28 Temmuz seçimlerinin tek kaybeden partisi UBP büyük bir değişim sürecine girmeye hazırlanıyor.
Olması da gereken bu ama, bu süreç biraz beklediğinden de sancılı geçeceğe benziyor.
Özellikle şu 28 Temmuz seçimlerinde harcanan 4 milyon TL konusu…
Çok kişinin başını yakacağa benziyor!
Zira, görüştüğümüz bazı UBP’li kurmaylar bu paranın en azından yarısının seçimlerde kullanılmadığını ve birilerinin cebine gittiğini iddia ediyorlar.
Hatta daha da ileri gidip, ‘bazılarının isimleri belirlendi’ şeklinde konuşuyorlar.
Umarız bu listeyi, parti içi mesele diye kapayıp rafa kaldırmazlar ve seçim farelerini kamuoyuna deşifre ederler.

Bir örgüt başkanı ile yaptığımız yüz yüze görüşmede bize aynen şunu söyledi:
“Seçim öncesi beni bir ofise çağırdılar, 5 kişi masanın etrafında oturuyorlardı, masanın ortasında da bir tomar 200 TL’lik duruyordu. Mekanda başka UBP’li örgüt başkanları da vardı, bir çoğuna birer deste para verip kimlere dağıtılacağını söylediler, bana da bin 500 lira verip üç aileye dağıtmamı istediler. Bu para ne diye isyan ettim ama başka da para vermediler…”

Şimdi masa başında oturan 5 kişi kim diye merak etmişsinizdir.
Şimdilik size sadece şunu söyleyeyim, ikisi ünlü iş adamı, diğerleri parti kurmayları.
Gerekirse, yakında isimleri de açıkça buradan deşifre ederiz.
Sonuçta, UBP nasıl seçim kaybetti, paranın her zaman seçim kazanma gerekçesi olmadığı gözler önüne serildi…
Bundan ders alırlarsa ne ala!

Geçtiğimiz hafta UBP Genel Merkezi’nden üyelerin cep telefonlarına gönderilen SMS mesajında her bir üyeden 10 TL istendi.
İşte o an UBP’lilerin çileden çıktığı andı!
Seçimlerde hoyratça kullanılan ve hesabı verilemeyen paralardan sonra her bir UBP’liden 10 TL bağışta bulunmaları isteniyordu.
Bilmem kaç tane UBP’li partilerine 10’ar TL bağışta bulundu ama, bu sayının hayal kırıklığı derecesinde olduğu iddia ediliyor.
UBP’nin düştüğü, düşürüldüğü durumlara bir bakar mısınız…

İskele’nin ağır toplarından Nazım Çavuşoğlu da Çarşamba günü bölgede örgüt başkanlarını toplayarak üyelerden 30 TL yardım istemelerini önermiş.
Kıyametler de kopmuş!
Çavuşoğlu’na büyük tepki gösteren örgüt başkanlarından bazıları hatta küfür derecesinde ağır hakaretlerde bulunmuşlar.
Ve sonuçta, UBP için 30 TL verilmesini hiçbir örgüt başkanı kabul etmemiş.
Tam bir hüsran yani!


GÜNÜN FOTOGRAFI


MESAJ KUTUSU



Sayın Yüksel ÇELEBİ, kardeşinizin dil kursu vermek için kiraladığı evin bahçesini belediye çalışanlarına temizlettirdiniz ve bölge halkının büyük tepki aldınız. Bütün bunlar kara kaplıya yazılıyor bilesiniz.

Sayın Halil ORUN, belediyenin bilgisayarlarındaki bilgileri ele geçiren hackerler konusunda halen bir açıklama yapmadınız. Bize gelen bilgilere göre bazı ihale sonuçlarının buna neden olduğu iddia ediliyor bilesiniz.

Sayın Mustafa KIRALP, yerel seçimler için bazı CTP’li kurmayların sizi Oktay Kayalp’e karşı bağımsız aday olarak çıkarma hazırlıkları başlattığını öğrendik. Eğer kabul ederseniz CTP-BG çok karışacak demektir. Hayırlı olsun.

Sayın Kemal ÖZTÜRK,
DP’nin yıllarca hiç değişmeyen rütbesiz askerlerinden birisi olarak istifa mektubunu cebinizde taşıdığınız söyleniyor. Sizi bu kadar kızdıran şey ne oldu bir türlü anlayamadık gitti.

Sayın İrsen KÜÇÜK,
Ortaköy’de açtığınız ofiste yarım gün mesai yaptığınız ve özellikle de son günlerde ciddi ziyaretler olduğu gözleniyormuş. Bu arada ofisin kapısında damadınızın isim ve soy ismi olduğu da gözlerden kaçmıyor.

Sayın Hüseyin GÖKÇEKUŞ, YÖDAK başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Umarız görevleriniz arasında akademik hırsızlıklar da vardır. Eski başkan bu konuda biraz geri durunca hasır altı edildi gibi geldi bize.

Sayın Hüseyin ELİGÖN, Gümrük Dairesi’nin çok önemli bir çalışanı olarak oğlunuz için açtığınız gümrük komisyonculuğu için fazla mesai sarf ettiğiniz iddia ediliyor. Bu iddiaları takibe aldık haberiniz olsun.

Sayın Halil NADİRİ,
DAÜ’den sanırız bazı akademisyen arkadaşlarınız size fena bir şaka yapmışlar. Devletin üniversitesinde iyi bir yeriniz varken, özel bir üniversiteyi ben de olsam kabul etmem.

Sayın Teberrüken ULUÇAY, Mağusa ağıllar bölgesinde bir çok hayvancı arazi beklerken Tuzlalı bir vatandaş ile emekli bir askere arazi tahsis edilmesi çok hoş kaçmadı. Konuyu mercek altına almanız isteniyor.

Sayın Orsel NEŞE, müsteşarlık haberi yayıldıkça telefonlarınız susmaz olmuş. Siz yine de fazla havaya girmeyin de bunun sonunda hayal kırıklığı ihtimali de var.

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Ankara hükümetinden randevu alamamanın sıkıntısı içinde olduğunuz iddia ediliyor. Kutlama mesajı da gelmedi, işiniz hayli zor gözüküyor.

Sayın Ahmet GÜLLE, Mağusa Hastanesi’nde meydana gelen olaylar için soruşturma açmanız memnuniyet yarattı. Bu arada geçmiş hükümet döneminde başyatılan ancak sonuçlanmayan üç ölüm vakası var. Hatırlatmamızı ister misiniz?

Sayın Leman ASLIM, Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevinizden çok duygusal karelerle ayrıldığınız gözlemlendi. Bir de bardağın dolu tarafından bakarsak artık evde sulu yemek pişecek demektir. Hayırlısı olsun…

Sayın Zeren MUNGAN,
öğretmenler hazırlık ödeneklerinin bayram öncesinde ödenmesi için mesaj göndermeye başladılar. Çok bir para değil ama onlar için önemli. Biraz zorlayın bakalım hazineyi bir formül bulabilecek misiniz?

Sayın Ersan SANER, şu sıralar UBP’nin en sessiz vekili olarak gösteriliyorsunuz. Özellikle de bölgenizde suya sabuna dokunmayan vekile çıktı adınız. Ara sıra ses vermeniz ve kendinizi göstermeniz isteniyor.

Sayın Hüda AKSOY, UBP Genel Merkezi’nin ikinci katını işgal ettiğiniz ve çok ciddi projeler ürettiğiniz iddia ediliyor. Bu arada bir çok partili ikinci kata çıkmaya çekiniyormuş. İktidardayken peşinizden ayrılmıyorlardı değil mi? Kader utansın!

MF 927 plakalı aracın kadın sürücüsü. Bugün sabah 09.30’ta Başbakanlık kavşağında kırmızı ışık ihlali yaptınız ve az kalsın bir kazaya sebebiyet veriyordunuz. Hadi kendi canınızı düşünmediniz de başkasına kastınız neydi?





Günün Fıkrası

Üstünü ört

Adam, aldattığını düşündüğü karısını
sevgilisiyle yatakta basmaya
kararlıymış.
Evden çıkınca bindiği taksinin şoförüne olayı anlatmış.
Taksici şahit olmayı kabul etmiş ve bu ikili, adamın evine geri dönmüşler.
Tabii beklenen gibi adam karısını sevgilisiyle içeride basmış.
Yorganı kaldırınca karısıyla adamı çırılçıplak görmüş.
Koca sinirli, neredeyse adamı öldürecek, karısı “Dur!” demiş
“Niye?” diye sormuş adam.
Şimdi oturduğumuz evi kim aldı biliyor musun?
Çocukları Amerika’da kim okutuyor sanıyorsun?
Bodrum’daki yazlıkla yeni tripleks villayı kim yaptırıyor zannediyorsun?
Hepsini bu adam yapıyor.
Kocası bunları duyunca daha çok sinirlenmiş.
Beraber baskın yaptıkları, şahit olacak olan taksiciye sormuş:
“Ne yapayım ben bu adama ha sen söyle” demiş “Ne yapayım?”
Taksici çok sakin bir sesle:
“Üstünü ört, abi üşümesin.”