Temizlik; sağlığımıza zarar verecek her türlü pas, toz, kir gibi ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalara denir. Temizlik ve temiz olmak, geldiğimiz yaşam ortamında olmazsa olmazdır.
İnsanın kendinin temizliği yanında içinde yaşadığı ortamın da temizliği önemlidir.
Bu yazımı yazmağa başlamadan önce internetten bu konuda kısa bir araştırma yaptım. İnsanın temizliği için beden temizliği yanında manevi temizlikten de söz ediliyor. Manevi temizliğin, kötü ve zararlı düşüncelerden uzak kalınması ile olabileceği belirtiliyor.
Beden temizliği için ise, vücudun dış temizliği, vücudun iç temizliği ve elbise temizliği şeklinde ayrılması mümkün.
Elbise temizliği, giyeceklerimizin her zaman temiz olmasıdır. İlk okula giderken bizlere öğretilen, elbiselerimizin yeni olmasının değil temiz olmasının önemli olduğu idi. Yamalı elbise giyilebilir ancak kirli elbisenin giyilmesinin hoş olmadığı anlatılırdı.
Vücudun iç temizliği ise, iç organlarımızı zararlı yiyecek ve maddelerden uzak tutmakla mümkün.
Vücudun dış temizliği en önemli bir husustur. Vücudun dış temizliği, çeşitli etkenlerle kirlenen bütün dış organlarımızı temiz tutmaktır. Bu tabii ki devamlı olmalıdır.
Yıllar öncesi imkansızlıkları içinde insanlar evlerinde ısıttıkları su ile odalarının bir kenarında banyo yaparlardı. Düşünün elektrik yok, tüp gaz yok. Çoğu kez odun yakılarak sular ısıtılırdı. Daha sonraları ise islimle sular ısıtılırdı. İslim üzerine konan tencerede ısıtılan su ile ya mutfak kapısının arkasında ya da sündürme kapısının arkasında yıkanılırdı. Kapı arkasında olmasının nedeni suyun dışa, avluya akmasını sağlamak olsa gerek.
Üçşehitler (Goşşi)’deki evimizde (ki şimdi yerinde yeller eser, Rumlar tarafından yıkılmış ve yerle bir edilmiştir) küçük yaşlarda kapı arkasında çok yıkandım. Lise çağında ve sonrasında evdeki alttan yanmalı hamamı devreye koydum. Tüm aile ve de akrabalar en az haftada bir bu hamamda yıkanırdık. Hamamın içindeki kazana suyu doldururduk. Isıtmak için dıştan odunlar yakardık. Bu şekilde su ısınırken, hamamın içindeki taşlar da alttan yanan ateşle ısınırdı.
Tabii ki Rum silahlı saldırıları karşısında göç edip kuzey Kıbrıs’a geldiğimizde, elektrikle ve elektrikli ısıtıcılar, semaver ve şofbenlerle tanıştık. Bunun yanında güneşle suların ısıtılmasını gördük. Bu gün için su ısıtmak ve de banyo yapmak çok kolaylaştı.
Ne var ki bu imkan her yerde olmasına rağmen, etrafta zaman zaman ter kokuları saçan insanlara rastlıyoruz. Niçin o halde olduklarını anlamak mümkün değil. Bunların bazıları, terli ve kirli bedenlerine sprey de sıkmazlar mı. Artık yanlarına yanaşılmaz olmaktadır.
Bu yazıyı yazmaktaki amacım, bu konuya dikkat çekmek içindir. Herhangi birisinin bu şekilde olması onun sorunu. Yanından ayrılırsınız olur biter. Ancak, beden temizliğini yapmamış kişi, bir markette veya bir lokantada görev yapıyorsa ne olacak?
Size yemek servisi yapanın temiz olması hepimizin beklentisidir. Bunu sağlamak ise işletmelerin yöneticilerine düşmektedir.
Temiz ve sağlıklı gün dileklerimle.