Kim ne derse desin Tahsin Ertuğruloğlu, en azından benim gözümde siyasette en temiz isimlerden bir tanesidir…
Hakkında hırsızlık, yolsuzluk ve arsızlık gibi suçlamalar varsa da çıksın biri bunu kamuoyuna açıklasın, o zaman biz de hesap soralım.
Hoş, temiz ve dürüst siyasetçi bu ülke halkına şimdiye kadar ne vermiş, kazındırmıştır ayrı bir konu ama, siyasetin dibe vurduğu bu süreçte de en azından elimizdekilere sahip çıkmak, sayılarını arttırmak da hepimizin görevidir.
Yoksa, kötü siyasetçileri kendi elimizle o koltuklara oturtursak, şikayet hakkımız da olmamalıdır…

Biz yine de yıllardır dostumuz olan Ertuğruloğlu’nun kendini siyasette bir yerle getiren Eroğlu’nu bu kadar yerden yere vurmasına gönlümüz razı olmuyor.
Ama bana şimdi ‘siyasette vefa yoktur’ derseniz o zaman sizi anlarım!
Tahsin bey dün bu konudaki sorumuza ‘eğer beni siyasette o bir yerlere getirdiyse olmaz olsun’ dedi…
Yanlış yaptı!
Bu tür kavgalar belki bizim televizyon programlarımızın reytingini artırır, yazılarımızın daha fazla okunmasını sağlayabilir ama genelde ülke insanına hiçbir yarar getirmez…
Ülke insanının hayrına olmayan tartışmalar da bizi mutlu etmez!

Tahsin beyin elbette haklı olduğu noktalar var;
Anayasa’ya göre bu ülkenin Cumhurbaşkanı tarafsızlık ilkesini bozamaz, bozarsa da suç işlemiş olur.
Sayın Eroğlu, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra partiden elini ayağını çekmeli ve yoğunluğunu daha çok Kıbrıs sorununa vermeliydi…
Yaşayabilir bir çözüm için çalışmalıydı…
Ama bunların da zaten yıllardır, Anavatan Türkiye ile birlikte yürütüldüğünü bilmeyen yok.
Bu arada Rum tarafının da sürekli çözümsüzlük üzerine politika ürettiğini göz ardı etmemek gerekir.

Kurultay sürecinde hiç de Kıbrıs Türküne yakışmayan eylemler ve söylemlere tanık olduk.
Kim bilir belki de Anavatan yetkilileri kurultaya bu kadar müdahil olmasa, Sayın Eroğlu da bu kadar partinin iç işlerine karışmayıp, Kaşif’e tam destek vermeyecekti ama iki yanlışın bir doğru etmediğini de söylemekte yarar var!
Daha önce defalarca yazdık, Sayın Eroğlu’nun eğer bizim bilmediğimiz bir yolsuzluk ve hırsızlık gibi olayı varsa bunlar açıklansın, toplumun geneli olarak karşısına geçelim…
Hesap soralım, gerekirse Cumhurbaşkanlığı süresi dolmadan kendini paketleyelim…
Ama yok başka uğurlar için bir takım operasyonlar için düğmeye basıldıysa da bunu da bilmek hakkımızdır.

Derviş bey şu an ülkenin en üst makamında oturduğu için konu göründüğünden de hassastır.
İsminden daha ziyade makamı daha öndedir ve hele de demokratik yollardan o makama oturduğu için yaşananlar devlete inananlar için üzüntü kaynağıdır.
UBP Kurultayına müdahalesi yanlış olsa da, şu sıralar toplumsal muhalefet oluştuğu için, eğer yapılmak istenen operasyonlar devreye sokulursa ‘kahraman’ olma şansı bile vardır.
Bu da zaten son yıllarda yoğunlaşarak artan ve iki ülke arasının açılmasına neden olan Anavatan-Yavruvatan ilişkilerine zarar vermekten öte gitmez!

Sırf bu yüzden Pazar günü yeniden parti genel başkanı seçilen Başbakan İrsen Küçük’e büyük sorumluluklar düşmektedir.
Büyük UBP Projesi ne demektir?
Bu projenin hayata geçirilmesinden sonra ne olacaktır, ülkeye ne fayda getirecektir, partililer değil ama ülkenin geneli ne kazanacaktır?
Ve hatta Sayın Eroğlu, gerçekten bu projeyi engellemek için mi kurultay yarışına müdahil olmuştur?
Partisini ve ülkeyi daha ileri noktalara taşımak isteyen Sayın Küçük, yeni süreçte eskiyi de kırıp dökmeden, halkına bunu anlatmak durumundadır…

Tabi ki Sayın Eroğlu da bu yeni süreçte ilk olarak Başbakan Küçük’ü seçilmesinden dolayı kutlamakla ülke siyasetinde yeni bir sayfa açabilir…
Günahıyla ve sevabıyla partisine ve ülkesine hizmet veren, şu anda da en yüksek mertebede olan bir şahsiyete de böyle olgun bir davranış düşer…
Partisini ve ülkesini sevenlerden, kırıcı değil, uzlaştırıcı ve birleştirici tavırlar bekleriz…

GÜNÜN FOTOĞRAFI




MESAJ KUTUSU

Sayın Hamza Ersan SANER,
önceki günkü bir açıklamanıza duyarlı bir okuyucudan tepki geldi. KTHY için ne zaman iflas masası kurulduğunu soruyor. Bu konuda kamuoyunu aydınlatırsanız iyi olur..

Sayın Ahmet ÇALUDA,
kurultay sürecinde aileden kimseyi istihdam etmedim dediniz ama anında birkaç mesajınız geldi. Reşat Ersan neyiniz olur diye bir soru aldık? Kimin nesi kimin fesidir bir açıklayın bakalım…

Sayın Hasan BOZER, vekillerin devamsızlık listesini okumadınız galiba…Ejder Aslanbaba’nın iki katı meclisi eken vekillere bir uyarı mektubu olsun göndermeyecek misiniz?

Sayın Ali Çetin AMCAOĞLU, kurultayın hemen sonrasında Sunat Atun ile birlikte Dubai’ye yeme içme fuarına katılmanıza kamuoyundan tepki geldi. Ülkede bunca sorun varken, bundan böyle yurt dışı gezilerinde daha hassas olmak gerekiyor değil mi?

Sayın Hasan SERTOĞLU, UBP en iyi adayını seçti ama daha ilk günden diktatör havaların girerseniz, partinize tarihinde yerel seçim hezimeti yaşatabilirsiniz. Popülizm yapmaktan ne kadar kaçarsanız faydanıza olacaktır.

Sayın Derviş EROĞLU, partide buzların erimesi için İrsen beyi kutlamakla işe başlayabilirsiniz. Madem ki Ahmet bey de durumu kabul etti, bundan böyle sizden daha uzlaştırıcı tavırlar bekliyoruz…

Sayın Mutlu ATASAYAN, 14 yılık ayıba son verip Devlet Tiyatrolarını’nın modern bir yapıya kavuşturulması için elinize büyük bir fırsat geçti. Fazla sesi çıkmayan bir bakan olarak bu konuda sizden bir hamle bekliyoruz…

Sayın Ejder ASLANBABA, hakkınızda ferman bir kere yazıldı ya artık belli ki birileri sizi fena halde kafaya takmış gözüküyor. Gelin şu inattan geçin bari izin kağıdı doldurun da bize de daha fazla malzeme çıkmasın…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, sizin bakanlığın adayları her geçen gün artıyor. Ara sıra ses verip durumu kontrol altına almakta yarar var. Siyasette bundan böyle ne olacağı hiç belli değil…

Sayın Salih EGEMEN, kurultay bitti ama bu sefer siz ortalıktan kayboldunuz. Hele de telefonlarınızı gün boyu kapatmanız bazı dostlarınızı endişelendirmiş, bizden iletmesi!

Sayın Ferdiye ERSOY, Üniversiteli Kadınlar Derneği başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Bu dernek niçin kuruldu pek bilgimiz yok ama çalışmalarınızda başarılar dileriz…

Sayın Asım VEHBİ,
pilotluk kurslarına daha ilk günden büyük katılım olduğunu duyduk. Eğer yaş haddi yoksa biz de katılmak isteriz. Ama yerden ayağı kesilmeyen uçak tercihimizdir…

Sayın Meriç ERÜLKÜ
, sonunda istifanız kabul edildi ya ben bile en az sizin kadar sevindim. Dik ve kararlı duruşunuz nedeniyle tebrik mesajlarınız geliyor. Artık baş ağrılarınız şıp diye kesilecektir değil mi?

Sayın Perihan AZİZ, Bağlıköy’ü kurtarma ve topluma kazandırma çalışmalarınız memnuniyetle izleniyor. Her ne kadar devletten yeteri kadar destek alamasanız da bu işi mutlaka başarı ile sonuçlandıracağınızdan kuşkumuz yok.

Sayın Mehmet DURSUN, siz devlette geçici memur da olsanız sonuçta memursunuz. Madem ki devletin tepesi bu işten memnun bizim hiç itirazımız olamaz. Yakında taze balık yemek için orada olacağız.

Sayın Tonguç KOTAK, ağabeyiniz DP saflarında etkin rol alınca kafanızın epey karışık olduğunu duyduk. Şimdi ister misiniz 7 Nisan’da iki kardeş rakip olsun ve birbiriyle yarışsın. Olmaz değil mi?

Sayın Cevdet KOPAR, belli ki bu sene erkekte yeşil renk trent olmuş. İyi de gömlek filan giyeriz de o yeşil pantolonu bana öldürseniz giydiremezsiniz. Biz daha sizin kadar çağdaş olamadık mı acaba? Göbeğe biraz dikkat lütfen…

Sayın Zorlu TÖRE, kurultay sonrası derin sessizliğe gömülen vekillerin başında geldiğiniz gözlemleniyor. Kurultay yorgunluğuna mı verelim yoksa öküz altında buzağı mı arayalım?

Sayın Oktay GÜNEY,
bu sezon ayrelli bol olunca bu işin ticaretine başladığınızı öğrendik. Günün çoğunu ovada geçirdiğiniz görülüyormuş. Aman erken uyanan yılanlara dikkat!



Günün Fıkrası


Dönme dolap…


Temel ile Fadime lunaparka giderler. Dolaşırlarken bir ara Fadime dönme dolaba binmek ister. Temel karşı çıkar, “Olmaz, donun gözükür”, der. Fadime susar.
Az sonra Temel balonlara tüfek atarken Fadime çaktırmadan yanından ayrılır.
On dakika sonra Temel’in yanına döner. Temel sorar: Neredeydin?
“Dönme dolaba bindim” deyince Temel sinirlenir;
-Ben sana binme donun gözükür demedim mi?
Fadime cevap verir;
-Dedin ama gözükmedi, çıkardum oni?..