AS-MAD ismini eminim birçok kişi duymuştur. Özellikle eski Çevre Bakanı Hamit Bakırcı döneminde. Marsilya olayında oldukça gündem olmuş, bakan zan altında kalmış ve görevden alınmasına kadar konu uzatılmıştı. Bilinmesini isterim ki o dönemde her ne kadar suçlayıcı bazı olaylar yaşansa da gerçekte Marsilya’daki şirketin Kıbrıs’ta yatırım yaparak buradaki alçı taşını ihracat etmesinde o kadar da büyük sıkıtı yoktu. Şirketi o dönemde ziyaret ederek, yakından dinlemiştim. Burada doğaya zarar verildiği için ağaçlandırma yaparak yarattığı doğa tahribatını önlemek adına cezai müeyyide uygulanıyordu. Hepsinden ötesi bu alana yerleştirdiği arı kovanları sayesinde bir de istihdam yapmış, bal üretimi için girişim başlatmıştı. Yani hem kazanıyor hem de kazandırıyor hem de istihdam yaratıyordu. İşte o zamanlarda ‘’Marsilya skandalı’’ olarak gündem yaratan şirketin burada sürdürdüğü faaliyetlerde sıkıntı yaşanmaya başlandı.
Gelelim 2016 yılında. Bu bahsettiğimiz olay üzerinden 2 yıl geçti. Bu süreçte yatırım yapan firmanın elindeki imkanlar alındı ve 50 kişi bir anda işsiz kaldı. Gerçi bu durum kimseyi rahatsız etmemiş olsa gerek ki, özellikle henüz yeni ve birçok konuda yeterli bilgi sahibi olmayan Tarım bakanı Erkut Şahali’nin vicdanı bile sızlamamış.
Ne üzücüdür ki göreve geldiği andan itibaren sorunlarla karşı karşıya kalan Şahali ne çiftçiye ne de hayvancıya merhem olamamıştır. Bir yıldır açı taşı ocağının faaliyetleri durmuş ve burada çalışan 50 kişi aç kalmıştır. Doğa tahribatına karşıyım ama izin verenlerin bu izinleri neye göre kime göre verdiği sorgulanmalıyken, Karayolları Dairesi’ne ait içler acısı bir ocak niye kapatılmıyor?
1 Ocak 2015 tarihinden bu yana faaliyetleri duran alçıtaşı ocağı önünde toplanarak eylem yapıldı. Bakan duymadı bile! Bu ülkede alçı taşı ocakları vardır. İnkâr edilemez bir de doğa tahribatı. Ama hepsi adaletli bir uygulamaya tabii tutuluyor mu tutulmuyor mu bilemem ama çalıştırma izni verilen bu şirketin batmasını sağlayan yine bilinçsiz çalışma yürüten yetkililerdir.
AS-MAD şirketinin ihracatı 2014 yılının son ayının son gününde durduruldu. Fakat işin ilginç tarafı bu işletmenin ihracatı durdurulurken, diğer taraftan da 2017 yılının Eylül ayına kadar da işletme ruhsatı verildi. Bu nasıl çelişkidir ki! Yani düşünün bir dükkan açmanıza izin veren hükümet, dükkan içerisinde mal satmanıza izin vermiyor. Bu nasıl bir zihniyettir? Biri bize açıklasın lütfen.
