Biliyorum, bir çoğunuz bu yazıya çok kızacak, sen kimi savunuyorsun diye bana sitem edecektir.
Olsun, kızan kızsın, sitemini eden etsin!
Ben yukarıdaki başlıkta ısrarlıyım;
Zeren Mungan, bu ülke için bir şanstır, ona kızacağımıza aksine, dediklerinden kulağımıza küpe çıkarmamız gerekmektedir…
Niçin şanstır peki?
Her ne kadar bu hükümetin Maliye Bakanı olsa da siyasetçi olmadığı için şanstır!
Bir siyasi gibi kıvırmadığı, bir bürokrat gibi sadece teknik olarak açıklama yaptığı için şanstır…
Beğeniriz ya da beğenmeyiz, en azından yalan değil gerçekleri söylemektedir!

Bakan dedi ki;
Mali protokol uygulanmazsa maaş ödeyemem…
Niye kızdık köpürdük ki?
Hesap kitap ortada, ülkenin gelirleri belli giderleri belli, Türkiye’den yapılan katkılar belli…
Bunu ister TC yetkililerinin ağzıyla söylesin, isterse hesap kitap yapıp söylesin gerçek bu!
Gelirler giderleri karşılamıyor, eksilen parayı Ankara sağlıyor, onlarla imzalanan mali protokol da ortada, ya bu deveyi güdeceğiz, ya da bu diyardan gideceğiz diyor…
Her şey gayet açık ve net, burada kafa bulandıran bir şey yok, adamın elinden gelen de bu, bundan böyle maaş ödenmesi için mali protokolün harfiyen uygulanmasını istiyor ve kamuoyunu da bu konuda uyarıyor;
Protokol yoksa maaş da yok!

Hayatımızda iyi ki sosyal medya var;
Neden mi?
Şimdi bir düşünün hele, CTP-BG milletvekili Doğuş Derya Mungan’ın açıklamalarına sert tepki göstererek, Bakan Mungan’a fena halde bindirdi!
Sen kimsin diye de sordu!
Peki Doğuş hanım bu tepkisini meclis kürsüsünde dile getirebilir miydi?
Kendi partisinin Maliye Bakanı’na ‘sen kimsin, seni ki atadı’ diye sorabilir miydi?
Bence bunu yapamazdı!
Hadi çıksın ortaya ve Pazartesi günkü meclis oturumunda, sosyal medyada paylaştığı fikirlerini söylesin ve bu da tutanaklara geçsin…
Yapamayacaktır!
Sonuçta o da bir CTP’lidir ve CTP disiplinini de iyi bilir!

Burada sorun, Maliye Bakanı’nın açıklaması ile ona tepki gösteren bir CTP’li vekilin kızgınlığı değildir…
Bakan olaya tamamen teknik olarak bakmış, elindeki verilere ya da kendine yapılan telkinlere göre bir açıklama yapmış, Doğuş Derya da yine kendince haklı olarak, milletin vekili olarak biraz da refleksi bir tepki göstererek, halkın tercümanı olmaya çalışmıştır.
Buraya kadar tamam, peki ya hükümetin ortakları?
Yani CTP ve DP?
Atadıkları Maliye Bakanı, elindeki veri ve telkinlerle hem de büyük bir cesaretle konuşurken, CTP vekili de biraz da halka şirin gözükmek için çabalarken, hükümetten niçin ses seda çıkmamaktadır?
Bu korkaklık niye beyler?

İşte tüm bunlar için Zeren Mungan, bu ülke için bir şanstır!
Dansöz gibi kıvırmadığı, yalana tevessül etmediği, daha da ötesi siyasi bir gelecek beklentisi olmadığı için ülke gerçeklerini çarpıtmadan kamuoyuna duyurmak suç sayılmamalı!
Esas olan, kamuoyu bu konuda birbirine girerken, hükümetin niçin bu kadar sessiz kaldığıdır…
Mutlu bir hafta sonu dileğiyle…


Günün Fotografı



MESAJ KUTUSU

Sayın İrsen KÜÇÜK, seçim döneminde şahsi seçim ofisiniz için parti tarafından harcanan 64 bin TL epey tartışma konusu olmuş. Bazıları bu olayı kapatmak için çabalıyor ama bazıları da deşifre edilmesi için gayret gösteriyor. Haberiniz olsun istedik!

Sayın Aziz GÜRPINAR, GKK’nda görevli uzman er ve çavuşların gelecek garantileri olmadan çalıştırılmaları ve 45 yaşında eve gönderilmeleri bin kişilik bir aileyi ilgilendiriyor. Hükümet bu konuda duyarsız kaldı bari siz olsun konuyu gündeme taşıyın. Bu insanlar da bizim insanımız…

Sayın Cemil KARZAOĞLU, Orman Dairesi çalışanlarından birinin aynı anda Kaya Artemis’te şoför olarak da çalıştığı tespit edilmiş. Ayrıca bu şahsın sizin kanatlarınızın altında olduğu iddia ediliyor, umarız doğru değildir!

Sayın Ahmet ZAİM, emeklilik günlerine artık sayılı saatler kalmış. O günleri iple çektiğiniz söyleniyor. Şimdi sizin yerinize kimin getirileceği merak konusu olmuş, muhakkak işaret ettiğiniz birisi vardır değil mi?

Sayın Ayşen REİS, çok yakında UBP’den birileri kapınızı çalacak ve LTB Başkan adaylığı konusunda nabız yoklayacak. Şimdiden düşünmeye başlayın deriz. Hadi bakalım hayırlısı!...

Sayın Ali Şan OŞAN, Gönyeli belediye başkanlığı için parti içinde Olgun Amcaoğlu’na karşı rakip olduğunuz söyleniyor. Zamanlama konusunda umarız bir hata yapmıyorsunuzdur. Zira Amcaoğlu bu kez çok daha iddialı ve kendinden emin geliyor.

Sayın Hamit BAKIRCI, yıların DP’lisi Hatice Faydalı’ya müsteşarlık konusunda veto koymanız bazı partililer tarafından sıkıntı yaratmış. Bilginiz olsun istedik!

Sayın Erten KASIMOĞLU, basın camiasını bir kez daha epey korkuttunuz. Yoğun bakımda da olsanız gazete okuyup tespih çektiğiniz söyleniyor. İşte buna çok sevindik, demek ki hızla iyileşiyorsunuz. Gelmiş geçmiş olsun…

Sayın Barış MAMALI,
babasının kudretiyle bazı büyük işletme ve bankaların davalarını alan genç avukat hakkında üstü örtülü bir açıklama yaptınız ama detaya girmediniz. Siz sakladıkça bu tür olayların önüne nasıl geçilir ki?

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, parti içinde konuşulan son espri konusu kurultay öncesi saçlarınızı boyatıp boyatmayacağınız olmuş. Böyle bir şey yapmayacağınızı biliyoruz ama bilmenizde fayda olduğunu düşündük!

Sayın Mehmet ADAHAN,
yıllarca dost olduğunuz İlker Edip ile su yüzünden artık selamı sabahı da kestiğiniz söyleniyor. Bir zamanlar insanlar us savaşı yapacak dediklerinde kimse inanmamıştı değil mi? Umarız kısa zamanda uzlaşır, hatta bir meyhane yaparsınız.

Sayın Asım DEDEZADE
, içinde sizinle söyleşi olan Kıbrıs Postası gazetesini tüm Lefkoşa bayilerinden toplayıp Arasta’da ücretsiz dağıttığınız görülmüş. Biz de merak ettik ve bayilerde gazete aradık ama sayenizde bulamadık…

Sayın Aybars KARAATMACA, vekillerle yapılan tekerlekli sandalye maçında epey formsuz olduğunuz gözlemlenmiş. Bari bir tane olsun basket yapıp durumu idare etseydiniz. Daha çok çalışmanız lazım çok…

Sayın Zeki ÇELER, tekerlekli sandalye ile gezmek araba sürmeye benzemiyor değil mi? Maçta talihsiz bir kaza yaşadınız, dua edin ki kırık çıkık yok. Olsaydı Hakan Dinçyürek’e çok iş düşecekti…Verilmiş sadakanız varmış…

Sayın Mete HATAY, basın son iki yıldır yanlışlıkla vergi şampiyonu olarak sizi gösteriyormuş. Siz daha cepte metelik olmadığını iddia ede durun. Yarın biraz kredi için kapınızdayım bilesiniz…

Sayın Özdemir TOKEL, Sanayi bölgesinde yeni çalışma ofisinizin uzay üssüne benzediğini söylüyorlar. Bu arada İstanbul ziyaretleri de son günlerde fazla sıklaştı. Yakında değirmenin suyu nereden gelir diye sorarlar aman dikkat…

Sayın Züleyha KARAMAN, ülkede bomba etkisi yapan manşet haberleriniz gözden kaçmıyor. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz. Taş yerinde ağırdır değil mi?





Günün Fıkrası

Karanlık


On yıldır evlilermiş… Ama gerdek gecelerinden başlayarak, adam hep karanlıkta sevişmek konusunda ısrar etmiş… Kadıncağız yıllar yılı kaç kez sabahlara kadar yalvarmış, bir kerecik olsun, ışıkları yakıp sevişmek için ama adam hep inatla “Hayır” demiş. “Kesinlikle olmaz. İlle de karanlıkta sevişeceğiz.”
O gece kadıncağız gene ışıkları yakmak için yalvaracak gibi olmuş, ama hemen vazgeçmiş. Kocası on yıl sonra insafa gelecek değil ya.
Vazgeçmiş ama sadece yalvarmaktan. Kafasına koymuş, bu kez çünkü.
Tam sevişmenin en heyecanlı anı, en doruk noktasında elini kaydırıp, yatağın başucundaki gece lambasının düğmesine dokunuvermiş. Bir de ne görsün? Kocasının beline, o yapay aletlerden biri bağılı değil mi?
- “Bunu bana nasıl yaparsın” diye haykırmış. “Bunca yıldır, bu işi sahte bir aletle yaptığını bana söylemedin bile. Hemen açıkla bana her şeyi, hemen…”
Adam çok ama çok soğukkanlı yanıt vermiş.
- “Tamam, tamam. Her şeyi izah edeceğim sana. Ama önce sen bana şu üç çocuğumuzu izah et, bakalım!”