Evet, bu sözün sahibi Sayın Önder Sennaroğlu. Dün gerçekleştirdiğimiz görüşmede sarf ettiği cümlelerden sadece bir tanesi.

Önder Sennaroğlu’nu yıllardır tanırım. En fazla eleştirdiğim bakanlar arasında yer alması onu zaman zaman kırsa da, yine de her telefon açtığım zaman yaptığımız görüşmedeki samimiyet kendisinin ne kadar eleştiriye açık bir bakan olduğunu ortaya koyuyor. Bazı bakanlar gibi eleştirilere kulak tıkarken, Önder Sennaroğlu gibi bakanlar eleştirileri saygı çerçevesinde algılayıp, kırılmıyor. Zaman zaman hem hayvancıların hem de çiftçilerin sesleri yükselse de, sorunun kendisinden kaynaklanmadığını dile getiriyor. Bu sorun sistemin düzgün çalışmamasından kaynaklanan bir sorun. TÜK’ün ya da Maliye’nin borçlanması gündeme gelirken unutulan bazı şeyler var. TÜK’ün battığı aşikarken borçlanması nasıl olur da gündeme gelebilir ki? Maliye Bakanlığı ise işi ‘’gün geçsin’’ hesabı ile yürütüyor. Her ne kadar sorunların ana kaynağı Maliye Bakanlığı olmasa da beklentiler Maliye Bakanlığı’nın çalışmaları üzerine kurulmuş.

2015 bütçesinin tükenmesi ile üreticiler alacağını alamadığı gibi, Tarım Bakanlığı’nın içinde bulunduğu çıkmaz durumun faturası da üreticiye kesildi. Kolay değil; yıl boyunca ekiyorsunuz, mazot harcıyorsunuz, gübreliyorsunuz, büyütüyor ve biçiyorsunuz sonra ürününüze devlet sahip çıkmak adına kendince fiyat biçiyor. Ürününüzü en ucuz fiyattan alıp, ayni ürünü size %30 karla satıyor. Bunun neresi üreticiye destek olmak?
İşte Tarım Bakanlığı’nın baş edemediği durum da budur. Üreticiye ödenemeyen ürün bedellerinin ne denli stres yarattığı ortadadır. Tarım Bakanı çıkmazda olduğunu dile getirse de ‘’birilerinin bir şeyler üretmesini’’ bekliyor. Yani birileri bir yol açarsa arkası gelecektir. Ama uzun süreden beri sanırım açılan yolların hepsi tıkanmış durumdadır.

Öncelikle 2016-2017 bütçesi hazırlanırken üretici birliklerinin talepleri büyük önem taşır. Bir bütçe oluşturulacaksa üretici birlikleri ile istişare şarttır. Yani işin uzmanları yolu açacak ki siz sistemi bu yolda sorunsuz yürütebilesiniz.

Tarım Bakanının dün yapmak istediği her şey geri tepti. Eli kolu bağlı. Üretici isyanda. Üreticinin de daha fazla dayanacak gücü kalmadı. Uzun süreden beri devam eden sorunlar çözüm beklerken kimse elini taşın altına koymak istemiyor. Zaten Tarım Bakanı da ‘’Sorun bensem istifa ederim’’ diyor. Bu kadar net!

Üreticilerin isyan ettiği nokta ‘’sözün tükendiği yani bittiği’’ noktadır. İşte tam o anda, Tarım Bakanının tavrı büyük önem taşır. Eğer sorun siz iseniz, ‘’ya yola böyle devam edeceksiniz’’ ya da ‘’istifa edeceksiniz’’. Olay bu kadar nettir!