Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz Kürt milliyetçiliğine de karşıyız, Türk milliyetçiliğine de karşıyız, diğer milliyetçiliklerin hepsine karşıyız. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında bütünleşelim diyoruz'' dedi.

Erdoğan, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'a hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''Hedefler dahilinde çatışmasızlık takviminden zaman zaman söz ediliyor ve bir takım tarihler telaffuz ediliyor. Telaffuz edilen tarihlerin ne derece gerçeklik payı var? Bu sürece ilişkin örgütün demokratik özerklik yerine güçlendirilmiş yerel yönetimlere ilişkin bir talebinin olduğu iddiası var. Bu konuda gerçeklik payı var mı?'' soruları üzerine Erdoğan, güçlendirilmiş yerel yönetimler ifadesini geçmişte yerel yöneticilik yapmış biri olarak doğru bulmadığını söyledi.

Erdoğan, şu anda Türkiye'deki yerel yönetimlerin hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Mali noktada hiç bir dönemde görmedikleri imkanı görüyorlar. Fakat bunların tabii yakaladıkları imkanı... Maalesef işte bu KCK operasyonlarında gördüğümüz olay budur aslında. Bunu farklı yere kanalize etmek isteyenler var. Belediye ile yakından uzaktan ilgisi alakası olmayan tipler şu anda bu siyasi uzantının elindeki belediyelerle maalesef belediyeyi perde gerisinden adeta yönetmektedir. Kimsenin de kalkıp 'Sen nasıl burayı yönetiyorsun' deme hakkı yoktur. Mali imkanların harcanmasında belli sıkıntılar var. Bunu nerede görüyoruz. Bunu da o illerdeki, o ilçelerdeki, o beldelerdeki yatırımlarda görüyoruz. Yatırım yok. Ne altyapıda, ne üstyapıda bir şey göremiyorsunuz. Nereye gidiyor bu para? İmkanlar nerede? Bizim gönderilen paranın o şekilde eserini görmemiz lazım. Trilyonlarca lira bir şehre girer de o para eser olarak kendini göstermezse, tabii ki devletin üst kurumları bunu denetleyecektir. Bunu denetleme, bunları rahatsız ediyor. Arzusu ne bunların? 'Bizi kimse denetlemesin. Biz bu paraları istediğimiz gibi rahat bir şekilde harcayalım. Yargı yolu bu noktada kapalı olsun. Kimse de bizi yargılamasın.' Böyle bir şeyin olması mümkün değil. Burası bir defa hukuk devletidir. Devletin tüm anayasal kurumları görevini yapacaktır. Kaldı ki yerel yönetimlerin de böyle bir özelliği vardır. Bu yerel yönetimler de buradaki hukuka saygılı davranacaktır, uymadığı takdirde de bedelini ödeyecektir.''

Görevi kendilerine veren halkın ''Benim kuruşum yerli yerinde harcanmalıdır. Eğer benim kuruşum yerli yerinde harcanmazsa, o zaman ben de sandıkta hesabını sana sorarım'' dediğini aktaran Erdoğan, ''Biz de görevi yerine getireceğiz ki halkımıza alnımız ak olarak bu hesabı verelim'' dedi.

“ONLAR BU İŞİN SPEKÜLASYONUNU YAPMAKTADIRLAR”

Erdoğan, Türkiye'de bir sessiz devrim gerçekleşiyorsa, demokratik alanlarda devrim gerçekleşiyorsa, geri gidiş değil, zor şartlara rağmen ileri gidiş devam ediyorsa, bunun sebebinin, ''yolsuzlukların hortumunun kesilmesi'' olduğunu kaydetti.

Kamu yönetimindeki tasarrufun bunu sağladığına işaret eden Erdoğan, ''Oralarda da bu tasarruflar olmuş olsa, bütün imkanlar yerli yerinde harcanmış olsa, o zaman bölgenin girişimcileri rahat rahat gidecek orada yatırımlarını yapacak, halkımız daha huzurlu olacak, çok daha farklı bir şehirde, ilçede, beldede yaşayacaklar. Şu anda bu anlayış onlara bu imkanı vermiyor. Onun için güçlü yerel yönetim anlayışı bir defa ülkemizde vardır. Onlar bu işin spekülasyonunu yapmaktadırlar'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, ''demokratik özerklik'' konusuna da değinerek şöyle devam etti:

''Bunu söyleyenler, bu ifadeleri kullananlar, bugün yaşadıkları şartları yaşıyorlar mı? Her zaman söylüyorum. Partimin kurulma çalışmalarını yaptığımda, özellikle bölgeyi dolaştığım zaman ve bölgedeki tüm Kürt kardeşlerimin bizden hep istediği şuydu. 'Şu olağanüstü hali kaldırın. Biz sizden başka bir şey istemiyoruz.' Biz daha iktidarımızın ilk ayında olağanüstü hali kaldırdık. Olağanüstü hali kaldırmakla kalmadık. Şu anda güneydoğu ve doğuya yapmış olduğumuz yatırımların toplam bedeli 36 katrilyonu bulmuştur. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey söz konusu değil. 36 katrilyon... Altyapı, üstyapı her şey... Bunun içinde eğitim, sağlık, adalet, ulaşım, enerji var. Köyler yol, su, bunlardan mahrumdu, sağlık hizmetlerinden tamamen mahrumdu. Şimdi Hakkari'nin merkezine 150 yataklı modern bir hastane kuruyorsun, Yüksekova'ya 150 yataklı modern bir hastane kuruyorsun, bunun kıymetini bilen anlayış yok. Şu anda Yüksekova'da biz havaalanı yapıyoruz. Havaalanını yapan müteahhit firmayı tehdit ediyor, bütün oradaki inşaat makinelerini yakıyorlar. Kim onlar? Benim Kürt kardeşimin temsilcisi olduğunu iddia eden teröristler. Belgelerle, vesikalarla, her şeyiyle bunları ortaya koyuyoruz. Yol yapacaklar, yol yaptırmazlar. Barajlar yapılıyor. Bu barajlar onlara karşı yapılıyormuş. Baraj ne için yapılır? Elektrik üretmek, içme suyu, kullanma suyu için yapılır. Yoksa bu sular akıp gider. Biz Allah'ın verdiği bu nimeti niye en iyi şekilde kullanmayalım? Yıllarca bu ülkede 'Su akar, Türk bakar' denildi. Artık 'Su akar Türk yapar' diyoruz.''

“İNKAR POLİTİKALARI AYAKLARIMIZIN ALTINDADIR”

Başbakan Erdoğan, etnik milliyetçiliğe karşı olduklarını da vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Şu anda inkar politikaları ayaklarımızın altındadır. Asimilasyon politikaları ayaklarımızın altındadır. Kimse, benim Kürt kardeşimin varlığını inkar edemez. Her zaman şunu söylüyorum. Türkiye'de artık Kürt sorunu yoktur. Türkiye'de terör sorunu vardır. Biz burada etnik milliyetçiliklerin hepsine karşı olduğumuzu da söyledik. Biz Kürt milliyetçiliğine de karşıyız, Türk milliyetçiliğine de karşıyız, diğer milliyetçiliklerin hepsine karşıyız. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında bütünleşelim diyoruz. Bunda bütünleştikten sonra zaten herhangi bir sıkıntı kalmaz.''

Dünyanın hiçbir yerinde terörle mücadelede takvim ortaya konmayacağını belirten Erdoğan, ''Kaldı ki biz kimseyle anlaşma masasına da oturmuyoruz. Bizim illegal bir örgütle anlaşma masasına oturmak gibi bir derdimiz asla olamaz'' dedi.
Editör: TE Bilisim