Ercan Havaalanı’nın özelleştirilmesine karşı çıkanlar iktidara gelip de hükümet olunca, kuru bir özürle halkı saf yerine koyma gayretine girdiler. Bir düşünün ki, muhalefetteyken başka, iktidardayken başka telden çalmak ne kadar doğrudur. Bunu sağ partilerde zaman zaman göebiliriz; esas olan sol ve sosyalist olduğunu söyleyen ve özelleştirmeye karşı çıkan CTP’ye ne demeli?
Nasıl oluyor da muhalefette başka, iktidarda başka olmayı becerebiliyorlar? Göç yasasını kaldıracaklarını söyleyenler, iktidara gelince, daha önce bize medyadan yansıyan kendi ilkelerini hiçe sayarak hükümete devam etmeleri de büyük bir çelişkidir. Halkın siyasetçiye olan güveninin daha da aşağılara indiği düşünülürse, bunun sebebini bu çelişkili davranışlarda aramak lazımdır.
Ülkede bir çok sorun varken, bunları beri taraf edip, geçici çözümlerle günü kurtarmaya yönelik adımlar atmak, sorunlarıötelemekten başka bir işe yaramaz. Kendi atadığınız bürokrat bile sizin yanlışlarınızı görerek istifa etmek zorunda kalıyorsa, yanlış üstüne yanlış yapılmaya devam ediliyorsa, “bu parti kimin için çalışıyor?” sorusu insanın aklını kurcalamaya başlıyor.
Hükümetteki iki parti de inanılmaz derecede güç kaybediyor. Bunun farkına varılıp gerekli adımlar atılmazsa, en erken zamanda halktan ciddi bir tokat yiyecekler gibi gözüküyor.
Gelelim 20 bin ağaç meselesine; Ercan Havaalanı’nın temel sorunları, terminali büyütmek veya yenisini yapmak değildir. İlk ihtiyacı büyük bir park yeridir, ikinci olarak muhacerat işlerinin hız kazanabilmesi için gerekli personel ve teknolojik donanımdır, üçüncüsü de uçakların zamanında iniş ve kalkış sorunudur ayrıca altyapı yılda üç milyon kişinin kapasitesini kaldıracak güçte değildir. Bunlar ilk aklımıza gelen sorunlardır.
Şimdi siz daha büyük bir havaalanı için 20 bin ağacı katletmek zorunda olduğunuz söylüyorsunuz. Dünya doğaya geri dönme çabaları içersinde kıvranırken, siz elimizdeki nefes borularımızı yok etmeye çalışıyorsunuz. Dağlarımız zaten yok oldu, ağaçlarımız da yok oluyor; sırada ne var? Hayatı boyunca 20 ağaç dikmeyen insanlar 20 bin ağacın ne demek olduğunun bilincinde midir?
Serdar Bey özür diledi, kurtulduğunu sanıyor. Özkan Bey kendi amblemindeki yeşili yok ediyor. Halk buna nasıl izin veriryor? Türkiye’de bir parktaki ağaçlar için çıkan olayları düşününce, ağaca ve çevreye verilen değeri görebiliyoruz. Ağaçlar kesildikten sonra “eyvah” çekmek ne kadar işe yarar? Ağaçlar kesilmeden önce harekete geçmek lazım değil midir? Lütfen zaten az olan yeşilimize sahip çıkalım.