Kurultay sürecini bir hatırlayalım;
İrsen bey yeniden genel başkan olmak için, köy gezilerinde bolca ne demişti?
Siyaseti Dr. Küçük’ten öğrendiğini, birlikte sürekli köy gezileri yaptığını vurgulayıp, bundan bile siyasi rant elde etmek istemişti…
Elde ette ya da etmeyi mühim değil!
Elbette ki Dr. Küçük’ün ailesinden birisi olmak ülke siyasetinde önemlidir ve belki de rakiplerden bir adım önde olmak demektir, bunda hem fikiriz.
Ama artık bazı dairelerde, hem de İrsen beyin müdürünü atadığı bir dairede özgürlük mücadelesi liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün resimleri indirilmeye başlamışsa, burada büyük bir sakatlık ver demektir.

Vakıflar İdaresi’nin çiçeği burnunda yeni müdürü İbrahim Benter, göreve geldikten sonra ilk icraatı, hemen arkasında duran Dr. Küçük resmini indirerek, 2.Selim’in resmini koyarak yapmış.
2. Selim’e bir itirazımız yok!
Şu anda en fazla izlenen televizyonlarından programlarından Muhteşem Yüzyıl’ın başkahramanı Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan’ın oğlu…
Hatta, Kıbrıs’ı fethetti diye kendisiyle gurur bile duyabiliriz.
Hatta, İbrahim Benter makam odasına bir değil 10 tane resmini assın, hiç itiraz etmeyiz ama Dr. Küçük’ün resminin indirilip yerine 2. Selim’in resminin asılmasına da göz yumamayız.

İbrahim Benter, bu resimle belli ki dosta düşmana bazı mesajlar vermek istemektedir.
Söylenenlere göre Benter, Şeyh Nazım’ın da müritlerinden biriymiş.
Zaman zaman gider el öper ve duasını alırmış.
Buna da bir itirazımız yoktur…
Ama gelin görün ki, tarihi iyi bilenler Şeyh Nazım 1950 yılında İngilizler’e casusluk yaptığı gerekçesi ile Dr. Küçük tarafından adadan çıkarılmış ve tam 10 sene İngiltere’de yaşamıştı…
Resimleri birleştirdiğinizde de ortaya, acaba Şeyh Nazım, Dr. Küçük’ten intikam mı alıyor ve bunun için müridi Benter’i mi kullanıyor diye ilginç bir durum çıkar…
Yani 70 yıllık bir intikam meselesi gibi…

Biz gelelim yine Başbakanlıkta son günlerini yaşayan İrsen Küçük’e;
İrsen bey Küçük ailesinin değerli bir üyesidir ve temiz ve dürüst siyasi geçmişiyle tanınır…
Maddi bir sıkıntısı olmadığı ve hatta KKTC’nin en varlıklı ailelerinden birisidir…
Her ne kadar son dönemde siyasette çok hata yapıp, hem kendisine hem de partisine zor günler yaşatsa da en büyük özelliklerinden birisi de AKP’ye kayıtsız şartsız bağlı olması, denilen her şeyi hiç kendi görüşlerini katmadan kabul etmesidir…
Durum böyle olunca da, şimdiye kadar kimsenin tanımadığı bir kişi Vakıflar İdaresi gibi Dr. Küçük ile özdeşleşen bir kurumdan amcasının resmini indirmiş ve bu sadece Dr. Küçük ve kendisine değil, tüm Kıbrıs Türküne hakaret edilmiştir, hem de İrsen beyin büyük katkılarıyla…

Onun için Dr. Küçük’ün resminin Benter’in makam odasından indirilmesinin de vebali İrsen beyin üzerinedir…
Birkaç gün sonra koltuğu devredecek olan İrsen Küçük bu saatten sonra ne yapabilir bilemeyiz ama geçici de olsa yeni kurulacak olan hükümet ve özellikle de yeni başbakan ilk icraat olarak bu olayı masaya yatırmalı ve olayın perde gerisini, Benter’i kimin adaya getirdiğini ve bu işin perde gerisinde yaşananları kamuoyunu açıklamalı ve Dr. Küçük’e saygısızlık eden bu zatı da geldiği yere göndermelidir…


Talat: CTP kongrelerine karışmadım!

“Soyer-Kayalp kavgası” başlıklı yazımızı dün akşam Kıbrıs Time’de yayına koyduktan 15 dakika sonra İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat telefonla arayarak, yazıda söz konusu ettiğimiz bir konuya itiraz etti.
Bu yazıda bir CTP’li vekilin bize ilettiği Talat’ın CTP kongrelerine müdahil olduğunu ifade etmiştik.
Talat yazının bu bölümüne şiddetle itiraz etti ve Cumhurbaşkanı olduktan sonra CTP’nin hiç bir iç işine katılmadığını vurguladı.
Ayrıca ilgi milletvekiline de şu mesajı gönderdi;
“Karışmadım, karışmayacağım”

Kayalp da kızdı!

Dünkü yazımız Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp’in de tepkisini almış olmalı k o da yazı yayınlandıktan hemen sonra arayarak epey sitem etti…
Soyer konusunda hiçbir eyleminin olmadığını ve olamayacağını, kendisini sadece belediye başkanı olduğunu söyledi…
Hadi öyle olsun diyelim;
Biz şuna üzüldük, bir gazeteci arkadaşımızı suçlayarak yazının onun tarafından dikte ettirildiğini iddia etti…
Önyargılı olmasına üzüldük!
Bize kimsenin hiçbir şeyi dikte ettiremeyeceğini halen öğrenemediği için…
Yine de dostluğumuz bakidir…

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın İrsen KÜÇÜK, KKTC sizin başbakanlığınız döneminde bir ilk yaşandı ve bir daire müdürü amcanız Dr. Fazıl Küçük’ün resmini makam odasından kaldırdı. Böyle bir rezaleti nasıl temizleyeceksiniz bilemeyiz ama vebali boynunuzadır bilesiniz…

İbrahim BENTER, size ‘sayın’ diyemiyoruz hiç kusura bakmayın. Kıbrıslı olup da Kıbrıslıları tanımamak ancak bu kadar olur…Dr. Küçük gibi bir değere bu kadar saygısızlık ve vefasızlığın bir açıklaması varsa onu yapın sadece…

Sayın Hatice FAYDALI, yeni teknokrat hükümette Sağlık Bakanı olmanız kesinleşmiş gibi…Çok kısa da olsa hiç de fena bir görev olmasa gerek değil mi? Hayırlı ve uğurlu olsun…Hasipoğlu sanırız bunu hazmedemeyecek…

Sayın Hasan TAÇOY
, Pazar günü Balıkesir’de UBP örgüt başkanlarıyla birlikte görüldünüz…Hepsinin de tam desteğini almışsınız. Vatandaş soruyor, yakında DP’ye katılımlar var mı diye…

Sayın Mustafa ADAOĞLU, DP’nin kurucu başkanı olarak Eroğlu ile dirsek temasında bulunan Serdar Denktaş’a ağır eleştirilerde bulunup, DP niçin kuruldu diye sorular yöneltmişsiniz…Artık bunun da cevabını Serdar bey versin değil mi?

Sayın Faiz SUCUOĞLU, yine derin bir sessizliğe büründüğünüze göre yakında kıyamet kopacak demektir. Siz hiç dert etmeyin 28 Temmuz’un yıldızı siz olacaksınız…Bunu anlayan eski vekiller sizi kesmeye başladı bile…

Sayın Talip ATALAY,
din görevlilerinin Din-Gör-Sen’e üye olmaları için baskı uyguladığınız yönünde şikayetler yoğunlaşmaya başladı…Bir çoğu geri tepecek gibi görülüyor haberiniz olsun…

Sayın Mutlu ATASAYAN, her nedendir bilinmez ama Güzelyurt’ta neredeyse tüm adayların ortak hedefi haline geldiniz. Büyük bir ittifak kuruldu ve bu uğurda eski düşmanlar dost bile oldu…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, Çetinkaya başsız kalınca yine sizin kapınızı çalacaklar diye duyduk…Kapıyı açıp açmamak ise artık size kalmış bir şey…

Sayın Umut ÖZKALELİ,
KKTC üniversiteleri tarafından ekmek verilmeyince Gaziantep’e göç edeceğinizi duyduk…Bu ülke nasıl da kendi çocuklarını bir bir yiyor değil mi? Yolunuz ve bahtınız açık olsun, ülke insanına bunları yaşatanlar utansın…

Sayın Sümer KIZILDERE, görevden alınmanızın halen şokunu yaşadığınız söyleniyor…Demek ki siz daha ülkede siyasetin nasıl yapıldığını öğrenemediniz. Doğru düzgün çalışanlar eve parti militanları göreve…

Sayın Günay ÇERKEZ, partilerin seçim bildirgelerinde görmek istediğiniz ekonomik konuları kamuoyuna açıklamanız iş çevrelerinde memnuniyet yarattı. Halkın bilinçli oy kullanması açısından önemli bir icraata imza atınız, tebrik ederiz…

Sayın Kadri FELLAHOĞLU,
Lefkoşalı, Fuar alanı ve düğün salonları bölgesinde araçlarını park edecek modern park yerleri istiyor…Düğün salonları arttıkça keşmekeş de artıyor, ilgilenmekte yarar var…

Sayın Alev ŞENSOY, bir restoran önünde sigara izmariti atınca bir vatandaşın sözleri fena halde yüzünüzü kızartmış…Madem ki böyle duyarlı vatandaşlar var demek ki her şey bitmemiştir değil mi?

Sayın Hakan YOZCU,
DP-UG’den milletvekili adaylığı teklifi aldığınızı ancak kabul etmeyerek görevinizde kalmak istediğinizi söylemişsiniz…Makamı altınızdan alacak değildiler ya, ha keşke şansınızı bir deneseydiniz…

Sayın Birikim ÖZGÜR,
hem parti içinde hem de dışında Meclis’in yeni yüzü olacağına inananların sayısı oldukça fazla…Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun…Ülke genç beyinlere en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemden geçiyor…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, seçimlerde İrsen beyin ardından ikinci sıradan aday yapılmanız özellikle vekilleri epey endişelendirdi…Listeler yapılmaya başlandı ve şu anda hiç birinde de yoksunuz, aman dikkat…

Sayın Simge SEYRANOĞLU, yaralı bir köpeğe sahip çıkarak onun bakımını üstlenmeniz tam bir insanlık dersiydi…Çok sayıda tebrik ve teşekkür mesajınız geldi, biz de duyarlılığınızdan dolayı kutlarız…




Günün Fıkrası


Canlı balık

Kumkapı'da bir balıkçı bağırıyor:
Canlı balık,canlı balık...
Yaşlı bir teyze,yaklaşıp soruyor:
Evladım balıklar taze mi?
Canlı balık, canlı balık...
Evladım balıklar taze mi?
Teyze, canlı diyoruz ya işte!..
A evladım, ben de canlıyım ama taze miyim?