Bunları sevinerek yazmıyoruz...
Çünkü polisimize güvenmek, onun adil olduğuna inanmak zorunda olduğumuzu düşünüyoruz...
Geçen hafta bir polis komutanının alkollü kaza yapan oğlunu yazmıştık!
Devreye diğer subaylar girmiş ve olay kapatılmaya çalışılmıştı...
Sonra ortaya çıkınca yasal işlem başlatıldı bu gence ağır para cezaları verildi elinden ehliyeti alındı...
Çünkü teşkilat içinde yasaların herkes için geçerli olduğunu düşünen yüksek rütbeli subaylar da vardı...
Onların girişimi sonuç verdi, şimdi yasa dışılığa onay verenler soruşturuluyor!
Olması gereken bu çünkü...
...
Geçtiğimiz Cumartesi akşamı bir benzeri yaşandı...
Polisin ülke genelinde yaptığı denetlemelerde bir genç alkol limitlerinin çok üstünde araç kullanırken tespit edildi...
Ama o da bir polis hem de trafikle ilgili bir birimin yetkilisi çıkınca telefonlar hemen işlemeye başladı ve alkollü genç serbest bırakıldı...
Çünkü o da bir polis subayının oğluydu ve çarpık düşünceye göre koruma altına alınmalıydı!
Şükürler olsun ki devreye yine duyarlı polis subayları girdi olay ortaya çıkarıldı ve bu gence de alkollü araç kullandığı için para cezası kesildi...
Sürüş ehliyeti de elinden alındı!
...
Ne yazık ki teşkilatta bu tür olaylar geçmişte de vardı ama şimdi artmaya başladı...
Geçenlerde bir polis komutanıyla yaptığım sohbette kendisi de kabul etmişti;
Ama yapacak çok bir şey de yoktu!
Yüksek mevkilere gelen bazı subaylar görevlerini bu şekilde eş dost için suistimal etmekte ve çok da bunun önüne geçilememektedir!
Geçmişte tamamen birlik ve beraberlik içinde çalışan teşkilat son yıllarda terfi ve sınavlar ile atamalar nedeniyle manevi bağlarını yitirmiş ve bireysel menfaatler ön plana çıkmıştır...
Bunda kendi polisinin sorunlarıyla yeteri kadar ilgilenmeyen, yeteri kadar istihdam yapmayan hükümetlerin payı da çok büyüktür!
 
 
Devletin acizliği!
 
Ek mesailerin aylardır ödenmemiş olması devletin çeşitli kurumlarında çalışanları ayağa kaldırdı...
Sendikalar da bunu fırsat bilip haklı olarak eylemlere başladı!
Ama Ercan gümrüğünde önceki akşam ilginç bir olay yaşandı;
Buradaki duty freeler kapanmasın diye iki gümrük memuru ek mesai yapmaları için görevlendirildi...
Sermaye zarar görmesin diye!
Bu nasıl bir sendikacılık anlayışıdır anlamak çok zor...
Devlet bu kadar aciz kalırsa olacağı da buydu zaten!
 
 
Tahir dedenin aşkı...
 
84 yaşındaki Letife Mülazimoğlu yaşamını yitirdi...
Aile fertleri elbette üzüldü yas tuttu...
Ama bunların hepsinden de önemlisi 91 yaşındaki Tahir dedenin intihar ettiği yansıdı polis bültenine...
Okuyunca içinden 91 yaşındaki bir adam niçin intihar eder ki diye sormuştum!
Sonra ortaya çıktı ki Tahir dede eşinin ölümüne dayanamamış ve hemen onun yanına gitmek için canına kıymış...
"Ben sözümü tuttum Letifem" diye de bir not bırakmış!
İçim burkuldu gözlerim nemlendi...
Kaldı mı şimdilerde böyle aşk böyle sevgi diye de düşündüm!
Hele de aşkın da sevginin de yozlaştığı böyle bir süreçte...
 
 
 
 
İş kazalarında bile çifte standart var!
 
Oysa bu ülkede ilk iş günüydü…
İnşaatın tepesine kim bilir hangi hayallerle çıktı!
Kim bilir burada kazandığı parayı kimlere gönderecekti…
Bütün hayaller bir anda karardı çünkü çalışmaya başladığı ilk iş gününde binanın tepesinden düştü ve hayatını kaybetti!
Ama işte bu ülkeye Türkiye’den gelmişti ve yalnızdı, garipti, kimsesizdi…
Küçük bir har ile resmi yayınlandı gazetelerde!
Şükürler olsun ilgili bakanlık konunun takipçisi olacağını açıkladı, hepsi bu…
Tek bir siyasi parti ve sivil toplum örgütünden tek bir kelimelik açıklama gelmedi!
Oysa ölen Kıbrıslı birisi olsaydı böyle mi olurdu?
Yorum sizin artık!
 
 
 
UBP mi kazandı!
 
Meclis oturumlarını biraz da gırgır olsun diye izlerim…
Biri çıkar bir konuşma yapar sonra diğeri gelir ona cevap verir!
Bal yapmaz arı meselesi…
Dün de biraz izledim ve Mehmet Çakıcı su konusunda şöyle bir yorumda bulundu;
“Bu işi UBP kazanmıştır!”
Yani demesi şu;
Suyun yönetimi konusunda UBP kazandı CTP kaybetti!
Çakıcı adına üzüldüm…
Ülkenin önemli bir meselesi konusunda eğer siyasi partileri yarış atı gibi görüyorsa ve kazanan ya da kaybeden siyasi partiler olduğunu söyleyebiliyorsa demek ki toplumun kazancı umurunda bile değil!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Salih İZBUL, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin  baştan aşağıya iyi bir dezenfekteye ihtiyacı var. Hasta ve yakınları özellikle tuvaletlerin hamam böceği kaynadığından şikayet etmeye başladı! Uyarma ihtiyacı hissettik…
Sayın Aziz GÜRPINAR, bakanlık sonrasında YDÜ ‘de maaşlı işe başlamanız çeşitli söylentileri de beraberinde getirmeye başladı. Bir takım şaibelere maruz kalmanıza en fazla biz üzülürüz. Kamuoyuna küçük de olsa bir açıklama şart oldu sanki değil mi?
Sayın Mehmet HARMANCI, Çağlayan parkı gerçekten de sahipsiz kaldı gibi görülüyor. Bu tarihi parkı sosyal hayata kazandırmanız için gerekli çalışmaları başlatmanız isteniyor. Ekibinizle birlikte bir düşünün deriz!
Sayın Birikim ÖZGÜR, kaynak sorunu nedeniyle yaşanan tüm sıkıntıları belki anlayışla karşılayabiliriz ama özellikle de yurt dışında okuyan öğrencilerin burs paralarının halen ödenmemesi konusu çok ayrı bir konu. Lütfen bir formül!
Sayın Gürdal HÜDAOĞLU, Saray’da tercümanlık yapan bir kadın çalışanının uzun süredir işe gelmeden maaş çektiği yönünde şikayetler geliyor. Çalışanlar huzursuz haberiniz olsun istedik!
Sayın Kudret ÖZERSAY, yapılan bazı anket sonuçları belli ki mevcut siyasi partileri epey sıkıntıya soktu. Zira bazıları bunu algı operasyonu olarak göstermeye çalışıyor. Bir de bu anketleri kim yaptırdı bil bilseler! Bir ada kılağınıza fısıldarım…
Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, hiç çaktırmadan ve fazla reklam da yapmadan DP’nin bazı örgüt başkanları ile üyelerini UBP’ye transfer ettiğinizi duyduk. Özellikle de istihdam sözü vermemeniz dikkate değer bir konu değil mi?
Sayın Emine DİZDARLI, sizin binanın önündeki bayraklar ne hikmetse yine yırtılmaya başladı. Biraz daha kaliteli bayrak kullanmakta sanırız en iyisi olacak. Birkaç gün içinde kahvenizi içmeye geleceğiz şimdiden haberiniz olsun istedik…
Sayın Kutlu EVREN, Kıbrıs Türkünü Türkiye’de başarı ile temsil eden Türkan Kürşad konusunda sanırız bakanlık olarak sizin de üzerinize bir takım sorumluluklar düşüyor değil mi? Kızımızın geleceği bir hayli parlak sadece minik desteklere ihtiyacı var…
Sayın Muhammet BİBEROĞLU, Mağusa’da kaçak taksicilik yapanların sayısı tavan yapınca özel bir ekip kurup peşlerine düşmüşsünüz! Ekmek parası için bu konuda ne yapsanız yeridir. Gazanız mübarek olsun…
Sayın Derviş ZAİM, namı değer Tavuri için hazırladığınız belgesel program genelde tepki aldı ama bu işe niçin bu kadar kızdılar biz de hiç anlamadık! Sanatın evrensel bir konu olduğu sanırız bazen unutuluyor değil mi!
Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU 75’nci doğum gününüzü kutlar sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve mutlu nice seneler  dileriz. Bu arada MTG’nin sürprizi duygusal anlar yaşamanıza neden olmuş. Vefa böyle bir şey olsa gerek değil mi?
Sayın Kemal DÜRÜST, sizin bölgede anladığımız kadarıyla yine size karşı bir operasyon için düğmeye basılmış! Bakalım bu sefer devirebilecekler mi? Hele de bunlardan bazıları sizin desteklediğiniz kişiler olunca biraz garip kaçıyor değil mi?
Sayın Hamza BAŞ, ağır grip vakasıyla 15 gündür hastanede yattığınızı ama biraz da eski toprak olduğunuz için yırttığınızı duyduk. Büyük geçmiş olsun…Sizin gibi sağlıklı beslenen birisi nasıl hastanelik olur anlamış değiliz!