Kurultay istihdamları konusunda hem kendimin hem de okuyucunun sinirlerini daha fazla bozmamam için bu konularda yazmama kararı almıştım ama insanız işte.
Gelen telefonlar ve ihbarlarda yapılan akla hayale sığmayan icraatlar kendi kendimize verdiğimiz sözü tutamamamıza neden oluyor.
Örneğin, Şerif hanım bir kanala çıkıp 55 yaşındaki bir bayanın devlete istihdam edilmesinin gayet doğal olduğunu söylediğinde neredeyse küçük dilimi yutuyordum.
Bakanlık gibi çok önemli bir mevkide olan birisinin bu şekilde bir açıklaması, ama istihdamın niçin yapıldığına açıklık getirmemesi, bu ülke halkını aptal yerine koymak, dalga geçmek, yapılan tüm eleştirileri kulak ardı etmekten başka bir şey değildir.

Sevgili okurlar, 55 yaşına gelmiş birisinin devlette istihdam edilmesi geçen haftanın gündemini oluşturmuştu…
Şimdi sıkı durun;
Meğerse bundan yaklaşık 20 gün önce de 57 yaşında bize göre ablamız, daha küçüklerimize göre bir teyzemiz devlet memuru yapılmış.
Akdeniz köyünden olan bu hanfendi de bir örgüt başkanın eşiymiş ve ilk maaşını ay başında devletten çekmiş bile.
24 Şubat kurultay tarihine kadar, 60 ve daha üzerinde yapılan istihdam haberleri duyarsanız, sakın şaşırmayın olur mu?

Hem bir kez daha genel başkan, hem de başbakan olmak için varını yoğunu, ama kendinin değil devletin kaynaklarını kullanan İrsen bey istihdamlar konusunda şimdiye kadar tek bir açıklama yaptı.
Onda da bu istihdamların ülke gençlerini düşünmek zorunda olduklarını, ayrıca istihdamlarda kimin nesi olduklarına bakmadıklarını ifade etti.
Elbette bu açıklamaya İrsen bey kendisi de dahil kimse inanmadı ama, bu ülkenin en üst makamında oturan bir kişinin de insanların gözünün içine baka baka çok özür dileyerek söylüyorum ‘yalan’ söylemesi, bu ülke vatandaşı olan herkesin yüreğini sızlatmaktadır.

Sevgili okurlar,
Kurultay uğruna yapılan yasa dışı istihdamlar, partili partisiz hemen herkesi isyan ettirirken, şimdi de istihdam dilen çok özel partililerin yakınları için yeni projeler üretilmektedir.
Bu çok özel kişiler, başta bakanlar olmak üzere, bazı vekiller, ilçe başkanları ve örgüt başkanlarıdır.
Bu sözde çok özel kişilerin istihdam edilen yakınlarının işlerinin garanti altına alınması için ‘torba kadro’ adı altında bir tezgah devreye sokulmak istenmekte, böylelikle yapılan istihdamların en az yarısının kadrolanması ve işten çıkarılmamaları planlanmaktadır.
Yani, hükümetin çok yakında bunları kadrolamak için, bu çirkin tezgahı gündeme geçireceği ve yapılacak kura ile çok torpillilere kıyak geçileceği iddia edilmekte, bu da yıllardan beridir devlette çalıştığı halde kadrolanamayan bir çok çalışanı huzursuz etmektedir.

Torba kadro başta Türkiye olmak üzere, dünyanın çeşitli ülkelerinde de olan ama beli yasalar çerçevesinde yapılan bir uygulamadır.
Ama bizde ellerini torbaya atacaklar, bakanların çocuk ve çok yakınlarını kadrolayacaklardır.
Göreceksiniz ki, yine çok özel kişilerin yakınları devlette kadrolanırken, yıllarca kadro bekleyen binlerce insanımız bundan yararlandırılmayacak, istihdamlarda yaşanan haksızlıklar, kadrolarken de devam edecektir.
Bu da demektir ki, artık bu hükümetten bundan böyle yasal bir icraat beklemek imkansız hale gelmiştir.
İrsen bey ne yazık ki, şu an oturduğu koltuğu hiç bırakmayacakmış gibi, üst üste yanlış icraatlar yapmakta, yapmaya devam etmekte ve bunu yaparken de sadece parti insanını değil, ülke insanının büyük bir bölümünü insan yerine koymamaktadır.
Bunun bedenli elbette ki bir gün ödeyecektir, ama belki de çok geç olacak, ülke genelinde açılan tahribatların onarımı hiç de kolay olmayacaktır.

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU


Sayın İrsen KÜÇÜK,
dün Kumyalı’da eskiden Eroğlu’nu omuzlarında taşıyan bir işadamı ve bazı partililerle kurultay operasyonu yaptığınız görülmüş. Koltuktan düştüğünüz an, o iş adamları size selam bile vermeyecektir, sanırız bunu siz de biliyorsunuz değil mi?

Sayın Ahmet KAŞİF,
hafta sonunu sizin de Karpaz’da geçirdiğiniz ve delegeleri bire bir takip ettiğiniz, yok kazasına uğramamak için yoğun saatler geçirdiğinizi öğrendik. İşiniz epey zor ama imkansız değil.

Sayın Ramazan GÜNDOĞDU, geçen gün yaptığınız açıklamadan sonra denizcilik işletmelerden kazandığınız paranın yüzde 30’unu devlete ne zamandır vermiyorsunuz. Sonra Yücel Atakara’ın bir yakınından istediğiniz kirayı abartınca neler oldu?

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bize gelen bazı imzasız mektuplara göre bakanlıkta daha her şey durulmamış. Bel altı bir çok iddialar yapılıyor, Bunların önüne geçemezsiniz ileride epey başınız ağrıyabilir.

Sayın Oktay KAYALP, belediyeye yeni bir düzenleme getirip bundan böyle tüm odalarda ses ve kamera düzeni olması çalışanı epey huzursuz etmiş. Yakında bu konuda grev dahil her türlü eylemin olabileceği söyleniyor, bizden uyarması.

Sayın Hasan BOZER, bir vekilinize öyle bir mektup göndermişsiniz ki zarfı açınca neredeyse dudağı uçuklayacakmış. Bu arada bu vekil çok yakında konuşmaya başlayacağını ve önemli ifşaatlarda bulunacağını söylüyor bilesiniz.

Sayın Şerife ÜNVERDİ, hadi 55 yaş istihdam için çok geç değil, peki Akdeniz köyünde 57 yaşındaki bir hanımın istihdam edilmesi için de bir yorumda bulunacak mısınız? Bu arada artık ben de devlette istihdam edilmeyi istiyorum ve daha 50 olmadım bilesiniz.

Sayın Ümit BAHŞİ
, önceki gün Güzelyurt Oteli’nde Başbakan Küçük ile 15 dakika çok özel bir toplantı yaptığınızı öğrendik. Bazı bakanlara ağır suçlamalar getirdiği iddia ediliyor doğru mu?

Sayın Meral EROĞLU, Kemal Dürüst’ün eşi ile birlikte bölgede çalmadık delege kapısı bırakmamışsınız. Özellikle de yakınları istihdam edilen delegelere ayrı bir özen gösterdiğiniz söyleniyor. İş başa düştü değil mi?

Sayın Ahmet ÇALUDA, siz de bölgede Şerife hanımla epey delege ziyareti yapmış ve bir evden kavgalı ayrılmışsınız. Yanlış istihdamlar konusu daha uzun süre başınızı ağrıtacak gibi görülüyor.

Sayın Hasan SERTOĞLU, UBP içinde hem Derviş beyin hem de İrsen beyin ortak adayı olarak şansı en fazla UBP aday adaylarındansınız. Hoş Mustafa beyin adaylığı biraz kafanızı karıştırdı ama, artık dönüşü olmayan bir yola girdiniz.

Sayın Alirıza GÖRGÜNER
, soygunculara 125 bin TL kaptırdığınız gibi bir de tabancanızdan olmuşsunuz. Büyük geçmiş olsun, hadi para yine kazanılır ama umarız çalınan tabanca ileride başınıza iş açmaz.

Sayın Engin ARI, 51’nci yaş gününüzde kestiğiniz pasta uzun yıllar unutulmayacak cinstenmiş. Yakın dostlarınız pastanın kamuoyuyla paylaşılmasını istiyor. Hadi biraz cesaret lütfen…Hayırlı yaşlar dileriz.

Sayın Tamer AZİZOĞLU, muhterem babanızı kaybettiğinizi üzülerek öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin.

Sayın Osman KURT,
bu sene yeni basın kartları konusunda meslektaşlardan epey şikayet geldi. Kabul edilmeyenlerin gerekçelerinin yeterli olmadığı düşünülüyormuş. Bir kez daha değerlendirilmesini isteyen çok sayıda şikayet mesajı aldık.

Sayın Çelebi ILIK,
milletvekili adaylığı konusunu öyle bir kafaya takmışsınız ki, haftanın 7 günü kulis yaparken görülüyormuşsunuz. Partinizin diğer adayları buna fena bozuluyor bilesiniz…

Sayın Süleyman TODS, Lefkoşa içinde araç kullanmama eyleminde epey kararlı görülüyorsunuz. Aynı anda büyük oranda akaryakıt tasarrufu da yaparak epey para biriktirdiğiniz söyleniyor. İşin spor yönü de ayrı bir güzellik değil mi?

Sayın Mustafa EMİROĞLULARI,
Meclis’te olası vekil saldırılarına karşı artık yanınızda biber gazı taşıma kararı almışsınız. O cüsseyi devirecek kimseyi biz daha tanımadık, hiç dert etmeyin.



Günün Fıkrası

Otobüs bekliyorum…


Bir gün, kadının biri evdeki elbise dolabı ses yaptığı için eve marangoz çağırmış, marangoz, kadına şikayetini sormuş, “dolabın nesi var? “Kadın, dolabım çok ses yapıyor demiş, adam dinlemiş dolabı çıt yok. Kadın, sesin dolabın dışından değil, içinden geldiğini söyleyip, adama dolabın içine girip de dinlemesini söylemiş. Adam da bunun üzerine dolabın içine girip ses dinlemeye başlamış. Beklemiş, beklemiş yine çıt yok, bu sefer kadın marangoza, otobüs geçtiği zaman dolabım ses yapıyor demiş, adam da bunun üzerine dolabın kapağını kapatıp otobüsün geçmesini beklemiş. Ne olsa beğenirsiniz, adam dolabın içindeyken kadının kocası eve gelmiş, ceketini asmak için dolabı açtığında, dolabın içinde bizim talihsiz marangozu bulmuş! Kadının kocası sinirli bir şekilde marangoza sormuş, “sen burada ne arıyorsun” marangoz ise “şimdi size ne diyeyim ki, otobüs beklediğimi söylesem inanmazsınız”