ÜLKESEL FİZİKİ PLANIMIZ
Bir ülke düşünün ki Ülkesel fiziki planı yok.
35 SENEDİR yapamamışız.
Yani binbir emekle yıllarca yapmış olduğunuz birikimlerle satın aldığınız arsanızın içerisine 100 binler harcayarak inşaa ettiğiniz müstakil evinizin yanına günün birinde biri 10 katlı bir bina dikebilir.
Yanıbaşınıza geceyarısına kadar vur çatlasın çal oynasın 100 desibelle müzik yapan bir eğlence yeri açabilir.
Yine yıllar süren birikimlerinizle satın aldığınız arsanızın bulunduğu bölge sit alanı ilan edilebilir.Yapılaşma yasaklanabilir.
Denize gireceğiniz sahilinde yürüyüş yapabileceğiniz yerler otel dolabilir.
Yada ekip biçtiğiniz üretim yaptığınız tarım arazinizin yanında petrol tesisi inşa edilebilir.
Bunların birçoğunu artık yaşıyoruz.
Peki bunun böyle olacağını bilmiyormuyduk yoksa önemsemedik mi.
Sanırım herikiside.Bu işi yapmak için halktan onay alanlar deyim yerinde ise kendi çocuklarıda dahil bizlere iyi bir miras bırakmamışlar.
İmar planlarına bakıldığında, ülkede sadece Lefkoşa kentine ait imar planı mevcut; bu plan da, yaklaşık
15 yılda hazırlanarak yürürlüğe girdi.
Bir turizm alanı olarak yıllardır gelişmekte olan Girne, emirnamelerle kontrol altında tutulmaya çalışılmakta;
1986 yılından bugüne bir üniversite kenti olarak hızla büyümekte olan Gazimağusa kenti için imar planı çalışmaları halen sürmekte;
Kontrolsüz gelişmeyi önleme, kaynakları verimli kullanma, büyümeyle birlikte kalkınma, doğal ve tarihi çevreyi koruma ana hedefleriyle 25 yıldan beri gündemde olan Ülkesel Fizik Plan 2014 de yapılan açıklama ile artık hazır dendi.
O gün bugündür uygulamaya geçeceği günü bekliyoruz.
Burada neden hayata geçmediğini anlatacak değilim ama belli ki arazilerin yapısal şekillenmeleri üzerinden kaynaklanan birtakım çıkarların siyasi karar alma mekanizmalarınıda etkilemesi bunada izin vermemiş.
Bu arada belirteyim plan 1990' dan beri hazırlanıyor.
İnşaattan tarıma, eğitimden tarihi eserlere, turizmden elektrik ve suya tüm sektörleri kapsayan Plan, anayasa niteliğinde olacaktı.
Yani yol haritası neyi nerde nasıl yapacağınızı anlatan kurallar bütünü
Yoksa mevcut yapının devamı halinde çarpıklığın artacağını çevrenin kaybedileceğini söylememe gerek yok.
Zaten birçok yerde atı alan üsküdarı geçmiş.
Hiç olmazssa İskele, Karpaz, Lefkeyi kurtaralımda ülkemizi ziyarete gelenlere bir nebze yüzümüz olsun.
Lefkoşa İmar Yasası Girne merkez, Karpaz, Tatlısu, Kormacit dahil emirnamelerle parçacı yaklaşımla planlama yapılmaya çalışıyoruz Bunların ne derece çare olduğu ortada.
Ülkenin birçok yerine baktığınızda her yerde bir kaçak yapılaşma hakim.
Herkes kafasına göre bina inşaa etmekte var olanları büyütmekte birçok belediyede buna göz yummaktadır.
Çünkü Belediyeyi sorgulayacak gerektiğinde izin verenleri maddi manevi yükümlülük altına sokacak iradede ortada yok.
Emirnamelerin tam olarak uygulandığını varsaysak bile ülkenin sadece yüzde 40’ının kontrol altında.
Ülkenin geri kalan yüzde 60’ında kontrol edilemiyor.
Günümüzde kentleşme adına en önemli kavramlardan biri olan sürdürülebilirlik yani kaynakların verimli kullanılabilirliği bizim ülkemizde kötüden de kötü.
Dört doğal kaynak (arazi/toprak, enerji, su ve malzeme), Kuzey Kıbrıs’ta tamamıyla verimsiz olarak kullanılmakta ve tüketilmektedir.
Bunun en önemli nedeni de ülkedeki planlama olgusu, ya da diğer bir deyişle plansızlıktır.
Ne yazık ki, Kuzey Kıbrıs’ta planlama olgusuna bakıldığında, ortaya çıkan tablonun, çağdaş planlama
anlayışlarından oldukça uzak bir noktada olduğu söylenebilir.
Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası’nın yanından yol geçen her araziye, her alana inşaat yapma hakkı tanıması ile sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden uzak, plansız alanlar yaratmaya devam ediyoruz.
Yeraltı su kaynaklarını denizleri kirletiyor dağları taşları oyuyor tepeleri ovaya çeviriyor insanımızı en rahat edecekleri evlerinde bile huzursuz etmeye devam ediyoruz.
Bu durum, Ada’nın Kuzeyinde, Karpaz’dan Güzelyurt’a, Lefke’ye tüm alanlarda geçerli.
Akdeniz’in incisi Adamız herkesi büyüleyen dokusunu yeşil ada görüntüsünü yavaş yavaş kaybetmeye başladı.
Sonuçlarımı
Önce ülke ye katma değer yaratan iki büyük sektörde Turizm ve Eğitimde geriye gidiş. Sağlıkta Ekonomide çöküş.
Daha az turist daha az öğrenci .
Milli gelirde geriye gidiş.
İşsizlik,fakirleşme ve göç .
Ülkesel Fizik Plan bir sonuç değil.İnsanımızın refahı, yaşam kalitesinin yükseltilebilmesi, çevresel kaynaklarımızın, doğal ve zengin tarihi ve kültürel mirasımızın koruyarak kalkınmanın sağlanabilmesi için Ülke toprağının,planlı ve akıllıca insanımızda düşünerek kullanılmasına yönelik planlamaların başlangıcıdır.
Umarım başarırız.