Elimde bir broşür var dört sayfalık…
Birinci sayfasında başlık şöyle;
“Ücretsiz Sağlık Anayasal haktır”
Fotoğraf ise daha dikkat çekici…
Zeminde paralar, onun üstünde de doktorların vazgeçilmez muayene aracı, steteskop…
İkinci sayfada ise şöyle yazıyor;
“Değerli halkımız,
UBP Hükümeti, geçtiğimiz günlerde başlattığı yasa dışı uygulama ile sağlık sistemi ve sağlık hizmetlerini de her konuyu olduğu gibi karmaşaya sokmuştur…
Sağlık Bakanlığı’nın aldığı, fakat yetkisi hangi yasadan kaynaklandığı belli olmayan bir kararla ‘sağlık fonunu destekleme’ adı altında, fona yatırım yapan sigortalı ve memurlardan dahi, hangi işlem için ne kadar ücret alınacağını tarife ile belirleyerek ilan etmiş ve hastaneye gelenlerden zorla ücret istemeye başlamıştır…”
Broşürdeki şu kısım ise okuyanların gözüne girsin diye kırmızı harflerle yazılmış;
“Sigorta primi kesilen işçiler ve fona ödeme yapan memur ve emeklilerin karşı çıkışı sonrası çelişkili açıklamalar yapan Başbakan ile Bakanı’nın durumu ve daha önemlisi halkımızın içine düşürüldüğü durum, UBP hükümetinin acizliğinden başka bir şey değildir…”
Şu açıklama ise yine kırmızı harflerle ama çok daha büyük olarak yer almış:
“Unutulmamalıdır ki, devletin ücretsiz sağlık hizmeti vermesi Anayasal bir zorunluluktur. Yargıdan geri döneceğini bile bile hükümetin yurttaşlarımızdan zorla para tahsil etmesi, en hafif tanımıyla zorbalıktır…”
Ve UBP’nin 2012 yılında uygulamaya başlattığı hastane bakım ücretleri de şöyle:
 
Hizmet adı                Alınacak ücret

Echo                            40 TL
Efor                             40 TL
Ekg                              40 TL
Emg                             60 TL
Enjeksiyon                    2 TL
Ercp                           400 TL
Gastroskopi                130 TL
Her türlü poliklinik hizmetleri    5 TL
Holter                40 TL
Kolonoskopi                150 TL
Her türlü laboratuar teknikleri    10 TL
Odiyometre                40 TL
Pace maker (devamlı)        175 TL
Pace maker (geçici)            135 TL
Pansuman                                3 TL
Her türlü röntgen hizmeti        5 TL
Rss                                       130 TL
Şeker yükleme                       10 TL           
Yukarıdaki liste UBP’nin hükümet olduğu dönemde uygulanmaya başlamış doğrudur.
Ama şimdi UBP gitmiş yerine CTP-BG/DP-UG gelmiştir…
Ve aynı liste tüm hastanelerde geçerlidir…
Yani bu da demektir ki;
CTP-BG muhalefette iken paralı sağlığı getirenleri ‘zorba’ diye nitelendirmiş ve kendileri de şimdi iktidar olunca zorbalığa devam etmektedirler…
Hadi bakalım artık çıraklık döneminiz bitmiştir!
İnsanların Anayasal hakkı olan ücretsiz sağlık sistemini getirin de bir görelim…
Ya da ‘pardon’ deyip yola devam!
 
 

 


 
 “Dayak atan sendikacı!”
 
“Merhaba
O dayak atan ve sendikanın önemli bir yerinde görevli olan adam var ya...
Bilmenizi isterim ki hiç kuşkunuz olmasın o olay kesinlikle doğrudur. O kadını yıllardır dövüyor.
Çocuğu da olayı biliyor. Polis çocuğu sıkıştırırsa anlatır her şeyi
Bizde biliyoruz. Çok sessiz bir kadındır karısı. Hanımefendi. Yıllardır o adamdan dayak yiyor
Nerden mi biliyorum. Biliyorum çünkü ailesini tanıyoruz.
On senedir o kadını yedi bitirdi bu adam...
Kadının neden sessiz kaldığına anlam veremedik
 Bilginize... Aramızda kalsın ;) Yani olayın üzerine giderseniz bir sonuca varırsınız demek istedim...
Çok üzüldüm karısı için ...
 Teşekkür ederim…”
 
(C.A.)
 
 
Gece 24’den sonra ses yasağı yok muydu?
 
KKTC yasalarına göre ister yaz olsun ister kış sezonu gece yarısı 24.00’den sonra tüm eğlence yerlerinde hoparlörden müzik yayını yasaktır.
Buna en fazla restoran ve bar işletmeleri karşı çıksa da yasa sonuçta yasadır ve uymayanlara ciddi para cezaları kesilir.
Lefkoşa’da Göçmenköy’de oturan bir vatandaş aradı, fena halde de taradı!
Hani dün akşam Lefkoşa’da Şebnem Ferah fırtınası vardı ya!
Gece 02.00’ye kadar yüksek sesle müzik yayını yapılınca dayanamayıp polisi aramış.
Polis ne yaptı bilemeyiz ama vatandaş Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı’ya soruyor;
Camları titreten müzik yayınları karşısında niye bu kadar suskunsunuz diye…
Bizden iletmesi!
 
 
 
 
Erkekler ordusu!
 
“Belediye seçimlerinde haberleri kim yazıyor, kamuoyu ile paylaşılacak fotoğrafları kim çekiyor bilmiyorum. Yine de söyleyecek 2-3 kelamım var.
1-Askeri kışlayı andıran erkekler ordusu gibi belediye başkanı aday listesi oluşturduktan sonra en azından stratejik olarak bunu toplumun gözüne sokmazsın, insanlar orduyu bilir ama görsel olarak o iğrenç manzara ile yüzleşmez. Kısacası en azından görüntüyü kurtarmak gerekmez mi? "Güçlü kadın" ilkesi ile yola çıkıp, kadının var olmadığı bir süreç yaşayacağız, desene!
2- Partinin kendi sitesine koyduğu haberlerin başlığı bile "kadın aday" şeklinde aktarılıyor. Bu ayrımcı bir dildir. Niye erkek adayların haberlerinde aynı ibareler yok? Yoksa belediye başkan adaylığı, doğası gereği "erkek işi" midir?
Neyse bu noktada sorunlu tek parti CTP değildir. Görüntü gereği kendini ifşa ettiği için, onun aracılığıyla tüm erkek ordusu partilere isyan ediyorum…
 
(ASLI MURAT)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ahmet GÜLLE, bir hasta yakını şikayette bulundu,  devlet hastanelerinde gaz sorunu olanlarda kullanılan ‘recdal tüp’ bulunmuyormuş Biraz araştırdık fiyatı yaklaşık 19 TL kadar. Bari ülkeye getirtin de vatandaş parası ile satın almaya da razı…
Sayın İsmet AKİM, akıllı sayaç ihalesinde ciddi bir manevra yapıp adrese teslim ihalenin önüne geçtiniz. İhale şartnamesi değişince uyanık bazı şirketler de çekilmeye başlamış. Hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz…
Sayın Tufan ERHÜRMAN, yeni Anayasa değişikliğinde memurlara ikinci iş yasakken vekillere serbest hale getirilmesi biraz acayip kaçmadı mı? Özellikle doktor vekillere bu konuda büyük tepki var bilesiniz…
Sayın Tekin KÖSE, mesajınızı aldım teşekkür ederim. Elinizde aynı konuda belge ve bilgi varsa lütfen bizimle paylaşın biz de kamuoyuna servis edelim. Bu konuda özellikle rica ediyorum…
Sayın Hüseyin ÖZTOPRAK, Lefke’de hayli güçlü durumdasınız ve yılların başkanını da epey zorlayacağınız görülüyor ama seçim ziyaretlerinde fotoğraf çektirirken bari elinizde sigara görülmesin, hiç hoş durmuyor.
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, seçim gezilerinde yanınıza UBP’li vekil görmek istememeniz partililerin epey tepkisini topluyor. UBP merkezinde seçim brifingi alıp yanınıza vekil almamak biraz çelişmiyor mu?
Sayın Türkay TOKEL, LAÜ’de CTP’li Salih Çakmak’ın evinin 5 yıllığına 2 bin sterlinden kiralanması parti içinde büyük huzursuzluk yarattı diyorlar. Cevizcinin çuvalından oynamak böyle bir şey olsa gerek değil mi?
Sayın İrfan GÜNSEL, YDÜ’den bir çalışanınız aradı Büyük Kütüphane’nin önündeki bayrakların görüntüsü içler acısıymış. Hele de KKTC barağının yırtık olduğunu görünce kriz geçirenlerin olduğu iddia ediliyor, bizden uyarması…
Sayın Serdar DENKTAŞ, üç katlı yeni parti genel merkeziniz genelde beğenildi. Ancak partili gençler bilardo oynayacakları salonun unutulduğundan sitem ediyorlar. Değerlendirmekte yarar var değil mi?
Sayın Ertan BİRİNCİ, medya kuruluşunuzun 17’nci kuruluş yıl dönümünü kutlarız. Yine Türkiye’den önemli isimleri getiriyorsunuz umarız yerli sanatçıları da göz ardı etmezsiniz de muhteşem bir kutlama olur…
Sayın Harun DENİZKAN, hanım işe başlayınca evde çocuk bakımı size kalmış diyorlar. Ya hazır bezler olmasaydı ne yapardınız acaba? Her koşulda şükretmekte yarar var değil mi?
Sayın Tekin SÖYLEMEZ, Pazar sabahı Lefkoşa’da bir simitçide hem ailecek güzel bir kahvaltı yapmış hem de simit almaya gelenlerden oy istemişsiniz. Hiçbir fırsatı kaçırmıyorsunuz desenize…
Sayın Hasan KAHVECİOĞLU, Medya Etik Kurulu’ndan niçin istifa ettiğiniz yönünde açıklama yapmanız bekleniyor. Özellikle basın mensupları kulislerde konuşulanları değil de ilk ağızdan duymak istiyorlarmış.
 

 
 
Günün Fıkrası
 
Çiftlik


Jack ve arkadaşı Bob, kayak yapmaya kuzeye gitmişler. Birkaç saat yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına yakalanmışlar.
Yakındaki bir çiftlik evine arabalarını çekmişler ve evin çekici hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.
- “Dul bir kadınım ben” diye açıklamış hanım, 
- “Eğer evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yaparlar.”
- “Endişelenmeyin” demiş Jack, “Ahırda da rahat edebiliriz.”
Bir sene sonra Jack, dulun avukatından bir mektup almış. Arkadaşı Bob’u çağırarak sormuş:
- “Bob, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun ?”
- “Evet, hatırlıyorum.”
- “O gece geç vakit eve gidip, o kadınla yattın mı ?”
- “Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım.”
- “Ona kendi adın yerine benimkini verdin mi peki ?”
Bob yüzü kızararak cevap verir:
- “Evet, korkarım öyle yaptım.”
- “Eh, sana çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de bana bırakmış.”

GÜNÜN FOTOĞRAFI: