ORTAYA KARIŞIK...

Yaşanan her gelişme siyasetin filtresine takılıyor

Kıbrıs’ın kuzeyinde gündelik yaşamın akışında yer alan olay ve gelişmeleri siyasi gözlükle bakmayı toplum olarak huy edindik. Karşılaştığımız her anlık durumun öfkesini siyasetçilerden dolayısıyla hükümetten ama çoğu kez Devlet denilen aygıttan çıkarıyoruz. Kıbrıs’ın kuzeyinde sistem böyle işliyor. Yoksa ‘sistemsizlik’ mi demeliydim? Bilindiği üzere son günlerde Afrika’nın Yunanistan’dan ithal ettiği ve meşhur 9. Sayfasından verdiği TC CB Erdoğan’ın kafasına işeyen mitolojik figür karitakatür krizinden sonra halkın bir kısmı krizin iyi yönetilmediğini gerekçe göstererek, önümüzdeki seçimlerde sandığı boykot edeceklerini söylüyor. Yahu tamam da siz değil misiniz bu sistem böyle devam etmez, değiştireceğiz diyen? Hade o zaman seçimlerde geliniz vatandaşlık görevinizi yapınız; istemediğiniz kimi varsa gömünüz sandığa; istediğinizi de star yapınız. Böyle yaparsanız kimse niyetinizi de sorgulamaz.

İthal ürünü yerli yapabiliyorsak başarılıyız demektir

KKTC olarak yerli ürün haftasındayız. Yapılan faaliyetlere bakıyorum. İlkokullarda fidan dikiliyor, yerli ürünlerden yemek yapılıyor vs.. Bunlar da önemli ama eğer yerli ürünlere toplum olarak sahip çıkmak istiyorsak öncelikle yurtdışından ithal edilen ürünleri yerli sanayiiye kazandırmanın yollarını aramalıyız. İthalatı azaltarak, yerli üretim ve istihdam edebiliyor muyuz? İthalatı azaltmaya ve yerli malı üretmeye yönelik yeni projelerimiz var mı? KKTC’ye sıçrama yaptıracak yeni hedefler konulmalı. Bunun için çalışmalı ve üretmeliyiz. Fidan dikmekle, yerli ürünleri tanıtmakla olmuyor bu işler kimse kusura bakmasın. Hedef büyütmek hedefimiz olmalı.

Umut fakirin ekmeği

TC Din İşleri Yüksek Kurulu, yılbaşına çeyrek kala bu açıklamayı hep yapıyor. Din İşleri Yüksek Kurulu, “Piyangonun, toto, loto, iddia vb. şans oyunları oynamanın hükmü nedir?” başlıklı fetva yayınladı. Diyanet ‘Piyango bileti almak kumardır ve haramdır' dedi. Umut fakirin ekmeği.. Garibanın bir umudu vardı onun da hakkından geldiniz.Diyanet ‘Piyango bileti almak kumardır ve haramdır' dedi. Ey Diyanet ! oturdukları yerden havadan para kazanıp zengin olan züppelere de bir fetvanız var mı?

Soktes ile Glokan fıkrası

Sokrates’le Glokan isimli yerel belediye başkan adayı arasında geçen gerçek bir hikaye olduğu rivayet edilir. Seçime yeni giren bazı milletvekili adaylarına ithaf edelim bu fıkrayı.. Üzerine alınan varsa da alınsın ne diyeyim. Buyrun efendim:

Yönetici olmak isteyen Glokan isimli bir adam Sokrates’e gelir, tavsiye ister. Aralarında geçen konuşma şöyledir:

- Ben bu ilçeye yönetici olmak istiyorum Ey Sokrates, bana tavsiyelerde bulunur musun?

Sokrates adama sorar:

-Bu ilçe halkını iyi tanıyor musun? Sanatçısı kimdir, yazarı kimdir, eğitimcisi kimdir?

Adam, -Hiç aklıma gelmedi! diye cevap verir. Sokrates sorularına devam eder:

- Devlete yapmak istediğin ilk hizmetin ne olduğunu bana söyler misin?

- Düşünmedim!

- Peki devleti ve milleti yüceltmek istemez misin?

- İsterim elbet!

- Devleti ve milleti yüceltmenin göstergesi büyük gelir kaynakları sağlamak değil midir?

- Elbette!

- O halde devletin gelir kaynakları nelerdir? Ve miktarı nedir?

- Hiç düşünmedim!

- Peki şehrin masrafı nedir?

- Araştırmadım!

-Be hey adam! Bari şehirdeki bir iki sanatçı ve yazarın adını söyle!

-Bilmiyorum!

- Öyleyse hiç olmazsa, kendimizin ve düşmanlarımızın kara ve denizdeki kuvvetleri nedir?

- Düşünmedim, araştırmadım!

Sokrates başını oynatır ve sağ elini havaya kaldırarak şunları söyler:

- Allah aşkına, be hey adam! Arzu ettiğin şey hakkında bir tek çalışma bile yapmamışsın. Vallahi senin niyetin kötü. Sana tavsiyelerde bulunmayacağım. Hatta seninle görünmeyeceğim bile. Defol yanımdan! Sanatçısını ve yazarını tanımayan halkı ve devleti nasıl tanıyacak? Sakın bir daha yanıma gelme.