Ölümlü trafik kazalarının günden güne arttığı bu günlerde, yetersiz olan sokak aydınlatmaları ne yazık ki ölüme davetiye çıkarıyor.
Yollarımızın ‘’yol’’ olmadığını düşündüğümüz zaman, bir de buna yol aydınlatmalarının yetersiz oluşunu eklersek, ölümle yaşam arasındaki ince çizginin ne kadar da yakın olduğunu görürüz.
Yani yapmayın!
İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğunu düşünmeyin.
Yakın Doğu Üniversitesi’nin yolunu kullandım akşam saatlerinde. Dikmen’e gidecek insanların bu yolu yoğun kullandığı herkes tarafından bilinmektedir. Kaldı ki öğrencilerin az olduğu bir dönemdeyiz. Henüz otobüslerin ve öğrenci araçlarının olmadığı bir zaman. Yolun hiçbir uzantısında aydınlatmalar yanmıyor. Karanlıkta yolun bile net belli olmayan çizgilerini ayırt ederek seyir ederken bir de karşıdan gelen araçların sizi rahatsız etmesi de cabası. Aydınlatılmayan yollarda nereye gideceğiniz belli değil. Yani yolun içinde karşınıza kim veya ne çıkacak bilmeden kullanıyorsunuz aracınızı. Yolun güvensiz olması ne Ulaştırma Bakanlığı’nı ne de Karayolları Dairesi’ni ilgilendirmiyor olsa gerek ki halen Dikmen yolu ölüm yolu gibi hissediliyor.
Her bakanlık proje üreterek icraatlarını ballandıra ballandıra anlatıyor. Ama hiçbir bakanlığın bugüne kadar işini tam anlamıyla muntazam bir şekilde yürüttüğüne şahit olmadım. Yolların yetersiz olduğu hatta yollarımızın yol olmaktan çıktığını sanırım bakanlarımız da müsteşarlarımız da müdürlerimiz de görmüyor. Ya da kullandıkları lüks araçların rahatlığından olsa gerek ki yolların ne kadar kötü olduğunu anlamıyorlar. Lefkoşa’nın Kıbrıs Gazetesi’nin olduğu yerdeki ışıklarda bekleyenler çok iyi bilir. Tarladan farksız bir asfalt. Yani pes dedirttiren bir görüntü. Hatta o yoldan geçen su hattı yüzünde kazılmış olan yol yeniden düzenlenmesine rağmen kimse tarla görüntüsüne bürünen asfaltı düzeltelim dememiş. Çok merak ediyorum, bu bakanlarımız uçarak mı seyahat ediyor da bu yolun bu derece kötü olmuş halini görmezlikten geliyorlar. Binlerce aracın her gün ayni asfalt üzerinden geçtiğini düşündüğümüz zaman bu kadar umursuz olunmaması gerekiliyordu. Nedense kabul ve ziyaretlerden ötürü kimse henüz icraat yapalım diyemiyor. Zaman yetmediği için günün yarısından fazlası ziyaretlerle kabullerle geçiyor.
Umarım bu yeteriz yollar birilerinin canını daha fazla yakmadan yeniden yapılandırılır ve aydınlatma önlemleri alınır. Zaten bugüne kadar yapılan düzensiz, plansız ve tasarrufsuz aydınlatmalar sonucu bir çok aydınlatma direğinin ışıkları yanmıyor. Hiç hesapsız heba edilen milli servet için kimse kılını bile kıpırdatmıyor. Umarım daha fazla can yanmadan gerekli tedbirler alınır.