Lemar’ın müdürü Hüseyin aradı, “abi buluşmamız lazım” dedi.
Dün yoğun olduğum için, başka bir zaman dedim, ama geçiştirmedim.
Büyük ihtimalle bugün kendileriyle görüşeceğiz, gümrük kaçakçılığı olayını bir de onlardan dinleyeceğiz.
Zaten dünkü yazımızın sonunda da yazdığımız yazıyı çok da isteyerek yazmadığımızı belirtmiştik, üzüntülerimizi dile getirmiştik.
Her ne kadar bir aile şirketi olsa da artık Levent Şirketler Grubu bu ülkeye mal olmuş bir şirkettir ve yaptığı binlerce istihdam bile KKTC için büyük katma değer anlamındadır.
Bizim burada tek amacımız, kamuya mal olmuş bir şirketin böyle olumsuz haberlerle basına manşet olmasının ardında yatan gerçekleri ortaya çıkarmak, eğer gerçekten de bu şirket bir gümrük kaçakçılığı yapmışsa, bunun bedelinin ödetilmesi için kamuoyu yaratmaktır.
Eğer, şirket hatalı değilse de yine bunları öğrenmek, eğer bir husumet varsa bunları da kamuoyuyla paylaşmaktır.

Bugün ya da yarın, Mehmet Boyacı ile de görüşmek isteriz Mete ile de hatta şimdiye dek bir türlü tanışma fırsatı bulmadığımız Özer Boyacı ile de…
Çünkü bu olay, iki gündür ülke kamuoyunu fazlasıyla ilgilendirmiş, çeşitli yorumlara neden olmuş, kafalarda çeşitli soru işaretleri bırakmıştır.
En önemlisi de ülkemizde saygın bir işletme olarak bilinen Levent Şirketler Grubu için ilk kez böyle ağır bir suçlamada bulunulmuştur ki bunun adı kaçakçılıktır.
Örneğin, dün görüştüğümüz bazı iş adamları bu olayın ortaya çıkmasından sonra işletmenin hiç ikiletmeden izinlerinin iptal edilmesi gerektiğini söylemiş, bazıları ağır cezalar verilmesi gerektiği üzerinde durmuş, bazıları da bu olayın perde arkasında bilmediğimiz başka olayların da yaşanmış olabileceği görüşünü ortaya koymuşlardır.

Şirketin dün basında yayınlanan açıklaması dikkatlice birkaç kez okudum, tahmin ettiğimin gibi şirket yetkilileri gazetelerde yapılan suçlamaları kabul etmediler.
Örneğin açıklamanın şu kısmı bana göre çok önemlidir;
“…Şirketimiz veya grubumuzun hiçbir şekilde bilgisi dahilinde olmayan ancak kimi zaman ise resmi kurumların eksik ve yanlış uygulamaları ile gelişen olaylar zinciriyle grubumuz bir yandan ağır finansal müeyyidelerle baskı altına alınmak istenirken, diğer yandan ise kamuoyuna sunulan eksik ve taraflı bilgilerle grubumuz aleyhine hiç hak etmediğimiz bir kanaat oluşturulmaya çalışılmaktadır…”

Açıklamanın bu kısmı bile bu olayda bilinmeyen çok şeyin olduğunu göstermektedir.
Şirket yetkilileri olayın tamamen resmi kurumların yani Gümrük Müdürlüğü’nün eksik ve yanlış uygulamalarının altını çizmiş ama buna açıklık getirmemiştir.
Yine açıklamada şirketin finansal müeyyidelerle baskı altına alınmak istediğinin altı çizilmekte buna da bir açıklama getirilmemektedir.
İlgili dairenin eksik ve yanlış uygulamaları nelerdir, bu uygulamalar kasıtlı olarak mı yapılmıştır?
Şirketi baskı altına almak kim ya da kimlerdir, bunun perde gerisinde neler yatmaktadır?
Ayrıca bu haber doğru ya da yanlış kimin tarafından niçin eksik ve taraflı olarak ülkede 13 gazete yayın yaparken sadece ikisine servis edilmiştir?
Şirket yönetiminin bu konuda bildiği bir şey varsa da kamuoyunu bilgilendirmek boyunlarının borcudur.

Bir önemli konu ise, yine şirket yetkililerinin ifade ettiği gibi olayın üç yıla yayılmış olmasıdır.
Şirketin suçlu olup olmadığını bir yana bırakırsak, üç yıl boyunca devlet uyumuş, bilinçli ya da bilinçsiz olarak yasal mevzuata uygun olmayan işlemler yapılmış ve devlet de zarara uğratılmıştır.
Böyle ciddi bir olay 3 yıl sonra ortaya çıkarılıyorsa, burada en az şirket kadar devletin de ayıbı vardır.
Daha açık ifade etmek gerekirse, 3 yıllık gecikmenin şimdi ortaya çıkarılması bize perde gerisinde bazı siyasi olayların da olabileceği hissiyatı uyandırmıştır.

Ayrıca olay ortaya çıktıktan üç gün sonra halen devletin ilgili birimleri korkunç bir sessizlik içine girmişlerdir.
Bakan ve ilgili daire müdürü çok net bir şekilde bu dev şirketin adının karıştığı gümrük kaçakçılığı olayı için kamuoyunu aydınlatacağına, çeşitli dedikodulara sebep vermemek için olayın bilinmeyenlerinin iç yüzünü açıklayacağına, açıklama yapmamayı yeğlemiş ve kim bilir bunda da kendi ayıplarının ortaya çıkmaması düşüncesi hakim olmuştur.
İşte sırf bu yüzden, konuşmak ve açıklama yapmaktan hiç yüksünmeyen Maliye Bakanı Ersin Tatar, hem devleti, hem maliyeyi hem de ülkenin genelini ilgilendiren bu olayla ilgili daha fazla gecikmeden detaylı bir açıklama yapmalı ve gerçek ne ise onu kamuoyuyla paylaşmalıdır.
Bilindiği üzere geçmişte nice gümrük müdürleri ile ilgili çeşitli spekülasyonlar çıkmış, hatta bazıları görevden alınmış ama bazılarının koruma altında oldukları için de kendilerine bedel ödetilmemiş, aksine müşavir yapılarak devletin ensesinden geçinmelerine olanak sağlanmıştır.
Ersin beyin beni çok iyi anladığından hiç kuşkum yok…

NOT: Bu yazıya son noktayı koyduğumuz an Gümrük Dairesi Müdürü Mustafa Çobanoğlu’dan basın açıklaması geldi. Bu açıklamaya göre de ilgili şirketin iddialarının doğru olmadığı ifade ediliyordu. Bu konuyu ileriki günlerde irdelemeye devam edeceğiz.

GÜNÜN FOTOĞRAFI



MESAJ KUTUSU


Sayın Sunat ATUN,
son bakanlar kurulunun Mağusa’da yapılması sizin Nevşehir ziyaretinizi iptal etmenize neden olmuş. Kattre Termal Otel’de 45 kişinin gözü de yollarda kalmış. Ne büyük talihsizlik değil mi?

Sayın İrsen KÜÇÜK,
dün hem sevgililer günüydü hem de sizin doğum gününüz. Ancak yoğun ziyaretler nedeniyle şampanyayı 24 Şubat akşamı patlatmayı düşünüyormuşsunuz. Kaşif’e de ikram edecek misiniz?

Sayın Necdet NUMAN,
24 Şubat tarihine kadar ekranlara çıkmama kararı alarak size istihdam kontenjanı verilmemesini bu şekilde protesto edecekmişsiniz. Bu arada Fuat Namsoy’a da selamı sabahı kesmişsiniz. Ne yani şimdi eski dostlar düşman mı oldu?

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Lefkoşa’daki ofisinizi İrsen Beyin kurultay seçimleri için kullanımına tahsis etmişsiniz. Bu arada sizin için yeni bir bakanlık üzerinde duruluyor, kurultay sonrası duyunca bayılacaksınız.

Sayın İrfan GÜNSEL,
her ne kadar Lefkoşa belediye başkanlığına adaylar arasında en fazla Hasan Sertoğlu’nun adı geçse de bugünkü toplantıda sizin adınız da öne sürülecek ve tartışılacak. Kulağınız telefonlarda olsun.

Sayın Halil ESENDAĞLI
, Lefkoşa ve Mesarya’da delegelerle yaptığınız gizli toplantılar gözden kaçmıyor. Bu arada bazılarını döndürdüğünüz de söyleniyor. Eğer doğruysa İrsen bey sizi kurultaydan sonra ihya edecek demektir.

Sayın Mustafa MOHAÇ, UBP kurultayının ikinci turdan sonra üçüncü tura da gitme fikrinizi sonuna kadar destekliyorum. Böylelikle sırf kurultay yüzünden yaklaşık bin kişi istihdam edilir ve ülkede işsizlik sorun kalmaz değil mi?

Sayın Ejder ASLANBABA, KKTC tarihinde ilk kez ihraç uyarısı mektubu alan vekil ünvanını kazanmışsınız.Biraz uyanıklık ve yalancılık yapıp ayda bir imzaya gitseniz başınıza bunlar gelmeyecekti. Ya da doktor raporu alabilir pek ala uyarıdan yırtabilirdiniz.

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI,
sosyal paylaşım sitelerinde bir grup seveniniz ‘gerçek başkanımız’ adı altında örgütlenmeye başladılar. Acaba bağımsız aday olarak sürpriz mi yapacaksınız diye düşünmeye başladık. Sizden bu sıralar her şey beklenir.

Sayın Yunus RAHMİOĞLU, sizin banka şubelerinde artık ekstre isteyenlerden 2 TL istenmeye başlamış. Bazı müşterilerden şikayet mektupları aldık, Allahın bir A 4 kağıdının bu kadar mı pahalı olduğunu soruyorlar…

Sayın Kadri FELLAHOĞLU
, Lefkoşa Surlariçi’nde bir grup sizin adınıza gönüllü olarak seçim ofisi açma kararı almışlar. İçlerinde çok sayıda UBP’lilerin de olduğu söyleniyor. Hadi yine iyisiniz dört ayak üstüne düştünüz.

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, hem Sağlık Bakanı olup hem de ağır bir grup vakasına yakalanmanız biraz tuhaf olmadı mı? Ortalıkta tehlikeli bir virüs var en fazla siyasileri vuruyormuş. Gecikmeden antivirüsü bulmakta yarar var.

Sayın Salih KONTİ, inşaat krallığından parfüm krallığına yumuşak iniş yapmışsınız. Kokuşan ülkede en iyisini yaptınız. Hayırlı işler bol müşteriler dileriz…

Sayın Zeliş SAMUR,
eşiniz sevgililer gününe özel size biraz küçük de olsa bir araba hediye etmiş. Millet eşine Range Rover hediye edip ada turu yapıyor, itiraz hakkınızı kullanabilirsiniz.

Sayın Zorlu TÖRE, İrsen beye destek vermek için bazı teklifler aldığınızı ama ser verip sır vermediğinizi öğrendik. Pazartesi akşamı günü daha etkili ve reddedilmez bir teklif daha alabilirsiniz. Birkaç gün heyecan yapın bakalım.

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, oğlunuzun diploma törenine katılmak için vize çalışmalarına başlamışsınız ama formları doldurmaktan resmen işkence çeker hale gelmişsiniz. Hele bir uçağa binin bütün yorgunluğunuzu anında unutursunuz.

Sayın Sümer AYGIN
, bu ayki maaşları sevgililer günü hatırına 15 gün önce ödemeniz belediye çalışanları arasında memnuniyet yarattı. Çok sayıda teşekkür mesajınız var.

Sayın Erdal ÖZCENK,
54’ncü doğum gününüzde hastane personelinin sürprizi karşısında duygusal anlar yaşamışsınız. Ne mutlu size ki bu kadar seveniniz var. Sağlıklı mutlu nice seneler dileriz…




Günün Fıkrası

Matemdeyiz

Adamın biri yeni evlenmiş O heyecanla her gece her gece o işi istemekte doğal olarak..
2-3 ay derken karısı nefes almanın yollarını aramaktayken bir arkadaşı imdadına yetişir..
Akşam olup da bizim şehvet düşkünü azgın ağzı kulaklarındadır..
Karısı ise için için gülmektedir...
İş yatağa gelince kadının geceliğini sıyıran adam kadının bacaklarının arasında siyah bir kurdelayla fiyonklanıp sarıldığını görür;
- ``Hayır ola bu da ne`` der...
Kadın;
- ``Bizim akrabalardan biri öldü adettendir İş yok Matemdeyiz`` der..
Adam her gece kontrol etmektedir...
Hep kurdele kurdela...
Bir gece yine kontrol sonrası, kadın tam mutluyken adam arkasında sakladığı bir demet çiçeği karısına uzatır pantolonunu indirir..
Bacaklarının arısında siyah bir kurdele vardır;
- ``Evet biliyorum canım matemdesiniz bizde taziye`ye geldik beş dakika girip çıkacağım``...