Milletvekili adayları belirlenirken UBP’de iç savaş çıkacağını isteyenler ya da tahmin ederler yanıldı…

Gayet demokratik bir seçimle aday belirlediler!

Hele de buna YSK’nın denetimi eklenince kusursuz bir ön seçim oldu…

Kan gövdeyi filan da götürmedi!

Kazananlar ve kaybedenler belirlendi…

Muhalifler diyor ki;

“UBP’de hiçbir şey değişmedi…”

Öncelikle belirtelim;

UBP 7 bin 600 üyeyi salona getirdiyse bu büyük bir başarıdır, KKTC’de bir ilk yaşanmıştır…

UBP’de bir şeyler değişti ya da değişmedi o da onların sorunudur!

Sonuçta son kararı halkın iradesi belirleyecek ve meclisin yeni yüzlerini seçmen belirleyecektir…

CTP’deki durum da aslında UBP’den çok farklı olmamıştır…

CTP’li bin 131 üye hür iradesi ile sandığa gitmiş ve yeni dönemdeki adaylarını belirlemiştir!

Yeni bir umut olan Tufan Erhürman’a yürekten destek olunursa ne ala…

Yok, sermaye CTP’nin içine girdi diye tutturanlar sadece partilerine zarar verirler!

Ayrıca geçmişte Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Talat aday olup da ülkenin önde gelen iş adamları kendisine maddi destek sağlarken buna ses çıkarmayanların Fikri Toros aday oldu diye çıngar çıkarması ne demokrasi ile bağdaşır ne de aşka bir şeyle!

Tamam Tufan hoca da belki çok ses getirecek adaylar bulamamıştır ama siyasetten gına geldiği bin dönemde bu bile başarı sayılmalıdır…

CTP eğer bir kez daha ülke yönetimine talip ise bu ancak genel başkana sahip çıkılmanın sonunda beraberinde gelecektir!

Aksi CTP’ye hep muhalefet sıraları yakıştırılır…

Bazıları diyor ki;

“Halkın Partisi bir balon olduğunu gösterdi!..”

Adayları hayal kırıklığı yaşatmış bir çoğunda!

HP’ye mühür vuracaklar artık tamamen karmaya yöneleceklermiş…

İyi de HP’den niçin bu kadar çok korktular ki!

Çünkü en çok HP’nin adayları ve seçim sonuçları merak ediliyordu, adaylar açıklandı ve sanki de korkanlar biraz rahatladı gibi…

Ne güzel işte, zaten öyle istemiyor muydunuz!

Yine de uyarmakta yarar var, Kudret hocaya ne kadar megaloman ya da tek adam zihniyetinde deseniz de tepki oyların bir çoğunluğu yine ona gidecek…

İyi aday ya da kötü aday meselesine gelince de bu da sadece onların sorunudur!

Ne ekeceklerse onu biçeceklerdir…

TDP için bu kez en iyi aday gösteren parti değerlendirmeleri yapılıyor…

Çünkü en fazla ses getiren adaylar bu partiden çıkacak!

Bu düşünceye biz de sonuna katılırız ama bir de şöyle bir gerçek var…

TDP hemen her seçimde en iyi partileri gösterir de işte bunlar bir türlü sandığa olumlu yansımaz!

TDP kurmayları geçmiş seçim sonuçlarını masaya yatırıp mercek altına almışlarsa ne ala…

Eğer almadılarsa baraj sorunu yaşanmaz ama işte Meclis’te olup da iktidarda olamamak kadar daha sıkıntılı bir şey de olamaz!

TKP-Yeni Güçler’in durumu çok daha farklı…

Burada soru seçim ittifakı yapılan BKP ne getirir, ne götürür?

Marjinal bir kulvarda bulunan partiye Kıbrıs Türk halkı ne kadar sahip çıkar?

Onun için de be seçimlerde TKP’nin de beklentisi tepki oyları olacaktır…

Seçimde iyi çalışıp kendilerini anlatabilirlerse barajı yıkıp geçerler, aksi zaten belli!

Artık gözler 25 senelik parti olan ve genelde anahtar konumunda bulunan DP’dedir…

Serdar Denktaş biraz da diğer partilerin adaylarını görmek için biraz yavaş hareket etmiştir ama bugünden itibaren hızlanacağı da aşikardır!

Kemikleşmiş oylar barajın geçilmesini sağlayacaktır ama bu da sadece 2-3 vekil demektir…

Onun için ülke genelinde bomba adaylar DP’nin geleceğini de belirleyecektir…

Ya da kan kaybetmeye devam eden bir parti görüntüsü devam edecektir!

Yeniden Doğuş Partisi…

Çok ciddi bir aday belirleme süreci yaşıyorlar!

Her ne kadar ‘vatanım Kıbrıs’ sloganını ön planda tutsalar da kuruluşlarının asıl amacı geçmişe göre çok daha fazla TC kökenli vekil ve bürokrattır…

Bunu kınayan var destekleyen var!

Hatta bu partiden aday olduğu için orijinal Kıbrıslı adaylara bele acımasızca eleştiriler yapılıyor…

Ve tabi ki iradeye saygısızlık!

Sonuçta tüm partiler için geçerli olan budur…

Öyle ya da böyle, beğensek de beğenmesek de, seçime girmek cesaret ister, özveri ister, çalışmak ister!

Onu bunu eleştireceğimize şimdi sadece 7 Ocak tarihine odaklanalım…

Halkın iradesinden daha üstün ne olabilir ki?

Sadece merak işte?

Cep herkülü kimin umurunda?

Oysa dünya kaldırırken hepimizin gururu olmuştu Naim Süleymanoğlu…

Öldü gitti ama…

KKTC’den ses çıkmadı işte!

Dün gömüldü bir tek devlet yetkilisi törenlere katılmadı…

Onu da geçin, ölümünden sonra bir taziye mesajı yayınlamak da bu kadar çok zordu yani?

Ayıp ettik doğrusu!

Vergi yüzsüzleri nerede?

Tahir Topal bu kez de kişilerde vergi rekortmeni oldu ve öyle güzel bir açıklama yaptı ki;

“Devlet vergi istemez, devlete vergi verilir…”

Hani birkaç kelime birkaç kitaplık düşünceyi anlatır ya öyle bir açıklama bu!

Tamam vergi rekortmenlerini gönülden kutluyor ve alkışlıyoruz da…

Ya vergi vermeyen yüzsüzleri?

Hani şu bolluk içinde yüzdüğü her halinden belli olup da vergi vermeye gelince cimri olanları niye deşifre etmiyoruz ki?

Kıb-Tek ne olacak?

Geçmişte hep zarar eden bir kurumdu…

Devleti yiyip kemiriyordu!

Ama belli ki orada da güzel şeyler oldu ve vergi vermeye başladı…

Hatta kurumlarda üçüncü sıraya yerleşti!

Eskiden kamburdu şimdi değil…

Peki ya bundan sonra!

Şu özelleştirme meseleleri filan?

Kar etmeye başlayan bir kurum niye özelleştirilsin ki?

İnsanın şerefinin sorgulanması kimin haddine?

Bazı vekillerin ser çıkışları…

Siyasi düşüncelerini parmaklarının ardına saklanmadan seslendirmeleri!

Ve ardından başkalarının onlara şerefsizlik basmaları…

Bu hatalı yaparken bir değil bin kere düşünmek gerek!

Bu ülkede kimin şerefli kimin şerefsiz olduğunu belirleme hakkı kimseye verilmemiştir…

Şeref manavda satılan bir şey de değildir ayrıca!

MESAJ KUTUSU

Sayın Kudret ÖZERSAY, doğrusu sizin adaylar toplumun beklentisini tam karşılamadığı için epey hayal kırıklığı yaşandı ama yine de diğer siyasilerde bir korku var ki bu kadar çok eleştiriliyorsunuz. Ayrıca artık anahtar parti konumuna kesinlikle siz oturacaksınız, iktidar olur ya da olmaz ona da siz karar vereceksiniz!

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, UBP’de son yılların en demokratik aday belirleme yöntemine imzanızı attınız. Ama büyük sınav 7 Ocak’ta verilecek ve adaylar arasındaki zıtlaşmanın önünü kesebilirseniz başarı şansınız daha fazla olacaktır…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, genel başkan olduktan sonra partinizin çıkışta olduğunu partili partisiz herkes kabul ediyor ama bazı partililer ve eski siyasiler bazı şeyleri hala hazmedemedi! Sinekler küçüktür ama mide bulandırır aman dikkat!

Sayın Serdar DENKTAŞ, aday belirleme işlemini sona bırakmak belki avantajlı bir durum olabilir ama sona kalanı dona kalması gibi de bir gerçek var ortada! Her bölgeden birer yıldız bulmak artık şart hale geldi, bunu başarabilirseniz ne ala size…

Sayın Kemal DÜRÜST, her şeye ve her engellemeye karşı bölgenizden ikinci sırada adaylığı kazanmanız aslında çok büyük bir başarıdır. Genel seçimlerde mesajı alıp ona göre strateji belirlemek kaçınılmaz oldu değil mi?

Sayın Hasan TAÇOY, UBP’den ayrılıp sonra dönen bir aday için sıralamadaki yeriniz bazıları tarafından büyük sürpriz olarak değerlendirildi. Yine de sağlam basmakta ara var zira Lefkoşa’da çok ciddi bir yarış oyacağa benziyor…

Sayın Hasan TOSUNOĞLU, DP’den milletvekili adayı olduğunuz kesinleştikten sonra iş ve spor dünyasından destek mesajları almaya başladığınıza göre artık moral motivasyon açısından enerji hat safhada değil mi? Partinizin en güçlü adayları arasında gösteriliyorsunuz…

Sayın Hasan TOPAL, hem hekim hem de Mesarya’nın sevilen bir siması olmanız dolayısıyla belki de kazanması en güçlü adaylar arasındasınız. Karmam oylar en büyük şansınız olacak, şimdiden hayırlı olsun diyoruz…

Sayın Ali KARAVEZİRLER, Lefkoşa’da CTP içinde en güçlü adaylar arasında gösteriliyorsunuz. Sizin de karma oylarda patlama yapacağınız ve rakiplerinizin bir adım önünde seçimlere başlayacağınız konuşuluyor…

Sayın Ersin GÖRSAY, DP’den aday olacağınıza artık kesin gözüyle bakılıyor. Ayrıca aday olmama gibi bir lüksünüzün de olmadığı ve çizmeleri girme zamanının geldiği işaret ediliyor. Şu sıralar partinizin size en çok ihtiyacı olan bir denemden geçiyorsunuz…

Sayın Hamit BAKIRCI, İskele’de aday olacağınıza kesin gözüyle bakılıyordu ama sizde kadın kotasına yenik düşerek adaylık şansınızı kaybettiniz. Zaten çok da siyaseti benimsememiştiniz değil mi? Bu arada hekimlikten daha güzel bir meslek mi var?

Sayın Dursun OĞUZ, parti genel sekreteri olarak sade parti çalışması yapıp kendiniz için çalışmadığınız halde yukarılardan aday olmanız aslında büyük bir başarı örneğidir. Asıl büyük ve zorlu görev bundan sonra başlıyor haberiniz olsun…

Sayın Anıl KAYA, bu kez Mağusa değil de Girne’den aday olduğunuza göre artık sizin için hanım köylü demeye başlamışlar. Umarız bu size ve aileye uğur getirir ve 7 Ocak akşamı ipi göğüslemeyi başarırsınız…

Sayın Mustafa YEŞİL, aile ve yakın dostlardan baskılar büyük olunca milletvekili adaylığından vazgeçtiğiniz bir dahaki seçimler için yatırım yapacağınız konuşuluyor. Siyasette zemin ve zaman kadar değerli başka hiçbir şey olamaz…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, bazı partileriniz soruyor aday belirleme seçimlerinde komite başkanı olarak nasıl oldu da 24 saat boyunca gözünüzü bile kırpmadınız. Bu arada kesin bir 24 saat yataktan çıkmazsınız değil mi?

Sayın Aydın SOYER, UBP içinde en sürpriz yapan adaylar arasında gösteriliyorsunuz. Bu arada Şerif hanım da bütün gücünü ortaya koyarak büyük bir başarıya imza attınız. Artık 7 Ocak’ta siz de kurtlar sofrasındasınız, şimdiden kolay gelsin…