutların üstüne kadar çıktığınız söyleniyor. Hayırdır, sizin bildiğiniz ama bizi bilmediğimiz bir şeyler mi pişiyor mutfakta…
Sayın Ramazan ÖZÇELİK, sizin de organik tarım konusunda ciddi çalışmalarınızın olduğunu ve sermaye bulmak için İstanbul’da önemli ziyaretler gerçekleştirdiğinizi duyduk. Muhakkak vardır bir bildiğiniz değil mi?
Sayın Başaran DÜZGÜN, Jokey Kulubü olarak KKTC’ye 2 bin at ve jokey getirmeyi hedeflediğiniz söyleniyor. Eğer gerçekleştirebilir ve devlet yetkilileri de uyanık olursa turizme çok büyük katkı sağlamış olacaksınız…
Sayın Kadri FELLAHOĞLU, belli ki artık aktif siyaseti oğlanlara bırakmaya kararlısınız. Sizin de katkınızla başarı basamaklarını hızla tırmanacaklarından hiç kuşkumuz yok. Hayırlara vesile olsun…
Sayın Prof. Dr. Abdullah ÖZTOPRAK, her ne kadar davadan vazgeçmeniz istense de sizin  de Nuh deyi peygamber demeyeceğinizi iyi biliriz. Hele de bir kazanırsanız işte o zaman görün cümbüşü.
 
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 
Günün Fıkrası
 
Dönme dolap…

Temel ile Fadime lunaparka giderler. Dolaşırlarken bir ara Fadime dönme dolaba binmek ister. Temel karşı çıkar, “Olmaz, donun gözükür”, der. Fadime susar. 
Az sonra Temel balonlara tüfek atarken Fadime çaktırmadan yanından ayrılır. 
On dakika sonra Temel’in yanına döner. Temel sorar: Neredeydin? 
“Dönme dolaba bindim” deyince Temel sinirlenir; 
-Ben sana binme donun gözükür demedim mi? 
Fadime cevap verir; 
-Dedin ama gözükmedi, çıkardum oni?..